DOLAR 32,2180 0.12%
EURO 35,0337 0.11%
ALTIN 2.503,89-0,25
BITCOIN %
İstanbul
18°

PARÇALI AZ BULUTLU

KALAN SÜRE

İSO Meclisi toplantısında finansman gündemi

İSO Meclisi toplantısında finansman gündemi

ABONE OL
25 Ekim 2022 14:46
İSO Meclisi toplantısında finansman gündemi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Temmuz ayı olağan meclisi toplantısının ana gündemi reel sektörün finansman yapısı oldu.

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan’ın konuşmasında öne çıkan ifadeler şunlar oldu:

Nitelikli finansman, son yıllarda dikkat çektiğimiz ve üzerinde durduğumuz, üretim hayatımız ve reel kesim için çok önemli bir sorun. Bu sorunun bugün burada, Türkiye’nin en büyük ve en güçlü sanayi odasının çatısı altında Merkez Bankası Başkanımızla birlikte ele alınacak olması biz sanayiciler için büyük bir öneme sahip.

Kuzeyimizde devam eden savaş, büyüme görünümünü zayıflatmasının yanında emtia fiyatlarında yukarı yönlü baskıyı canlı tutuyor.

Başta Fed olmak üzere, büyük merkez bankalarının yükselen enflasyon karşısında faiz artırımlarını hızlandırması ise doların güçlenmesine, uzun vadeli borçlanma faizlerinin yükselmesine ve küresel finansman koşullarında belirgin sıkılaşmaya yol açıyor.

Enerji krizi birçok kanaldan büyümeyi olumsuz etkilerken, enflasyon görünümündeki bozulmayı hızlandırmakta ve yüksek borçluluğu olan ülkelerde de kırılganlığı artırıyor. Bu gelişmeler yaşanırken Avrupa Merkez Bankası’nın büyümeyi desteklemek, olası bir borç krizini önlemek ve enflasyonu durdurmak arasında bir tercih yapmakta zorlandığını yakından izliyoruz. Bu sıkışma, kendisini Euro/dolar kurundaki sert düşüşte gösteriyor ki bu gelişme hiç şüphesiz Türk sanayisi için de oldukça kritik.

“İhracat pazarlarımızda resesyon azımsanamayacak bir ihtimal”

Bazı ülkelerde geçtiğimiz hafta açıklanmış bulunan Temmuz ayı ön PMI verileri yukarıda çizdiğim çerçeveyi doğrular nitelikte. İhracatımızda ilk sırada yer alan Almanya’da imalat sanayi faaliyet koşullarının daralma bölgesine düşmesi ve PMI’ın son iki yılın en düşük düzeyinde gerçekleşmesi dikkat çekiyor.

Resesyon, ana ihracat pazarlarımız için artık azımsanamayacak bir ihtimal haline gelmiş durumda.

Önümüzdeki dönemde büyümede yavaşlamanın talep kanalıyla, yükselen faizlerin finansman koşulları kanalıyla, yüksek enerji fiyatlarının ise maliyet kanalıyla ihracatımızı olumsuz etkilemesi muhtemel. Buna dolardaki güçlenmenin parite avantajımızı azaltma, hatta tersine çevirme riskini de eklemek gerekir.

“Sanayici finansman desteğinden mahrum bırakılmamalı”

Tüm bunlar, uzun bir dönem lehimize olan küresel ekonomik iklimin, aleyhimize dönmekte olduğuna ve bu nedenle ihracatçı sanayimizin ve genel olarak ekonomimizin en az şekilde olumsuz etkilenmesi için bugünden çerçevesi iyi belirlenmiş adımların atılması, önlemlerin alınmasının gerektiğine işaret ediyor. Özetle; ihracat pazarları bozulurken sanayici finansman desteğinden mahrum bırakılmamalı.

“Türkiye’de ekonomik aktivitenin ivme kaybetmesi bekleniyor”

Türkiye ekonomisi 2022 yılının ilk yarısında güçlü büyüme performansını korumuştur. Buna bağlı olarak istihdam piyasasında da iyileşme sürmüştür. Ancak küresel eğilimlere paralel olarak yılın kalanında Türkiye’de de ekonomik aktivitenin ivme kaybetmesi bekleniyor.

Enflasyon tarafında ise ne yazık ki arzu ettiğimiz seviyelerin oldukça uzağındayız. Ülkemiz yüzde 80’e dayanan tüketici enflasyonu ve yüzde 140’a dayanan üretici enflasyonuyla dünyanın büyük bir kısmından önemli ölçüde ayrışmış durumda.

Enflasyon tarafında ise ne yazık ki arzu ettiğimiz seviyelerin oldukça uzağındayız. Ülkemiz yüzde 80’e dayanan tüketici enflasyonu ve yüzde 140’a dayanan üretici enflasyonuyla dünyanın büyük bir kısmından önemli ölçüde ayrışmış durumda.

“Enflasyonun sanayiciye menfaat sağlayacağına inanmıyoruz”

Enflasyonun geçmişte olduğu gibi bugün de ne sanayicilerimize ne de diğer ekonomik aktörlere menfaat sağlayacağına inanmıyoruz.

Sanayicilerimizin temel görevi olan sürdürülebilir yatırımları hayata geçirmenin, iş ve aş üretmenin, ihracat potansiyelini artırmanın ancak ve ancak enflasyonun ve beklentilerin kontrol altına alınmasıyla mümkün olduğunu düşünüyoruz.

Yüksek faiz yükü altında gerçekten çok zorlu mücadele vermekte olan sanayicilerimizin; faiz maliyetlerinin düşürülmesine dönük çalışmaların en güçlü taraftarı olacağından hiç kimsenin şüphe duymaması gerekir. Ancak ekonomik güven ve küresel gerçeklerle uyum sağlamayan birtakım adımlar kısa vadede yüksek faize dönük bazı çözümler getirse dahi, oluşturduğu güven kırılganlıkları, beklentilerdeki bozulmaların etkisiyle daha uzun vadede hem finansal kaynaklara erişimi zorlaştırmakta hem de maliyetini artırmaktadır.

Dolayısıyla bu politikalar, uygulamada da görüldüğü gibi bırakın faizleri düşürmeyi, faiz oranlarını altından kalkılması daha da zor noktalara taşımaktadır.

Bu nedenle güçlü, öngörülebilir bir para politikasının orta ve uzun vadede sanayimize, reel sektörümüze katkı verecek en temel çıpaların başında geldiğini özellikle vurgulamak istiyorum.

“Ticari kredi faizleri yüzde 40 bandını aştı”

Türk sanayicisi ve ihracatçısını en çok zorlayan nitelikli finansmana erişimde yaşanan sıkıntılardır. Bankalarda TL cinsi ticari kredi faizleri yüzde 40 bandını aşmıştır, risk primimizin ne yazık ki 900 gibi tarihi seviyelere dayanması neticesinde ise yurtdışından borçlanma olanakları en aza inmiştir.

Bankalar ve şirketler yurtdışından borçlanmalarda zorlanmakta ve iki haneli Döviz cinsi faizler ile karşılaşmaktadır.

Haziran ayı itibarıyla reeskont kredisi kullanmak için döviz gelirinin yüzde 40’ını Merkez Bankası’na, yüzde 30’unu bankalara satma zorunluluğu getirilmesi ve izleyen bir aylık dönemde döviz almama taahhüdünün şart koşulması şeklindeki adımlar ihracatçılarımızı gerek kaliteli finansmana erişimi zorlaştırması, gerekse de kur zararı yaratması ve yine gerekse de ciddi anlamda operasyon yükü getirmesi nedeniyle oldukça olumsuz yönde etkilemiştir.

Unutulmamalıdır ki, sanayimiz, üretim ve ihracatı için gerekli hammadde ve ara malını ithal etmek ve gerekli yatırımları hayata geçirmek için dövize ihtiyaç duymaktadır. İhracattan elde edilen gelirin çok büyük bölümünün bu alanlar için harcandığını, sanayimizin hiçbir zaman dövizden gelir elde etmeyi amaçlamadığını, ancak üretim ve ihracatını sürdürebilmesi bu döviz gelirinin hayati önem taşıdığını özellikle vurgulamak istiyorum.

“Eximbank kredi musluklarını büyük oranda kıstı”

Son dönemde Eximbank’ın kredi musluklarını büyük oranda kısması da firmalarımızı son derece olumsuz etkilemektedir. Bu anlamda az önce de ifade ettiğim gibi, alternatif piyasalarda zaten fazlasıyla kaynak sıkıntısı çeken ihracatçımız açısından Eximbank kaynaklarına ulaşamamak, telafi edilemeyecek boyutta sorunları giderek artırmaktadır.

Haziran ayı sonunda BDDK’nın şirketlerin TL cinsi kredi kullanımına döviz varlığı sınırı getiren adımının kredilere ulaşımı daha da zorlaştırdığına ve bazen dakikaların dahi önemli olduğu günümüz dünyasında süreleri uzattığına tanık oluyoruz.

Ödemeler riski vurgusu

Finansman koşullarının sıkılaştığı ve kredi imkanlarının daraldığı bugünlerde, sanayicilerimizin içinde bulunduğu bu durum, yakın zamanda yapmış olduğum açıklamamda da vurguladığım gibi zincirleme reaksiyon halinde gelişebilecek ödemeler risklerine işaret etmesi bakımından endişe yaratıyor.

Ayrıca sürecin bu şekilde devam etmesi halinde başta yakın gelecekteki ihracat rakamları ve üretim rakamları olmak üzere, ekonomimizi olumsuz etkileyecek birtakım gelişmelerin arifesinde olduğumuzu da üzülerek belirtmek istiyorum.

“Reeskont koşulları esnetilmeli”

Sanayiciler olarak genel beklentimizin öncelikle kredi ve finansman olanaklarında normalleşme sağlanması ve reel sektör gerçeklerine uymayan uygulamaların sona erdirilmesi veya esnetilmesi olduğunu bir kez daha belirtmek istiyorum. Eximbank bir an önce finansman işlevlerine kavuşmalıdır. Bankaların kredi olanakları üzerindeki kısıtlayıcı karşılık kararları da esnetilmelidir. Benzer şekilde TCMB, TL cinsi reeskont kredilerindeki döviz bulundurmaya ve bozdurmaya ilişkin koşullarını esnetmelidir.

Merkez Bankası kaynaklı yatırım avans kredisini çok önemli bir finansal enstrüman olarak görmekteyiz. Ancak bu kapsamdaki yatırımcı müracaatlarına ilişkin süreçlerin çok daha hızlı bir şekilde işletilmesi, yatırımcı firmalarımızın bu finansman aracına daha etkin bir şekilde eriştirilmesi büyük önem taşımaktadır.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.