Gül Lokantası – Sultanbeyli oto sanayi

Sultanbeyli Oto Sanayi’de Gül Lokantası var, döneri müthiş. Kuru fasulyesi iyi. Çoğu yemek ortalamanın üzerindedir. Oto Sanayi’de lokanta denince üzerinde az yer vardır.

Bostancı Oto Sanayi, Ümraniye Oto Sanayi içinde de güzel yerler var. Daha pekçok oto sanayi sitesinde kayda değer yemek yapan yerler ve lezzetler bulabilirsiniz. Ne yazık ki çoğu pek uzun ömürlü olamıyor. Ama ilginçtir, örneğin Bostancı Oto sanayi’de daima iyi bir mekan vardır. Yükselir, düşer kapanır, taşınır; o düşerken başka biri yükseliştedir… Tabaklar güncellense de kuşaklar değiştikçe, esnaf lokantacılığı, sabah çorbası daimdir.

Tabi bir de tarihimizin yazıldığı, Maslak Oto Sanayi var. Dolapdere sonrası Amerikan arabalarından Alman arabalarına geçişin hikayesidir Maslak: Benim de ehliyetimi aldığım Trafik Şube’yi bile bir dönem bünyesinde barındıran, bugünün holdinglerine kuluçkalık yapmış bir Oto Sanayi. Orada da şimdi, bu gelişimeye yada zenginliğe koşut, Sanayi 313 gibi, Markus gibi, Tehroon gibi post endüstriyel değilse de, “Oto Sanayi-ötesi” başka bir ticari dünyanın temsilcisi olan restorantlara ev sahipliği yapıyor. Güzelim köftecileri kayboldu. Bu yüzden bu oto sanayi-ötesi lokasyon satan restaurantları ben referans almıyorum; ustanın, tamirci çırağının, arabasını teslim almaya gelen müşterinin gittiği, çevredeki beyaz yakalıların ve işçilerin müdavimi olduğu o öz hakiki oto sanayi lokantası benim kerterizim, tekrar olacak ama, örneğin Gül Lokantası.

Çerkezköy Oto Sanayi

Çerkezköy’e vardığınızda, Binkılıç sapağından içeriye döndüğünüzde yol sizi B/S/H kavşağına ve arkasından da Oto Sanayi’ye çıkarır. Devam edecek olursanız Çerkezköy OSB, Kapaklı OSB, ve Çorlu. Memleket sanayinin yüzde ondan fazlası burada Trakya’nın geriye kalan verimli tarım alanlarına yayılmaya devam ediyor. Yani o yoldan devam edip gidecek çok yer var!

Son dönemde, yeni kurulan, V’Steels Çerkezköy Şubesi için daha fazla yolum düşmeye başlayınca Çerkezköy’e, keşfettim Divan Çorbacısı’nı.

Tam oto sanayinin karşısındaki, Divan Çorbacısı sabahları evet bir çorbacı ama öğlen olduğunda daha çok bir et lokantası. Müşterileri daha çok ustalar ve çırakları, yöre esnafı ile küçük işletmelerden işçiler. Sabahtan itibaren dolup taşıyor. Kazanlarla gelen çorbalar tabaklarla tükeniyor. Et suyu çoğunlukla öğleni göremiyor, hemen tükeniyor.

Kelle paça çorbası

Et, kemik ve sakatatın lezzetli alaşımları çorbalardan en çok sevdiğim, halis et suyu, terbiyesi ile ezilmeyen gerçek sakatat suyuna kelle paça ve ayak paça ile işkembe. Tavuk suyu bana göre değil, kemiksuyuyla mercimek ve ezogelin ise kanımdaki yağ seviyesine göre tercih edilebilir… Hepsi derin tatlara sahip ve bol kolojenli, biraz yağlı ama hem besleyici hem de leziz, yanında taze beyaz ekmek somunlarıyla doyurucu. Masalara kaselerle bırakılan taze kesilmiş limonlar ve sarımsaklı sirke de şirketten!

Açıkçası epey sevdim ben burayı. Salaşlığını ama hijyen için verdikleri çabayı. Samimliğini işletmenin…

Bana daha çok Şevket dedemin, ateşten inmeyen tenceresini hatırlattı sanırım. Sabahları paça ile yaptığı kahvaltısını. İçine doğradığı ekmekle papara yapışını. Akşam yemeğinde, aynı tabağın üzerine sarımsaklı yoğurtla domates sosu gezdirince anneannem Kara Hamdiye’nin yemek hazır çocuklar deyişini. İkinci üçüncü tabağı çağıran torunların gürültüsünü…

Fabrikanın yemekhanesinde doyurucu yemeğe ulaştığı için dışarı pek çıkmayan sendikalı sanayi işçisine de, dışarıda öğle yemeğini “event”lerle sınırlayan ve “nezih” mekanları tercih eden beyaz yakalılara duyurulur! En azından sabahları, bu çorbaları kaçırmamak lazım.

Kuzu Fırın , tabakta ve tepside, berrak et suyuyla

Saydanlar – Çorlu

Arçelik Taşdelen, yani beyaz eşya elektrik motoru fabrikası ile Türk Elektrik Topkapı, Çerkezköy’e taşındığından beri, yani epey uzun zamandır gelip gidiyorum Çerkezköy’e. Bir de elbette B/S/H ve aluminyum ekstrüzyoncular var tabi… Ancak Çerkezköy OSB hem dönüştü hem de hem de çevresinde yeni organizeler, sanayi bölgeleri yarattı.

Ancak sanayi, Çerkezköy’de ne kadar büyürse büyüsün, şehir olarak Çorlu’yu besledi yaratılan bu kaynaklar. Yemek ve lezzet babında da Çorlu hep daha rafine oldu…

Saydanlar mesela, bu dinamiklerle gelişti. Çorlu’da kendini geliştirdi, gelişen müşterisi ile… Eski yerinden, o çarşıya yakın, geleneksel pazara inen köylünün uğrayıp çorbasını içtiği kasaba lokantası modelinden, şimdiki yeni yapılaşan bölgeye taşınırken vazgeçti ve daha kentli bir kesime hitap etti. Zenginliğin lezzeti nasıl ürettiğine mükemmel bir örnektir, Saydanlar’ın evrimi.

Beyaz yakalılar ve sanayi işçileri

Divan Çorbacısı’nın gelişmesi için de benzer bir izleğe ihtiyacı var. Müşterisi ile birlikte devinerek gelişmek.
Ancak önümüzdeki yıllar, birikmiş emek olarak, lezzetin, tabağı doldurması ve damakta ortaya çıkması, çatlaması için pek uygun bir dönem olamayacak gibi. Tam tersine, çalışan sınıfların tükettiği ortalama kalorinin düştüğü; proteinin, etin, sütün, peynirin ve yağın yerini karbonhidrat ve şekerin aldığı bir dönem gelecek sanki. Bir kez daha!

Bu koşullarda da Divan gibi umut vadeden işletmeler, maliyeti kısarken lezzeti göz ardı edecek; zorunda kalacak, çünkü daha ucuz malzeme ama daha önemlisi daha az ve daha niteliksiz emekle pişecek o yemekler.

Umarım tersi olur…

Umarım, B/S/H ve Arçelik’in burada hiç görmediğim beyaz yakalıları, Hema’nın geleneksel sanayi işçileri gibi çevredeki diğer büyük sanayi işletmelerinde çalışanlar, burayı keşfederler, özellikle de sabahları, tam yollarının üzeri çünkü.
Öğlenleri çorba dışındaki et yemekleri, özellikle kavurma ve kuzu fırın çok başarılı. Yani bu lokantanın, et ve kemik eksenli çorbaları yanında asıl özelliği ulaşılabilir fiyata sağladığı lezzetli et yemekleri. Yanında keyifli bir pilav ve standart olarak verdiği salata ile doyurucu ve dengeli de.

Kavurma kazandan tabağa

Divan Çorbacısı – Oto sanayi Karşısı
Fevzi Paşa, Hayri Batur Cd. No:20, 59000 Çerkezköy
0534 350 53 17

Değerlendirme
Lezzet 7/10 (10 en iyi)
Fiyat: 4/10 (1 en ucuz)
Servis 6/10 (10 en hızlı)
Ortam 6/10 (10 en huzurlu)