Dünya Ekonomik Forumu’nun 2022 yılı için belirlediği mega trendlerden dijitalleşmenin insan, çevre ve dünya için kullanılıp bu alanlarda yeni fırsatlar oluşturmaya başladı. Dünya ve buna bağlı olarak tüm insanlık hızlı bir değişim ve yenilenme içerisinde. Özellikle pandemi ertesi farklı bir dünya ve farklı değerlere doğru bir evrilme gerçekleşiyor. Değişim ve yenilenme dijitalleşmeyle pozitif yönde gerçekleşiyor. Yeni dünya düzeni de dijitalleşme üzerine kuruluyor. Neredeyse tüm sektörler ve ihtiyaçlar dijital dünya üzerinde yön buluyor. Bankacılık da dijitalleşmenin en çok etkilediği sektörlerin başında geliyor. Eskiden alternatif kanal olarak adlandırılan dijital bankacılık, artık bir kanal olmanın çok ötesinde bir noktaya evrildi.

Garanti BBVA için de dijitalleşme sadece bir süreç değil, 25 yıldır süregelen bir kültür, temel bir bakış açısı. Amaç çok açık: Çağın Fırsatlarını Herkese Sunmak. Bu amaçla teknolojideki gücünü yenilikçi çalışmalarla birleştiriyor. Dijitalleşmeyi müşterilerine fayda sağlamak için bir araç olarak görüyor. Kusursuz, uçtan uca müşteri deneyimi tasarlamak için müşterilerini dinliyor, ihtiyaçlarını anlıyor ve tüm enerji bu ihtiyaçları karşılamaya harcanıyor.

“Dijitalleşme sayesinde bankacılıkta hayal gücünün sınırlarının zorlandığı bir döneme giriş yapacağız.” diye belirten Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Işıl Akdemir Evlioğlu, Banka’nın dijitalleşme çalışmaları hakkında şu bilgileri veriyor:

“Garanti BBVA olarak mobili müşteri deneyiminin ana merkezi olarak konumluyoruz. Müşteri deneyimini bir adım ileri taşıyarak müşterilerimizin tüm ihtiyaçlarına mobil kanalımızdan çözüm bulabilmelerini hedefliyoruz. Onları daha iyi anlayıp kendilerine gerçek zamanlı, akıllı, kişiye özel içerikler ve öneriler sunmaya odaklanıyoruz. 15. yılını geride bırakmaya hazırladığımız mobil bankacılıkta bugün 500’ü aşkın fonksiyonumuz bulunuyor. Bunların bazıları çok kullanılan ve kolaylıkla gerçekleştirebilecek işlemlerden oluşuyor. Dijital kanallarımızda müşterilerimizin yardıma ihtiyaç duymadan işlem yapmasını sağlamak için sadelik, basitlik, hız gibi tüm olanakları sunuyoruz. Müşterilerimizle temas ettiğimiz her noktada güveni, yol arkadaşlığını hissettirmek için teknolojinin yarattığı “dijital ekosistem” ve “insan gücümüz” arasında müşterimize sırtlarını güvenle yaslayacakları bir alan oluşturmak istiyoruz. 13 milyonu aşkın dijital müşterimizin 12.6 milyonu mobil aktif olarak kullanıyor. Bugün ürün satışlarımızın adetsel olarak %86’dan fazlası dijital kanallarımızdan yapılıyor. Mobil ve internet şubemizde yapılan işlem adetlerimiz pandemi öncesine göre %100’ün üzerinde arttı ve bu artış kalıcı olarak devam ediyor.”

En büyük güç veri

Evlioğlu sözlerine şöyle devam etti: “Dijitalleşmeden bahsetmişken şunu da unutmamamız gerek, bugün artık en büyük gücün veri olduğu bir dönemdeyiz. Veri, müşterilerimizin hayatını daha da kolaylaştıran, günlük ihtiyaçlarına cevap veren, yaşam tarzlarına göre önerileri kişiselleştirebilen, finansal hizmetlerden daha ötesini sunmaya odaklanan bir dünyanın kapısını açıyor. Biz geleceği öngörerek bankacılığın ötesinde adımlar atmaya başladık. Gerek finansal sağlık alanında verdiğimiz tavsiyeler gerek sürdürülebilirlik çalışmalarımızla artık ürün sunmanın çok ötesinde bir noktada konumlanıyoruz.

Öte yandan önümüzdeki dönemde hayatımıza girecek açık bankacılık, platform bankacılığı gibi kavramların bankaları olduğu kadar müşterilerimizin dijital deneyimini de dönüştüreceğini düşünüyorum. Açık bankacılıkla verinin demokratikleşmesi sağlanacak. Böylece müşterilerimiz talep etmeleri doğrultusunda diğer finansal kuruluşlardaki verilerine farklı bir platformdan erişim sağlayabilecek, farklı kurumlardaki hesaplarını görüntüleme ve yönetme kolaylığına sahip olacaklar. Dijitalde sınırların kalkacağı, kanal söyleminin geride kalacağı bir sürece gireceğiz. Müşteriye ulaşabildiğimiz her yer bir temas noktası, etkileşim alanı haline gelecek. Dolayısıyla yeni dönemde dijital bankaların daha görünmez olacağını, bankacılığın bir uygulama içinden yapılamayacak şekilde dönüşüp genişleyeceğine inanıyorum.”

Dijitalleşme ve sürdürülebilirlik birbirini tamamlayan iki unsur

Dijitalleşmeyi, iklim krizine karşı savaşta en güçlü araçlardan biri olarak gördüğünü vurgulayan Evlioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Dijitalleşme, Paris Anlaşması ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile uyumlu şekilde sürdürülebilir bir ekonomik modele geçişimizi hızlandırabilir. Dijitalleşmenin bize sunduğu veri analizi sayesinde stratejilerimiz daha akıllı ve kitlelere daha kolay ulaşmamızı sağlayarak tabana yaygın bir sürdürülebilirlik stratejisi hedefine ulaşabiliriz. Garanti BBVA olarak dijitalleşme ve sürdürülebilirlik odağındaki çalışmalarımızı birbirini destekleyerek yürütüyoruz. Dijitalleşmenin oluşturduğu finansal risk ve fırsatları, sürdürülebilirliğin ortaya çıkardığı risk ve fırsatlarla entegre şekilde yönetiyoruz. İklim krizi kaynaklı sorunlara karşı dijitalleşmenin getirdiği fırsatlarla kaynak tüketimini azaltmayı ve verimliliğe katkıda bulunmayı hedefliyoruz. İnsan hizmetinde teknolojiye odaklanıyor, dijitalleşmeyi insan için doğa için tüm dünya için hizmete sunuyoruz.”

İklim krizi ve kapsayıcı büyümeye odaklı bir sürdürülebilirlik stratejisi

Evlioğlu, Garanti BBVA’nın kapsayıcı büyüme ve iklim kriziyle mücadeleye odaklanan sürdürülebilirlik stratejisiyle ilgili olarak, “Dijitalleşmeden destek alarak sürdürülebilirliğin akıllı ve toplumun tüm kesimlerine yaygın olması için çalışıyoruz. Bankacılık ürün ve hizmetlerimizle sorumlu bankacılık anlayışıyla topluma katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Finansal okuryazarlığı artırmak için finansal sağlık inisiyatiflerimizle müşterilerimizi desteklemeye çalışıyoruz. Dijital kanallarımızdan sunduğumuz finansal kapsayıcılık odaklı ürün ve çözümlerimizle cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kırılgan grupların ekonomik özgürlüklerine ulaşması ve tabana yayılan finansal sağlık bilinçlendirmesini amaçlıyoruz. İklim kriziyle mücadele konusunda müşterilerimizin farkındalık seviyesini artıracak Ekolojik Durumum uygulamamızla karbondioksit, su ve ağaç cinsinden müşterilerimizin enerji tüketimi kaynaklı karbon ayak izlerini hesaplayarak karbon salımlarını azaltabilecek öneriler sunuyoruz. Örneğin mobilden müşteri olma, dijital ekstre tercihi gibi sürdürülebilir adımlar attıklarında biz de onlar adına ecoDrone ile ulaşması zor alanlara tohum topu bırakarak iklim kriziyle mücadelelerine katkıda bulunuyoruz.” şeklinde konuştu.