Bazı insanların işleri, meslekleri hayatlarının önemli bir kısmını kaplıyor. Ben de öyle biriyim. Ancak, hayatımı işgal eden mesleğimi ıslah edebildim: Ben onun bir parçası olurken o da benim bir parçam oldu. Bana göre evrilirken şekillendi. Bu sayede teknik destek verdiğim, satış yaptığım müşterilerimle başka bağlar da kurdum. Tabi, birlikte büyümenin de etkisi var: Birlikte yaş aldık, birlikte deneyim sahibi olduk, birbirimizden öğrendik. Bazılarıyla neredeyse arkadaş olduk, çoğuyla yakın olduk…

Kurtköy ve Kurtköy’de de özel olarak Koruma Sanayi Sitesi’nde ya da onun etrafındaki birkaç kilometrelik bir çemberde olup bitti pek çok şey; bugün de gururla ve onurla kapısını çalıyorum, kapımı çalıyorlar.

O yüzden Kurtköy önemli.

Kurtköy, evet meslek icabı önemli. Metal enjeksiyon kalıpçılarının kümelendiği bölge olduğu için önemli. Sadece bize mahsus değil, bölünerek çoğalmak; dünyanın pek çok yerinde sanayi kümelenerek çoğalıyor.

Metal enjeksiyoncular burada çünkü kökler Kalıp Takım’a dayanıyor, yani E.C.A.’ya. Kalıp Takım, Manisa’ya taşınınca İstanbul’da kalanlar, özellikle de Paçacı yetiştiriyor bu sektörün öncülerini, Kartal-Pendik hattı. Bu hat şimdilerde Gebze-Dilovası hattı ve daha ötelere taşınsa da köken Kartal Kalıp Takım’da yetişen Paçacı. Metal enjeksiyon dökümcülüğü ve kalıpçılığı da Manisa’da yine Kalıp Takım üzerinden filizleniyor, oğul veriyor. Bugün hem yüksek basınçlı hem de alçak basınçlı dökümde, özellikle de alüminyum jant imalatında Manisa-İzmir dünyanın önemli bir merkezi ise bunun nedenlerinden biri de işte o Kartal’dan gelen damar.

Evet, Kurtköy’de öğle yemeği bu yüzden de önemli benim için… Son otuz yıldır açılan kapanan, başarılı olan, tadını unutamayacağım, sosyalleştiğimiz sektörce, öte yandan da zamanla özelliğini yitiren, kapanan pek çok lokanta gördüm bu bölgede.

Biri düşen diğeri de yükselen iki lokantaya değineceğim şimdi.

Özsu

Kurtköy’deki lokantalar içinde benim için en özeli Özsu-Aktürk Çiftliği idi. Kaybı gerçekten yaralayıcı oldu benim için. Sabiha Gökçen’den trafiğe kapılıp İstanbul’a doğru eve sürüklenmek yerine neredeyse Halep’teki kadar iyi yaptıkları altı ezmeli kebabın yanında bir duble de rakı parlatırdım. Hardallı kuşkonmaz olurdu mevsiminde! Aklınıza gelir mi? Tatlı yemem ama Katmer’i harikaydı, yerdim.

Ancak, Özsu çoktandır o eski Özsu değil; Aktürk Çiftliği de Aktürk Sanayi Sitesi oldu şimdi! Bazı kalıpçı arkadaşlarımız da bu yeni siteye taşındılar, Koruma’yı terk edip. Eskiden Özsu’nun verandasından seyrettiğimiz bahçelerde şimdi onların atölyeleri var. Arada, sabah erken uğruyorum çaylarını içmeye.

Özsu’yu özlüyorum anlayacağınız..

Bulgur

Yeni nesil meyhane duymuştum da kendine yeni nesil esnaf lokantası diyeni duymamıştım, Koruma’dan Deska Ali Bey beni Bulgur ile tanıştırana kadar. Yeni nesilliği Bahar Şef’in gençliği ile alakalı olmalı. Eli güzel, yetenekli, güçlü bir kadın. Ne yediysem son birkaç yılda ya çok iyi idi yada ortalamanın üzerinde. Üzmedi beni, fiyatları hariç. Lokaller için de büyük sıkıntı. Gıda enflasyonunu düşürmek için ne yapacak büyüklerimiz bilmiyorum ama Bulgur, daha büyük bir mekanda geçip maliyetlerini düşürürken lezzetini korumayı başarırsa, çok daha başarılı olur ve uzun ömürlü olur.

Bulgur fiyatları gizlemiyor. Sürpriz yok!

Bir de uzun ömür için, Bahar Hanım’ın sigarayı bırakması lazım. Sigara içen aşçılar bence yenik başlıyor güne. Önce damakları köreliyor, sonra ciğerleri sönüyor ve gerilimleri artıyor. Sigara içmek de, sigarasızlık da bir gerilim kaynağı onlar için: Tezgahı bırakıp sigaraya dışarı çıkmak da, kapının önündeki üç masadan birini işgal edip etrafı kokutan ve kirleten işyeri sahipleri olmak da…

Artık pek çok lokanta fiyatları gizliyor. Menü yok. Bulgur tam tersini yapıyor burada da. Şeffaf! Menüyü kapıya kocaman asmışlar. Görmemek mümkün değil. Çok da iyi yapmışlar.

Bulgur’un turşu kavanozları göstermelik değil! Meşrubat yok menüde, turşu suyu var!

Yemekler güveçlerde servis ediliyor. Ama güveçte pişenler bir harika oluyor. Her denediğimde dana etli güveç/türlü çok lezzetliydi, yanına da asiditeyi dengelemek için limonata! Kuru fasülyenin yanına ise turşu suyu, acılısından harika. Normal meşrubat, kola benzeri içecekler yok Bulgur’da. Takdir edilesi bir duruş.

Ben enginarını bekliyorum her yıl Bahar Hanım’ın. Değişik bir sosla servis ediyor. Ayrıca ekşili köfte gibi tencere yemeklerini de başarılı buluyorum genellikle.

Bulgur’da Güveç ve güveçte kuru fasulye

Kurtköy küçük sanayi dünyasını haritasından tümden silmeden rezidans kültürüne evrildi. Esnaf lokantaları esnaftan çok yakında oturanlara, tam da tabiri ile lokallere çalışmaya başladı -belki yeni nesil esnaf lokantası kavramı da buraya oturuyordur! Bu değişim nitelikli lokantaları beslemeli, onları geliştirmeli ancak bizde lezzetle değil de ambiyansla var olan, zincir lezzet-bozanlar her yerde olduğu gibi orta sınıfın bu rezident’lerine de çekici geliyor. Bu yüzden yukarda belirttiğim gibi, hem o kitleye daha fazla ulaşmak hem de fiyatları düşürmek için Bulgur büyümeli.

Son olarak, yine yukarda Paçacı demişken, anmadan geçemem: Hüseyin Paçacı çok şey kattı bu sektöre, bana da çok şey öğretti.

Güvendi, izin verdi ama eleştirdi de! Teori ile pratiği nasıl bağdaştırabilirdim ki başka türlü.

Yarın, Paçacı’nın torunları da dahil yirmi beş kişilik bir grupla keyifli bir yolculuğa çıkıyoruz, İtalya’ya. Üçüncü nesil giriyor devreye artık! Paçacılar dışında da konuklarım var üçüncü jenerasyondan. Takım çeliği üretiminde ve metal enjeksiyon kalıpçılığında dünyanın sayılı tesislerini gezeceğiz. O tohumlar, o kökler ama aynı zamanda nesiller boyu verilen, verdiğimiz emekler sayesinde.

Keyfini çıkarın!

Bulgur, yeni nesil esnaf lokantası
Kurtköy, Yenişehir Mah, bakü Caddesi, No:6/15 Pendik

Değerlendirme

Lezzet 7/10 (10 en iyi)
Fiyat: 7/10 (1 en ucuz)
Servis 8/10 (10 en kaliteli)
Ortam 7/10 (10 en huzurlu)

Aziz Hatman / [email protected]