ABD Merkezi Bankası (Fed) bugün TSİ 22.00’de yılın ilk faiz kararını açıklayacak. Piyasalarda Fed’in faizi sabit bırakmasına neredeyse kesin gözüyle bakılırken karar metni ve Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamaları dikkatle takip edilecek. Karar metni ve Powell’ın açıklamalarında özellikle bu yıl beklenen olası faiz indirimlerinin zamanlamasına ilişkin işaretler aranacak.

2024 başında Fed’in mart itibarıyla faiz indirimlerine gitmesi beklenirken, ABD’de enflasyonun ve büyümenin beklentilerin üzerinde gelmesi ve Fed yetkililerinin ihtiyatlı açıklamaları indirim beklentisinin ağırlıklı olarak mayıs ayına ötelenmesine yol açtı.

Küresel piyasalar Fed’in faiz kararına odaklanmışken dün ABD Bankacılık Komisyonu Başkanı Sherrod Brown, Fed Başkanı Jerome Powell’a dikkat çekici bir mektup yolladı. Senatör Brown, kişisel internet sitesinden de yayımladığı mektupta Fed’e faiz indirimlerine erken başlama çağrısında bulundu.

Brown yüksek faiz oranlarının konut maliyetlerini yükselttiğini ve küçük işletmelerin büyümesini durdurduğunu belirtti. Bu durumun tüketiciye yük oluşturduğunu vurguladı. Brown bunun yanında şirketlerin fahiş fiyat uygulamalarının yüksek fiyatların altında yatan önemli bir neden olduğunu ifade etti.

“FİYATLARIN DÜŞMESİNE ÇOK AZ KATKIDA BULUNACAK”

Söz konusu mektupta şu ifadeler yer aldı:

“Halihazırda enflasyonun baskısını hisseden çalışan Amerikalılar ve küçük işletmeler için, yüksek konut maliyetleri ve krediye erişimin azalması durumu daha da kötüleştirecek. Faiz oranlarını yüksek seviyede tutmak, Amerikalı işçilere ve ailelerine zarar verecek ve fiyatların düşmesine ya da ılımlı ekonomik büyümenin desteklenmesine çok az katkıda bulunacaktır. Maliyetlerin çok yüksek kaldığı gerçeğini ele almak için daha fazlasının yapılması gerekirken, kısıtlayıcı para politikasının artık enflasyonla mücadelede doğru araç olmadığı giderek daha açık hale geliyor. Fed’e bu senenin başlarında para politikasını gevşetme çağrısında bulunuyorum.”

“ENFLASYONUN YÜKÜ HERKES TARAFINDAN EŞİT HİSSEDİLMİYOR”

“Son dönemdeki ücret artışlarının enflasyonu geride bırakmasına rağmen, çoğu Amerikalı için yaşam maliyeti çok yüksek. Yiyecek, barınma ve çocuk bakımı da dahil olmak üzere mal ve hizmetlerin artan maliyetleri aile bütçelerini zorlayarak Amerikalıların maliyetlere ayak uydurmasını ve tasarruf yapmasını zorlaştırdı. Enflasyonun yükü herkes tarafından eşit şekilde hissedilmiyor; yüksek barınma, gıda ve ulaşım fiyatları, bütçelerinin daha fazlasını bu temel ihtiyaçlara harcayan orta ve işçi sınıfı ailelere orantısız bir şekilde zarar veriyor.

Para politikası gecikmeli olarak işlediğinden, faiz oranlarını yüksek tutmak, işgücü piyasası ve ücretler üzerinde aşağı yönlü baskı uygulamaya devam edecek ve mortgage maliyetlerini artıracak, ancak devam eden yüksek fiyatların nedeni ile mücadele etmeye yaramayacaktır. Fed talebin zayıflaması adına yüksek faiz oranlarını artırdığını söylediğinde, aslında ücretleri ve istihdam artışını bastırdığını belirtmektedir. Fiyat istikrarını sağlamanın yükü çalışanların ve ev almak isteyenlerin sırtına binmemeli.”

“EV SAHİBİ OLMAK ORTA SINIFIN SERVET EDİNMESİNİN BAŞLICA YOLUDUR”

Senatör Brown bunun yanında mektubunda tüketicilerin yüksek faiz oranlarıyla karşı karşıya kaldığı bir ortamda, büyük emlak yatırımcılarının daha ucuz Wall Street finansmanına erişebildiğini belirterek “Bu da büyük şirketlerin çalışan bir ailenin asla elde edemeyeceği finansman imkanlarına dayalı olarak tamamı nakit tekliflerle gayrimenkul satın almalarına olanak tanıyor. Sonuç olarak, özel sermaye ve S&P 500 şirketleri de dahil olmak üzere kurumsal yatırımcılar, çok fazla sayıda önceden uygun fiyatlı olarak üretilmiş konutları satın alıyor. Ev sahibi olmak, çalışan kesim ve orta sınıf ailelerin servet elde elde etmesinin başlıca yoludur. Yüksek faiz oranları, bu kişilerin ev satın almak için kredi almalarını zorlaştırıyor” ifadelerini kullandı.