Darren Aronofsky’nin yönetmen koltuğunda oturduğu Mother!, gösterime girdiği 2017’nin en çok konuşulan filmlerinden biri olmuştu. 

Eleştirmenlerin beğenisini kazanan film, izleyicileri de etkilemiş ancak sinemaseverler filmi tam olarak anlayamadıklarını ifade etmişti.

Başrollerde Jennifer Lawrence, Javier Bardem, Michelle Pfeiffer ve Ed Harris’i buluşturan psikolojik korku filmi, beklenmedik misafirler tarafından rahatsız edilen bir çifti merkezine alıyordu.

Independent Türkçe’nin haberine göre filmin başrol oyuncularından Jennifer Lawrence, bu hafta söyleşi programı Watch What Happens Live’ın konuğu oldu. Yeni filmi Büyü de Gel’in (No Hard Feelings) tanıtımını yapan Amerikalı oyuncu, programın sunucusu Andy Cohen’in sorularını yanıtladı.

Cohen, 32 yaşındaki oyuncuya Mother!’ı ne kadar anladığını 10 üzerinden bir puan vererek anlatmasını istedi. Lawrence, o dönemde filmin yönetmeni Darren Aronofsky’yle ilişkisi olduğunu hatırlatarak yanıtladı. 

“O dönemde yönetmenle yatıyordum” diyen ünlü oyuncu, bunun kendisine sunduğu ayrıcalıkları ima etti ancak yine de filmi tam olarak anlamadığını itiraf etti:

5 mi? Ya da 4. Ama filmlerini anlamak için herhangi bir ipucuna ihtiyacı olan varsa, ne yapacağınızı biliyorsunuz.

Cohen, oyuncuya “Yönetmenle mi yatsınlar” diye sorunca Lawrence, gülerek “Evet” yanıtını verdi.

“Konuşmak istediği tek şey filmdi”

Aronofsky’nin yazıp yönettiği psikolojik korku filminde Lawrence, eşiyle birlikte kırsaldaki evinde sürdürdüğü huzurlu yaşamı davetsiz ve gizemli bir çiftin gelişiyle altüst olan bir anneyi canlandırıyordu.

Çekimler sırasında tanışıp birliktelik yaşamaya başyalan Lawrence ve yönetmen Aronofsky, bir yıl sonra ayrılmıştı.

Oscar ödüllü oyuncu, 2017’de Variety’ye yaptığı açıklamada, normalde filmleriyle ilgili eleştirileri okumaktan hoşlanmadığını çünkü bunun savunmaya geçmesine neden olduğunu anlatmıştı. Ancak Lawrence, Aronofsky’yle birlikteyken Mother! hakkındaki eleştirilere katlanmak zorunda kaldığını söylemişti.

Birlikte turneye çıkıyorduk, otele dönüyordum, konuşmak ya da düşünmek istediğim son şey filmdi, o geri dönüyordu ve konuşmak istediği tek şey buydu.