Türkiye’de “Havalecilik” dediğimiz sistem, Ortadoğu kaynaklı olduğu için “Hawala” deniliyor.

Havalecilik nedir?

Havalecilik sistemi kişi ya da şirketlerin, bulundukları ülkelerin dışındaki kişi ve kuruluşlara mevcut uygulama ve kuralların dışında, dolayısıyla kayıt altına alınmadan para transfer edilmesini sağlayan sistemdir.

Mesela;

İstabul’dan birisi havaleciye gidiyor Irak’a kayıt dışı, az masraflı 10.000 dolar yollaması gerekiyor.

Haveleciye 10.000 dolar ile beraber 25 dolar masraf veriyorsun, karşı taraf da Irak’taki havaleciden 10.000 dolarını alıyor.

25 dolarlık havale ücreti karşı taraf ülkenin dolar azlığı veya fazlalığına göre değişebiliyor.

20-25-30 dolar gibi.

Havale masraflarının piyasa şartlarına göre değişiklik gösterdiğini söyleyebilirim.

Bu uygulama dünyanın tüm ülkeleri için yapılıyor.

Ancak yasak ve suç!

Ticaretin veya eylemin gerçekleşmesi için bir takım takas yöntemi var.

Günümüzde uluslararası geçerliliği olan kanun ve kurallar varken bu sistemin tercih edilmesi yapılan işin veya eylemin suç olduğuna işaret eder.

Kanun ve kuralların dışında yapılan işler suç sayıldığından suçlu sadece işi yapan değil, işi yaptıran da işlemiş oluyor.

Suç çeteleri ve terörist gruplar genelde bu sisteme başvuruyor.

Bu sistemde belge yok, fatura yok, al gülüm ver gülüm var.

Dünya genelinde günlük dönen miktar ise milyar dolar.

Tarihi eser kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti, insan ticareti, kara para aklama… gibi suçların parası bu sistemde dönüyor.

Bugüne baktığımızda dünya genelindeki ekonomik kriz, savaşlar, ambargolar ve kitlesel göçler bu sistemin tekrar tercih edilmesine neden oldu.

Yakın zamanda Asya, Ortadoğu ve Kafkaslar bu sisteme daha çok ihtiyaç duyduğunu gözlemliyoruz.

Belki son aylarda çevrenizden şöyle sorulara denk gelmiş olabilirsiniz “Rusya-Ukrayna’da savaş olduğundan oradan buraya Ruble veya buradan oraya dolar göndermek isteyenler var, bu iş nasıl olur, tanıdığın var mı, biz de komisyonumuzu alırız” diye.

Irak savaşında, İran ambargosunda ve bugün de Rusya-Ukrayna çatışmasında aynı sistemin uygulandığı bilinmekte.

Bugünlerde tartışılan “Yurt dışına para kaçırma” olayını sadece banka üzerinden havale, yurt dışında firma kurmak veya yurt dışından ev almak gibi sınırlamamalı.

Gayri meşru para kazananlar, paralarını gayri meşru yoldan yurt dışına çıkarabilirler.

Eğer bir kişi alın teriyle parasını kazanmışsa, yasa dışı bir iş yapmamışsa, hak yememişse, bir şeylerden korkmuyorsa neden böyle bir sisteme ihtiyaç duysun ki?

Tüm dünyada yasak ve suç olan bu sistem ile kimlerin, nasıl, ne kadar para transferi gerçekleştirdiğini bir düşünün.

10.000 doları 25 dolar masraf ile kimseye hesap vermeden bu iş yapılıyor.

Ve bunu sadece dolar olarak düşünmeyin.

Tüm para birimleri, altın ve diğer değerli metaller için geçerli.

Kripto paralar mı, havalecikli mi daha tehlikeli?

Bu konu milli güvenlik konusu.

Bu konu basite alınacak öyle böyle bir konu değil.

Terör örgütlerinin, uyuşturucu ticareti yapanların, insan kaçakçılığı yapanların, tarihi eser kaçakçılığı yapanların sistemi çok tehlikeli bir sistemdir.

Bugün dünyadaki tüm hükümetler, kripto paraları tartışıp güvenlik zaafını bahane edeceğine bu sistemi düşünmeli.

Kripto paraları yerli bir aracı şirket tarafından alım-satımını zorunlu hale getirebilir, güvenlik açığını giderebilirsiniz.

Ya havaleciliği ne yapacaksınız?

Kripto para piyasası mı tehlikeli, havalecilik mi? BTC