Suudi Arabistan ve diğer petrol zengini Basra Körfezi ülkeleri son yıllarda Amerika’nın jeopolitik rekabetlerinde bir pozisyon almaktan kaçınmaya çalıştılar, Ukrayna savaşında tarafsız kaldılar ve Çin ile bağlar kurdular. İsrail ve İran açık bir çatışma içindeyken, bir taraf seçmek zorunda kalabilirler.

Arap yetkililer, Suudiler ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin İran’ın geniş çaplı hava saldırısına karşı büyük ölçüde başarılı bir savunma yanıtına katkıda bulunan istihbaratı paylaştıklarını söyledi. Ancak yetkililer, Washington’a istediği her şeyi vermekten kaçınarak ABD ve İsrail’in füze ve insansız hava araçlarını engellemek için hava sahalarını kullanmalarını engellediklerini söyledi.

Bu çatışma her iki ülkeye de Ortadoğu’daki başlıca rakipleri İran, en önemli güvenlik ortakları ABD ve Suudiler ile Birleşik Arap Emirlikleri’nin son yıllarda yakınlaştıkları ancak Gazze’deki savaştaki tutumu nedeniyle sert bir şekilde eleştirdikleri güçlü bir ordu olan İsrail arasında dikkatli bir denge kurmanın ne kadar zor olacağını gösterdi.

İsrail-İran çatışması tırmanır ve ABD’yi de içine çekerse, Körfez Arap ülkeleri muhtemelen keskin bir seçim yapmak zorunda kalacaktır: Amerikan güçlerinin ülkelerindeki üslerden saldırılar düzenlemesine izin vermek ve İran’ın misilleme riskini göze almak ya da İran’ı yatıştırmaya çalışmak ve İsrail’e karşı bir kenarda durmak.

Cumartesi günkü saldırıdan bu yana BAE itidal çağrısında bulundu ve diplomatik kanallar aracılığıyla istikrarın sağlanması gerektiğini belirtti. Bir BAE yetkilisi “Bölge her ne pahasına olursa olsun çatışmadan kaçınmalı, zira daha fazla gerginlik ve çatışmayı kaldıramaz” dedi.

Suudi Arabistan’ın ABD’den sıkı güvenlik taahhütleri ve nükleer programına yardım karşılığında İsrail’i tanıyacak geniş bir anlaşmaya varma çabası da karmaşıklığı arttırıyor. Anlaşmanın ivmesi Gazze savaşıyla birlikte durdu ancak Suudiler Washington’un son on yılda terk ettiğini düşündükleri ABD savunma garantilerini hala istediklerini belirttiler.

Orta Doğu’da güvenlik işbirliği üzerine çalışan ve şu anda Londra merkezli Chatham House düşünce kuruluşunda çalışan eski bir Pentagon yetkilisi olan Bilal Saab, “ABD’nin güvenliklerine yönelik taahhüdü olmadan, işbirliklerini sınırlamak ve İran’dan gizlemek için ellerinden geleni yapacaklardır” dedi.

Suudiler ve Birleşik Arap Emirlikleri bu yılın başlarında, katılımcı ülkeleri vurmakla tehdit eden Yemen’deki Husi isyancılarının Kızıldeniz gemilerine yönelik saldırılarına karşı ABD öncülüğündeki deniz koalisyonuna katılmayı açıkça reddettiler.