DOLAR 32,2034 -0.03%
EURO 34,7525 -0.33%
ALTIN 2.417,94-1,07
BITCOIN %
İstanbul
13°

PARÇALI BULUTLU

KALAN SÜRE

DCT Trading, güvenli ticaretin önemine vurgu yapıyor

DCT Trading, güvenli ticaretin önemine vurgu yapıyor

DCT Trading, dünya pamuk sektöründe büyük bir sorun haline gelen “kara liste” konusuna karşın, güvenli ticaretin önemine vurgu yapıyor. Sektördeki firmalara rehberlik etmek amacıyla önümüzdeki yıllarda elektronik bir trading platformu kurmayı hedefleyen DCT Trading Dış Ticaret A.Ş. Kurucusu Levent Sadık Ahmet ile, pamuk sektörünü, ülkenin ve şirketin üretim kapasitesini, ihracat-ithalat dengesini ve gelecek dönem hedeflerini konuştuk

ABONE OL
18 Eylül 2023 12:43
DCT Trading, güvenli ticaretin önemine vurgu yapıyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

EKONOMİMANSET.COM/ÖZEL HABER

Dünyanın sayılı pamuk üreticileri arasında yer alan ve Türk pamuğunun ihracatçısı konumunda yer alan DCT Trading Dış Ticaret A.Ş., Yunanistan, Türkiye, Türk Cumhuriyetler ve geniş coğrafyalardan tedarik ettiği pamuğu; Mısır, Vietnam, Tayland, İsviçre, Pakistan ve Japonya’ya ihraç ediyor. Dünya Pamuk Birliği (ICA- International Cotton Association) üyesi olan şirket, dünya pamuk sektöründe büyük bir sorun haline gelen “kara liste” konusuna karşın, güvenli ticaretin önemine vurgu yapıyor. Finansal yapısı, hedge mekanizması ve bankalardaki çözüm ortaklarıyla güvenli ticaretin tüm kriterlerini taşıyan DCT Trading A.Ş., sektördeki firmalara rehberlik etmek amacıyla önümüzdeki yıllarda elektronik bir trading platformu kurmayı hedefliyor. Bu platform dahilinde güvenli ticaret odağında çalışmalar yapmayı planlayan DCT Trading Dış Ticaret A.Ş., güncel fiyatlarla pirinç, buğday ve pamuğu online kanalı aracılığıyla satacak. DCT Trading Dış Ticaret A.Ş. Kurucusu Levent Sadık Ahmet ile, pamuk sektörünü, ülkenin ve şirketin üretim kapasitesini, ihracat-ithalat dengesini ve gelecek dönem hedeflerini konuştuk.

DCT Trading ne zaman kuruldu, genel olarak faaliyetlerinizin özetinden söz eder misiniz?

DCT Trading uluslararası pamuk ticareti yapan bir şirket. 20 yıllık bir geçmişi var. Üniversiteden mezun olduğum 2003 yılında, annemden aldığım 10 bin dolar ile şirketi kurdum. İlk başta pamuk aracılık hizmeti vermeye başladık. Tanınan bir aileye sahip olmanın avantajıyla, birçok kişiye çok hızlı bir şekilde ulaşabilme şansını yakaladım. Kısa sürede Türkiye’nin dev şirketleriyle çalışmaya başladım. Tabii ilk başta aracılık yapıyorduk, sadece Yunan pamuğuna odaklıydık. Üç beş yıl sonra farklı menşeiler portföyümüze eklenmeye başladı. Uluslararası tüccarların temsilciliklerini aldım. Onların tedarikçisi konumuna geldik. Yunan pamuğunda ise çok hızlı bir şekilde büyüdük. İlk yıl 10 bin ton civarında pamuk satmıştım. İkinci yıl 30 bin ton ve 50 bin tonun üzerini geçtikten sonra, 2011’den sonraki pamuk satışları yüz yılın beşinci zirvesini görmüştü. Ondan sonra zaten artık ticaret yapmaya başladık ve satış tonajımız 100 bin ton ve üzeri oldu, hala aracılık hizmeti de veriyoruz. Şu an Türkiye’nin her yerinde ve hatta dünyanın dört bir yanında müşterilerimiz var. İthalat yapıyoruz…

Yunan pamuğunu ithal ediyorsunuz değil mi?

Evet, Türkiye’ye getiriyoruz. Yunanistan, Vietnam, Çin, Endonezya ve hatta Hindistan gibi çok büyük pamuk üreticisi ülkelerden alım yapıyoruz. Arz, talep ve kalite buradaki en önemli faktörleri oluşturuyor. Pakistan ve Mısır başta olmak üzere, birçok ülkeye transit ticaret yapıyoruz. Türkiye’de konvansiyonel pamukta da ihracatçı konumundayız. Türk Cumhuriyetleri ile iyi işler yapıyoruz. Azerbaycan ve Türkmenistan öncelikli pazarlarımız arasında. Tacikistan ve Kazakistan da üretici, onlar civar ülkelerde daha fazla pamuklarını tüketiyorlar. Örnek verecek olursam; Türkmenistan’dan ürün alıp Mersin’e serbest bölgeye getirip, Pakistan’a satış yaptığımız oluyor. Avusturalya’dan Gaziantep’e sattığımız pamuklar oluyor. Yani bizim güzergâhımız aslında bütün dünya… Büyük bir azim ve kararlılıkla başarılı olduğumuzu görmekten de ayrıca mutluyuz.

Ailenizden bahseder misiniz? Ailenizde tacir var mı?

Babam Batı Trakya Türklerinin lideriydi: Dr. Sadık Ahmet. Biz babamı kaybettikten sonra Türkiye’ye geldik. Tacir yok ailede…

Pamuk işi yapma fikri nereden çıktı peki?

Çok tesadüf olduğunu söyleyebilirim. Rahmetli kayınpederimin bir tedarikçisi, manifatura üzerine işler yapıyordu. Yunan pamuğu almak istediklerini söyleyince ben onlara eşlik ettim. Mihmandarlık yaptım aslında. Üniversite son sınıfta ne iş yapacağıma karar verme aşamasındayken bu işe başlamak benim için fırsat oldu. O kişilerle iş yapamadık ancak Türkiye pamuk sektörünü araştırdım. Türkiye’nin ne kadar ithalat yaptığını öğrendim ve bu konuda bir potansiyel olduğuna inandım. O şekilde başladım. Tabii şu an rakamlar çok büyüdü. Türkiye’de 14 tane banka ile çalışıyoruz ve en çok iftihar ettiğimiz konulardan bir tanesi de trade finance yapıyoruz.

Trade finance dediğimiz şey, kontrat pamuk değil mi? 6 ay sonra da pamuğu alıyorsunuz şu anki fiyattan ve satıyorsunuz…

Biz bir yıl sonrasına da satıyoruz. Bunun için öncelikle kendinizi NewYork borsasında hedge ediyorsunuz… Türk bankacılığında belki de trade finance’ı bilhassa emtia ticaretinde ilk ve en hacimli çalıştıran şirket biziz. Türkiye’nin en büyük bankaları bizim kontratlarımızı finanse ediyorlar. Bu da ne kadar güvenilir bir şirket olduğumuzu gösterir. İpotek yok, teminat yok, sadece kontrat var. Tabii alıcılarımız da çok büyük.

Müşterileriniz tekstilden değil mi?

Evet. Örnek vermek gerekirse, Sanko’nun tedarikçisiyiz. Çalık Holding’le çok uzun yıllar çalıştık. KİPAŞ ve Özdilek ile çalışıyoruz. Bütün denimciler, örgücüler hepsi müşterimiz. Uluslararası tüccarlar var. Toyoshima, Devcot gibi global firmalara pozisyon satıyoruz bazen de onların pozisyonlarını satın alıyoruz. Pandemide emtianın ne kadar önemli olduğunu bütün dünya yeniden anladı. İster bu soft commodity, buğday, mısır vs. yiyecek olsun, ister metal veya petrol olsun… Her tür emtia için güvenilir ticaret öncelikli bulunuyor. Pandemide, hatırlarsınız çok ciddi lojistik problemleri yaşandı. Hammaddeye ulaşım olmadı, tedarik zinciri kırıldı. Biz o zamanlarda tüm müşterilerimizi çok mutlu ettik. Çünkü yıllardır, pahalı da olsa çok güçlü lojistik firmalarıyla çalıştık. O aslında satın aldığımız sigortaydı. Bu sayede tüm mallarımızı zamanında teslim edebildik. Biz müşterimize hammaddeyi doğru zamanda getiremediğimiz zaman hammaddesiz kalır ve orada hem zarar çok büyük olur hem de müşteri çok ciddi mağdur olmuş olur. O yüzden safe trade vurgusunu çok yapıyoruz. Biz aynı zamanda Liverpool ICA (International Cotton Association) üyesiyiz. ICA dünyadaki pamuk birliği. Biz onun üyelerinden biriyiz. Dünyada 550 tane üyesi var sadece.

Siz aracısınız, pamuk birliğinde üretici olmaz mı sadece?

Birlikte hem üreticiler, hem de alım satım yapanlar var. Bizim Şanlıurfa’da üreticimiz var. Aynı zamanda balya ticareti yapıyoruz. ICA’i buradaki birlik gibi düşünmeyelim. Biz pamuk ticaretini ICA’in kurallarına göre yapıyoruz. Kara liste konusu dünyada büyük bir problem ama Türkiye’de gerçekten çok az kara listede olan firma var. Güvenli ticareti bu noktada çok savunuyoruz. Çünkü pamuk fiyatı 5 katı da artsa, 3 misli de düşse biz pamuğu teslim ederiz. Eğer finansal olarak güçlüyseniz, bütün bu finansal toolları doğru kullanırsanız, işte hedge mekanizması, bankalardaki çözüm ortaklarınız… Bunun sonucunda zarar etmeden müşterinize malı zamanında teslim etmiş olursunuz. O yüzden güvenli ticareti Türkiye’de ve tüm dünyada çok ciddi şekilde vurgulayan bir firmayız. 2011’de pamuk fiyatları 5 misli arttığında biz tüm kontratlarımızı yerine getirdik ama tedarikçilerimiz de tüm kontratlarını yerine getirdi ve bize teslim ettiler. Bir yıl sonra tam tersi oldu fiyatlar inanılmaz derecede düştü, bu defa da sıra bizde ve müşterilerimizdeydi. O yüzden çok temkinli, çok dikkatli ticaret yapıyoruz.

Türkiye’de üretim azaldı mı son yıllarda?

Türkiye geçen yıl bir milyon ton üretti. Ama burada şöyle bir matematik var. 20 yıl önce de Türkiye’nin 600 bin ton civarında üretimi vardı, buna karşılık 800 bin ton civarında bir tüketimi var. Geçen yıl Türkiye 1.6 milyon ton civarında pamuk tüketti. 1 milyon ton üretimi vardı. Deprem olmasaydı ve şu an resesyon, enflasyon sebebiyle dünyada alım gücü düşmemiş olsaydı, Türkiye 2 milyon ton pamuk tüketecekti. 2 milyon ton pamuğu üretemezsiniz. Buna ne coğrafi şartlar müsaade eder ne de sadece bir ülke için pamuk önemlidir. Buğdayı da üretmemiz lazım, taze fasulyeyi de üretmemiz lazım ve su kaynaklarını korumamız lazım. O yüzden orada işin matematiğine bakmamız lazım. Haberlerde çok okuyoruz, Türkiye’de pamuk üretimi çok kötüye gidiyor. Hayır, 1 milyon ton pamuk ürettik. Geçen yıl tarihi rekorunu kırdık ama tüketimimiz çok fazla. O yüzden de ithalatı yapmak durumundayız. Bir de şu yönden bakmamız lazım… Pamuğu üretmek ekosistemimizi bozuyorsa, ülke maliyetlerini çok ciddi şekilde artırıyorsa, başka bir ülke üretir, biz de alır tüketiriz. Bizde daha katma değerli ürünleri yetiştirip, bilhassa gıda güvenliği doğrultusunda ürünler temin ederiz. Bu şekilde bakmakta fayda var diye düşünüyorum. Türkiye’nin dört bir yanından pamuk alıyoruz. Şanlıurfa, Diyarbakır, Hatay, Söke ve Ege Bölgesi’nden pamuk alıyoruz. Türk pamuğu kaliteli bir pamuk ve çok ciddi otomasyona ihtiyaç yok. Artık Türkiye’deki büyük üreticiler bilhassa, full otomasyonlu çalışma yapıyor.

Pamuk tarladan alındığı gibi mi saklanıyor?

Hayır. Üretici tarladan çırçıra götürüyor. Biz çırçırdan balya halinde alıyoruz.

Depolarınız nerelerde?

Şanlıurfa’da lisanslı depolarla çalışıyoruz. Uzun dönem sözleşmelerimiz var. Mersin’de en az 4 tane depo kullanıyoruz. Bunların bir kısmı gümrüklü, bir kısmı gümrüksüz. Yunanistan’da bir tesis yatırımımız var. Orada açık alanlarını kullanıyoruz. Bir de Yunanistan’ın en büyük alıcısı olduğumuzu belirtmek isterim. Yunanistan’da toplam üretilen pamuğun yüzde 30’unu şirketimiz alıyor. Konteyner firmalarıyla ilişkilerimizden dolayı bizim 45 güne kadar bedelsiz konteyner yardta malımızı depolayabiliyoruz. Bu da bizim için çok büyük bir avantaj.

Dezavantajlarından söz eder misiniz peki?

Fiyat volatilitesi depolama esnasında bir risk unsuru taşıyor. O yüzden de kendimizi hedge ediyoruz.

Bu işi yapan sizin gibi başka şirket var mı Türkiye’de?

Bizim ölçeğimizde yok. Aracılar lokal tüccarlar var. Yabancı pamuk tüccarları var. En büyük de onlar herhalde yabancı olarak… Onun haricinde de şunu çok net ayırmamız lazım. Bir aracı var bir pamuk tüccarı var. Biz her ikisini de yapıyoruz. Diğer yandan, Yunanistan, Türkiye’nin pamuk ambarı. Lokasyon yakınlığı nedeniyle konum avantajını iyi kullanan bir şirketiz. Bir de Türkiye’de 14 tane bankayla çalışan, bu kadar kredi limiti olan farklı bir şirket bulunmuyor.

Pamuk ticareti dışında pirinç satışı da yapıyorsunuz değil mi?

Şirket olarak, TMO’ya akredite olan şirketlerden biriyiz. Zaman zaman ihale açıldığında pirinç satışı gerçekleştiriyoruz. Son iki yılda 17 bin ton civarı pirinç ticaretimiz oldu. Pirinç ticaretine devam etmeyi planlıyor ancak çok da büyümeyi hedeflemiyoruz bu alanda. Eski yıllarda buğday ticareti de yapıyorduk. Türkiye’deki makarnacılara buğday ithal ediyorduk. Bu yıl itibarıyla tekrar orayı hareketlendirmeyi planlıyoruz. Diğer yandan, Yunanistan’daki yabanmersini üretimi şirketimizle ülkenin en büyük üreticisiyiz.

Yabanmersinini Yunanistan’da ürettirip Türkiye’ye mi getiriyorsunuz?

Pamuk ticareti yapan DCT Trading isimli şirketimizin yanı sıra, Yunanistan’da Yaka isminde bir şirketimiz var. Orada kiraz paketleme ile yabanmersini üretim ve paketleme tesisimiz var. Bu şirketimiz, Avrupa’daki bütün süpermarket zincirlerinin ana tedarikçisi. Yılda 2 milyon kilo kiraz paketliyoruz. Şu anda da önümüzdeki yıl, 100 ton civarında yabanmersinimiz olacağını öngörüyoruz. Bu yıl 40 tonda falan kaldı ama 200 dönüm yaban mersini üretim alanımız var ve Yunanistan’ın en büyük üreticisiyiz. Buradaki organik pamuk sertifikamız sayesinde, organik pamuk alıp satabiliyoruz bütün dünyaya. Diğer yandan bölgede bir Türk olarak Yunanistan’ın en büyük yabanmersini üreticisi olmak bizi çok gururlandırıyor. Sezonda yaklaşık 110 kişi çalışıyor. 246 tane İYİ Tarım uygulamsı ile üretim yapan üreticimiz var. Bizim şirketimizin şemsiyesi altında onlara iyi tarım yaptırtıyoruz Yunanistan’da. İlaç kalıntısı problemleri nedeniyle yurt dışında kabul görmeyen ürünleri iyi bir çözüm ortağı olmamız sayesinde kontrol altına alabiliyoruz. Çünkü tesis, arazi ve üretim yeterliliğimiz var. Bu nedenle de buradan malı alıp orada millileştirip çok rahat bir şekilde ihracatı yapılabilir hale getiriyoruz.

Geçen yıl cironuz nedir, gelecek yıl hedeflediğiniz ciroyu paylaşır mısınız?

Geçen seneyi 80 milyon dolar ciroyla kapattık. 2024 sonunda 100 milyon doların üzerinde hedefimiz bulunuyor. Çok rahat ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Diğer yandan, geçen sene 280 milyon dolarlık pamuk sattık şirket olarak.

Önümüzdeki yıllara ilişkin hedeflerinizi paylaşır mısınız?

Önümüzdeki yıllarda güvenli ticaret vurgusuyla beraber Türkiye’de bir trading platformu kurmayı hedefliyoruz. Bunun içinde ana kaldıraç pamuk olacak. Pirinç ve buğday da alabileceksiniz. Üstelik satışlar tamamen elektronik bir platformda gerçekleşecek. Pamuk alacaksanız NewYork pamuk borsasındaki anlık fiyattan görüntüleme yapabileceksiniz. Bütün bankalar da bunu yapabiliyor. Böyle bir sistemle, elektronik bir trading platformu üzerinden işimizi daha da büyütmeyi planlıyoruz. Pamuk üretimiyle ilgili de şu an Şanlıurfa’da bir proje üzerinde çalışıyoruz. Orada hem organik pamuk üretimi hem de yeni tarım teknolojilerini deneyerek küresel ısınmayı ve su tüketimini azaltacak olan birkaç tane start-up var. Onlarla birkaç deneme yapmayı planlıyoruz.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.