Reuters tarafından hazırlanan bir habere göre, enflasyondan kaçmak isteyen Türkiye ve Arjantin’de yaşayan insanlar dijital para birimlerine sığınıyorlar.

Araştırma şirketi GWI’nin verilerine göre, Türkiye’de dijital para sahipliği yüzde 27,1 ile dünyadaki en yüksek ülke oldu. Türkiye’yi ise yüzde 23,5 ile Arjantin izledi.

Araştırmada kripto paraya sahiplik oranı en yüksek olan iki ülkenin ortak noktalarına ise dikkat çekildi. Türkiye ve Arjantin’in ortak noktası ise yüksek enflasyon ve devalüe olmuş para birimleri olarak öne çıkıyor.

Özellikle Arjantin’de yerel para biriminin dolar başına değerine yönelik oluşan karaborsa, ülkede yaşayan vatandaşları kripto paralara yönlendiren etkenlerden birisi. Arjantin’in pezosu karaborsada dolar başına 464 civarında işlem görüyor, bu da resmi döviz kuru olan 222’nin iki katından fazla.

Raporda belirtilen bilgilere göre ise Türkiye ve Arjantin’de yatırımcıların en çok yönelidği kripto para birimi ise ABD doları veya altın gibi geleneksel bir varlığa bire bir sabitlenen ve yatırımcılara bir alternatif sunan USD Coin (USDC) ve Tether (USDT) gibi stablecoin’ler oldu.

Özellikle Türkiye’de USDT’ye olan talebe sebep olarak ise kur alım satımında makas farkı ödemek istemeyen tasarruf sahibinin dolardaki yükselişten daha az komisyon ile faydalanmak istemesi olarak gözüküyor.

Gelişmekte olan pazarlardaki girişimler için bir dijital ödeme platformu olan Tribal Credit’in Baş Araştırma Bilimcisi Ehab Zaghloul, “İster perakende tarafında ister kurumsal tarafta olsunlar, insanlar para birimindeki devalüasyona karşı nasıl korunabileceklerine dair düşünüyorlar ve kendilerini bu düşüşten korumak için farklı araçlarda pozisyon alıyorlar” dedi.

Kaiko analisti Dessislava Aubert ise yaptığı açıklamada, USDT-Türk Lirası çiftinin işlem hacminin, Türk para biriminin zayıflaması ve yaklaşan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin etkisiyle geçen hafta birkaç ayın en yüksek seviyesine ulaştığını söyledi.

Konu hakkında görüş bildiren K33 Research analistleri ise kripto paralara yüksek ilginin olduğu yerlerde genel olarak sermaye kısıtlamaları, finansal ve siyasi istikrarsızlıkların egemen olduğunu söyledi.