Bir süredir pek çok film ya da dizi projesi yazarların grevi nedeniyle erteleniyor, gösterim tarihleri sık sık değişikliğe uğruyor. Bu greve geçtiğimiz günlerde oyuncuların grevi de eklenince Hollywood, 1960’tan beri tanık olmadığı bir durumla karşılaşmış oldu; yazarlar ve oyuncular aynı anda greve başladı.

Grevlerin nedenleri arasında sektör çalışanlarının ücretler konusunda yaşadıkları sıkıntılarla beraber yapay zekâ teknolojisi de oldukça büyük bir yer alıyor.

BLACK MIRROR BÖLÜMÜ GİBİ

Senaryoların yapay zekâ ile yazılabilecek olması tartışma yaratırken, bir de yapay zekâ ile üretilebilecek sahneler gündeme oturdu. Özellikle de Black Mirror’ın son sezonunun ilk bölümü “Joan Is Awful”a benzetilen durum, (Streamberry isimli akış platformu, oyuncuların görüntülerini yapay zekâyla birleştirerek çekimlere devam edebiliyor) oyuncuları bir ya da iki gün çalıştırıp görüntülerini aldıktan sonra senelerce onları yapay zekâ ile kullanabileceklerini gösteriyor.

Ücret sıkıntılarına eklenen bu ürkütücü senaryoya karşı yazarlarla beraber oyuncular da grev haklarını kullandılar. Hollywood, Amerikan Televizyon ve Radyo Sanatçıları Federasyonu (SAG-AFTRA), Amerika Yazarlar Birliği’ne (WGA) katılarak 14 Temmuz’da greve başladı ve 1960’tan bu yana ilk defa hem oyuncular hem de yazarlar beraber işi bıraktı.

TEPKİ ÇEKEN HAMLE: 900 BİN DOLARLIK İŞ İLANI

Tüm bu olan bitene rağmen Netflix, yayınladığı bir iş ilanıyla dikkat çekti. Akış platformu, 900 bin dolarlık bir maaşa yapay zekâ ürün yöneticisi aradığını duyurdu.

Pozisyonda görev alacak kişinin, Netflix’teki makine öğrenimi/yapay zekâ uygulayıcıları ve uygulama mühendislerinden geri bildirim toplayacağı ve kullanıcı ihtiyaçlarını anlayacağı, ürün gereksinimleri türeteceği ve yatırım alanlarını önceliklendireceği belirtildi.

Mission Impossible: Ölümcül Hesaplaşma ve Black Mirror gibi yapımlarda rol alan Rob Delaney, grev sırasında çıkan bu ilan üzerine, “Yani bu miktar ile otuz beş oyuncu ve aileleri SAG-AFTRA sağlık sigortasına hak kazandırabilecekken, yapay zeka ordusundan bir kişiye 900 bin dolar… Korkunç… Sizi temin ederim ki ortalıkta dolaşacak para var; sadece önceliklerle ilgili” diyerek teki gösterdi.

Netflix’in bu hamlesi, SAG-AFTRA Başkanı Fran Drescher’ın grevin amacıyla ilgili sözlerini yeniden akıllara getirdi: “Açıkçası, pek çok konuda birbirimizden ne kadar uzakta olduğumuza inanamıyorum. Nasıl olur da CEO’larına 100 milyonlarca dolar öderken, sağdan soldan para kaybediyoruz deyip fakirlikten dem vurabilirler? İğrenç. Ayıp onlara.”

OYUNCULAR TEPKİLİ

Grev başladığından bu yana pek çok ünlü isim haklarını korumak için destek oluyor. Matilda’nın çocuk yıldızı Mara Wilson, romantik komedi yıldızı John Cusack ve This Is Us’tan Mandy Moore gibi pek çok oyuncu, grevin önemini vurgulamak için yaşadıkları ödeme sorunlarını paylaştılar.

GREV BAŞLAYINCA GALAYI TERK ETTİLER

Uzun zamandır merakla beklenen ve oyuncu kadrosu adeta bir yıldızlar geçidi olan Christopher Nolan’ın yönetmenliğini yaptığı Oppenheimer filminin galası ise grev başlangıcına denk geldi. Gala sırasında grev başlayınca oyuncular Cillian Murphy ve Emily Blunt galadan erken ayrıldı.

Filmin yönetmeni Christopher Nolan, oyuncuların grev pankartlarını hazırlamak için ayrıldığını söyleyerek onlara destek verirken filmin oyuncularından Matt Damon da grevin amacının  önemli olduğunu, oyunculara ek ödemeler yapılmazsa sağlık sigortalarının olmayacağını söyledi.

Grevde oyuncular kontratları gereği tüm hizmetlerini durduruyor. Buna oyunculuk, seslendirme ile beraber festivaller, ödül törenleri, podcast yayınları, basın toplantıları ve hayran buluşmalarına katılmaları da dahil. Hatta oyuncuların, sosyal medyada Hollywood projeleri ile ilgili paylaşımlar yapmaları bile istenmiyor.

DISNEY CEO’SU: “GERÇEKÇİ DEĞİL”

13 Temmuz’da grev eylemi emrinin verilmesinden saatler önce Disney CEO’su Bob Iger ise grev durumunun kendisini çok rahatsız ettiğini söyleyerek kararı eleştirdi: “Bu kesintiye katkıda bulunmak için dünyanın en kötü zamanı. Gerçekçi olmayan bir beklenti düzeyi var.”

Breaking Bad’den Bryan Cranston, Iger’in mesajına ise 25 Temmuz Salı günü New York’ta düzenlenen “Adil Bir Sözleşme İçin Şehri Sallayın” (Rock the City for a Fair Contract) mitinginin ön saflarında yer alarak cevap verdi:

“Biliyorum efendim, olaylara farklı bir mercekten baktığınızı biliyorum. Kim olduğumuzu anlamanızı beklemiyoruz. Ama sizden bizi duymanızı ve bunun ötesinde size işlerimizi elimizden alıp robotlara vermeyeceğimizi söylediğimizde bizi dinlemenizi istiyoruz. Çalışma ve insana yakışır bir yaşam hakkı kazanma hakkımızı elimizden almanıza izin vermeyeceğiz. Ve son olarak ve en önemlisi, onurumuzu elimizden almanıza izin vermeyeceğiz! Beraberiz, sonuna kadar!”