DOLAR 32,3419 0.19%
EURO 35,1300 -0.17%
ALTIN 2.238,16-0,23
BITCOIN %
İstanbul
11°

AZ BULUTLU

KALAN SÜRE

Güven Ekonomisi

Güven Ekonomisi

ABONE OL
25 Ekim 2022 14:57
Güven Ekonomisi
40

BEĞENDİM

ABONE OL

Meşhur ters yönde ilerleyen sürücü fıkrasını çoğu kişi bilir. Radyodan ters yönde ilerleyen bir araç anonsunu duyan sürücü bağırır; “Ne bir tanesi hepsi hepsi…”

Otoyolda ters yönde gitmek feci sonuçlar doğurabilir. Peki ya ekonomide ters yönde gitmenin sonuçları neler olabilir, nasıl anlaşılır. Aslında doğru soru nasıl anlaşılmaz olacak!!!

Toplumun çoğunluğu için daha iyi yaşam koşulları sunamayan ekonomik göstergeler ters yönde ilerlemenin bir ifadesi değil midir?

Ekonominin bir insan vücudunda şekillendiğini düşünelim. Bir doktor teşhis koymadan tedaviye başlamaz, daha doğrusu başlayamaz. Muayeneyi takiben ihtiyaç duyarsa tetkiklerden yararlanarak tedavi uygular.

Ekonomide tetkiklerin yerini göstergeler alır. Enflasyon, işsizlik, dış ticaret dengesi, büyüme, borçlanma maliyeti ve kişi başına düşen milli gelir seviyesi ile gelir dağılımının sonucu toplumsal refah seviyesi durumu oldukça özetler. 

Bu verileri irdeleyip sorunlar kronik hale gelmeden çözüm bulmak yerine eğip bükerek algıyı yönetmek büyük bir hatadır. Sorun çözülmez boyuta ulaşır, hastalık vücutta yayılmaya başlar. Hastalığı gizleyerek bir süre hastanın kendisini  iyi hissetmesini sağlasanız bile tedavi ve iyileşme süreci uzar maliyeti de artar.  

Geri dönülemez noktaya gelme durumu tahmin edeceğiniz gibi sözün bittiği yerdir…

Peki göstergeler ne ifade ediyor ; 

  • Enflasyon tanımlanan şekliyle bile üç haneye doğru ilerliyor.
  • Kredi risk primi (iflas riski) rekor seviyelerde ve dört haneleri görmeye yakın.
  • TL bazlı büyüme (USD bazlı küçülme) refah yaratmadığı gibi, işsizlik oranının artmasını engelleyemiyor.
  • Çalışanların yarısına yakını asgari ücret, her üç kişiden ikisi ise asgari ücret seviyesinde gelire sahip.
  • Düşen alım gücü ile açlık ve yoksulluk sınırında yaşayanların oranı büyüyor.
  • Alım gücünü korumaya yönelik adımlar katma değeri yüksek üretim ile değil para basarak sağlanıyor. Bunun daha fazla enflasyon yaratacağı biliniyor.
  • Kaynak dağılımında gelir / vergi adaleti ve kayıtdışı ekonomi sorunları olduğu yerde duruyor.
  • Kur garantili mevduat gibi tercihler gelir dağılımı arasındaki farkı büyütüyor.
  • Sosyal destek ile ayakta durmaya çalışanların sayısı her geçen gün artıyor.
  • Ülke varlıkları yabancı sermaye için ucuz ötesi seviyelere düşüyor.
  • Güzel ülkemiz tarımda kendine yeten ülke diye anılırken her geçen gün dışa bağımlılık oranı artıyor.
  • Borçlanma rekor seviyelerde ve bütçe içindeki faiz yükümüz büyüyor. Tarihimizde ilk defa anapara borcumuzdan daha fazla faiz ödüyoruz.
  • Bunlara rağmen israf ekonomisinden ödün verilmiyor.
  • Kriz yerine algı yönetiminin yeterli olduğunu düşünüp kendimizi avutuyoruz…
  • Yarına bugünleri bile arayacağız endişesi ile yaklaşmaya devam ediyoruz.
  • Mutlu azınlık bile durumun sürdürülemez olduğunda hemfikir. 

Bir arkadaşım bir sohbet esnasında ekonomik krizi kalp krizine benzetmişti. Kalbi besleyen damarların tıkanması nedeniyle kalbin kan ihtiyacını karşılayamaması kriz sürecinin başlangıcı. Sağlıklı bir ekonomi için de akışın devam etmesi sağlanmalı, aksi halde ekonominin dayanma gücü sınırını test ettiğimizin farkına bile varmadan kendimizi göz göre göre yoğun bakım odasında bulabiliriz.

Hiç şüphesiz gerçek servet sağlıktır, gerisi detay… Doktor hasta ilişkisi öncelikle güvene dayalıdır. Liyakat sahibi bir doktor tetkiklerden yararlanıp teşhis koyar ve reçete yazar. Bir düşünsenize yanlış tetkiklere göre tedavi uygulanırsa hasta için sonuç ne olur…

Ekonominin başarısı için de öncelikle güven gereklidir.

Hatadan dönmek başlangıç noktası aslında… Teşhis olmadan tedaviye, tedaviye başlamadan iyileşme sürecine geçilemez…

İleriye doğru adım attığımızı zannedip daha geriye düşüyorsak ters yoldayız demektir.

Yazıyı yine bir fıkra ile bitirelim.

Kırsal bir yerde ilerleyen bir yabancı, tarlasıyla ilgilenen çiftçiye seslenir; 

“Merhaba, bu yol nereye gider?”

Cevap biraz esprili; “kendimi bildim bileli yol burda, bir yere gitmez.”

Bu yol bizi nereye götürür zaman gösterecek kuşkusuz ama elimizde olan verilere baktığımızda acil müdahale ihtiyacı bütün çıplaklığı ile duruyor.

Atılan adımların bizi getirdiği yer durumu açıklıyor aslında…

Bunun anlamı ne diye soranlar için yanıt oldukça tatsız,

Dünden daha yoksul, yarından daha zenginiz !

Orhan Ertürk

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.