Ergün, en düşük emekli aylığının devlet katkısıyla 7 bin 500 lira olduğunu anımsatarak, Türkiye’deki 15,6 milyon emeklinin yaklaşık yüzde 40’ının 7 bin 500 lira düzeyinde aylık aldığını söyledi.

Emeklilerin düşük emekli aylığı ve yüksek enflasyon karşısında yaşam mücadelesi verdiğini ifade eden Ergün, şöyle konuştu:

“Emekli aylığı hesaplanma sistemi yetersiz olduğundan, güncel ekonomik şartlar karşısında emekli aylıkları giderek küçülmüştür. Devlet katkısıyla desteklenen en düşük aylık ödemesinin 7 bin 500 lirada sabit kalmasıyla da emeklilerimiz muhtaç durumuna düşmüştür. Bu durumu kalıcı olarak değiştirmenin tek yolu var. İvedilikle 2000 sonrası emeklilerimizin intibak sorunu çözülmeli, aylık bağlama oranı uygulamasında, 2000 öncesi dönemdeki kriterlere dönülmeli. Bunun dışındaki çözümler popülist ve geçici olacaktır. Bu iş için kaynak sorunu olduğunu düşünmüyoruz. Bütçeden 2024 yılında faize ayrılan kaynakla emeklilerimizin intibakı çok rahat yapılabilir.”

‘Asgari ücret karşısında yüzde 52 eridi’

Ergün, emekli aylıklarının asgari ücret başta olmak üzere, altın ve dolar gibi birçok gösterge karşısında “kızgın tavadaki tereyağı gibi eridiğini” belirterek, şunları kaydetti:

“2002 yılında, asgari ücretin yüzde 20 üzerinde olan taban emekli aylıklarımız, aradan geçen sürede ciddi bir şekilde eridi. 2017 yılından itibaren ise asgari ücretin altında kaldı. 2023 yılında emekli aylıklarının asgari ücret karşısındaki kaybı zirve yaparak, asgari emekli aylığı, asgari ücret karşısında yüzde 52 eridi. Bunun sonucu olarak, gelirleri asgari ücretin bile altında kalan yüz binlerce emekli, kayıtlı veya kayıtsız olarak istihdama yöneldi. Hükümetten talebimiz, yıllarca bu ülkenin büyümesine, kalkınmasına ve refahına katkı veren emeklilerin, emeklerinin karşılığının bir an evvel verilmesidir.”