DOLAR 32,5040 0.06%
EURO 34,8682 0.06%
ALTIN 2.432,22-0,10
BITCOIN %
İstanbul
17°

HAFİF YAĞMUR

KALAN SÜRE

Elektrikli araçlarda görünmeyen risk

Elektrikli araçlarda görünmeyen risk

Yollardaki elektrikli araç sayısının her geçen gün artması, bu otomobiller hakkında birçok konunun da merak edilmesine yol açıyor. Bu konuların başında ise, şarj süresi, şarj istasyonlarının konumları, menzil değerleri, batarya ömrü ve servis/bakım giderleri geliyor. Fakat, işin bir de unutulan sürüş güvenliği boyutu bulunuyor

ABONE OL
1 Mayıs 2023 11:42
Elektrikli araçlarda görünmeyen risk
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Habertürk’ten Yiğitcan Yıldız’ın haberine göre otomotiv endüstrisinin 1800’lü yıllardaki başlangıcından bu yana pazarı etkisi altına alan içten yanmalı motorlar, tüketicilerde de bu yönde alışkanlık yarattı. Dolayısı ile, otomobil sahipliği, içten yanmalı motorlar üzerinden değerlendirilir oldu.

Öyle ki, dizel ya da benzinli olması fark etmeksizin, herhangi bir içten yanmalı motora sahip bir otomobil kullanıcısı, bu araç hakkında yakıt tüketimi ve periyodik servis bakımları dışında başka bir bilgiye sahip olmadan aracını uzun yıllar sorunsuz kullanabiliyor.

Fakat, günümüzde giderek sayıları artan elektrikli otomobiller işler değişiyor.

Örneğin şarj sürelerinin uzun, menzil değerlerinin kısa olması, sadece batarya yardımı ile yol alan bu otomobiller ile yapılacak yolculuklarda bir ‘şarj’ planı yapmayı zorunlu kılıyor. Aksi halde yolda kalma gibi olumsuz durumlar yaşanabilir.

Öte yandan, akaryakıt tek bir fiyattan fakat farklı dağıtıcılardan temin edilebilirken, elektrikli araçların şarjında ise çok değişken seçenekler kullanıcıların karşısına çıkıyor.

Elektrikli araç sahiplerini ilgilendiren tüm bu kavramlar ayrı birer yazı konusu olabilir. Bu yazımızda ise, elektrikli araçların göz ardı edilen başka bir özelliğine dikkat çekeceğiz.

DAHA ÇABUK HIZLANIYORLAR

Elektrikli otomobiller, içten yanmalı motorlar ile kıyaslandığında yüzde 90 daha az hareketli parçayı bünyesinde barındırıyor.

Bilindiği üzere, elektrikli araçlarda bataryadan alınan elektrik enerjisi, elektrikli motora iletiliyor. Elektrikli araç motorları, iletilen elektrik enerjisini mekanik enerjiye çeviriyor ve tekerleklere iletiyor. Böylece araç hareket ediyor.

Bu durum, performans açısından da en önemli farklılığı yaratıyor. Bu sayede tekerleklere giden güç, içten yanmalı motorlara göre daha az kayıp ile çok daha verimli bir şekilde iletiliyor.

Özellikle benzinli ve dizel modellerle kıyaslandığında gücünü yalnızca elektrik enerjisinden alan otomobiller çok daha kısa sürede yüksek devirlere çıkabiliyor. İşte bu durum, işin sürüş güvenliği boyutunu gündeme getiriyor.

Otomotiv sektöründe, yüksek hacimli ve performanslı otomobiller haricinde, diğer içten yanmalı motora sahip otomobillerde 0’dan 100 km/s hıza çıkmak için gereken süre 7-10 saniye arasında değişiyor. Ortalama bir değer olarak kabul edilen bu aralığın üstünde kalan araçlar düşük performanslı, altında kalan araçlar ise yüksek performanslı olarak kabul edilebilir.

Elektrikli otomobillerin çoğunda da benzer değerler karşımıza çıkarken, bazı modeller ise 4 saniyenin altında 0’dan 100 km/s hıza erişebiliyor. Dolayısıyla, bu değerlere alışkın olmayan sürücüler için trafikte risk oluşma ihtimali bulunuyor.

Konunun uzmanları söz konusu riskleri Habertürk’e aktarırken, çözüm önerilerini de sıraladılar.

Uzmanların görüşlerine geçmeden önce, tabloda Türkiye’deki tüm elektrikli otomobillerin hızlanma değerlerini görmek mümkün.

‘SES ÇIKARMAMALARI RİSK YARATABİLİR’

Yol ve Sürüş Güvenliği Uzmanı Mert İntepe, günümüzde sürücülerin içten yanmalı motora sahip otomobillere alışık olduğunu vurgulayarak, elektrikli araçların sessiz olmasının da sürüş güvenliği riski yaratabileceğine dikkat çekti.

İntepe, “Hepimiz araç kullanmayı birilerinden öğrendik ve araç kullanmayı öğrendiğimiz yıllarda o günün teknolojisindeki otomobillere göre motor sesi, vitesten gelen ses gibi bazı duyusal alışkanlıklarımız var. Fakat elektrikli araçlar ile alışık olduğumuz arabalardan çok daha hızlı ve çok daha sessiz bir şekilde hareket ediyoruz. Bu durum yaya, bisikletli, motosikletli veya scooter kullananlar için şu anda öngörülemeyen bir risk yaratmakta” dedi.

Elektrikli araç satan tüm otomotiv markalarının eğitimler vermesi gerektiğini de öneren İntepe, “Markalara bayileri için elektrikli araç güvenli sürüş ve kullanım kuralları hakkında eğitim vermesini öneriyoruz. Elektrikli araçlar ile hız limitleri üzerine farkında olmadan çıkabilirsiniz. Ani hızlanma sonrası sert bir panik fren yaparak bir kazayı önlemek hiç de kolay değildir. Hele de alışık olmadığınız bir teknolojiyle hızlanıp durmaya çalışmak gerçekten kontrol kaybı yaratabilir” uyarısında bulundu.

‘GAZ PEDALINA BASMA ALIŞKALIĞIMIZ DEĞİŞECEK’

Ralli Pilotu Burcu Erenkul ise, elektrikli otomobillere alışmanın zaman gerektirdiğini belirtti.

Erenkul, “İçten yanmalı bir otomobilin ivmelenmesi, motor sesi, motorun şanzıman ile uyumu sayesinde otomobile uyum sağlamak ve bir his geliştirmek çok daha kolayken elektrikli otomobillerin sessizliğine ve sürüş dinamiklerine alışmak için biraz zamana ihtiyacımız var. İçten yanmalı motorlar, düşük devirlerde düşük tork üretirken, yüksek devirlerde daha yüksek tork üretirler. Elektrikli otomobillerse düşük devirlerden itibaren yüksek tork üretebilirler ve çok daha kısa sürede hızlanırlar. Bu yüzden gaz pedalına basma alışkanlığımızın bile değişeceği bir süreçten bahsediyoruz” dedi.

Sürücülerin otomobillerini tanımasının önemine de değinen Erenkul, “Kullandığımız otomobili tanımak oldukça önemlidir, ancak otomobilinin teknik özelliklerini bilmeden kullanan insanların olduğunu da biliyoruz. Ancak bu alışkanlık elektrikli otomobillerle tamamen değişmeli, çünkü elektrikli bir otomobil kullanıyorsanız ondan en iyi verimi alabilmek için onu iyi tanımalı ve uyum sağlamalısınız” diye konuştu.

‘YENİ BİR DÖNEME GEÇİŞ YAPIYORUZ’

Erenkul, otomobilin çekiş kontrolünün nereden olduğunu bilmenin, teknik özellikleri hakkında bilgi sahibi olmanın araca uyum sağlamak açısından önemli bir faktör olduğunu da vurgulayarak, “Elektrikli otomobillerin gaz pedalına basarken yüksek torklu olduğunu ve gücün çok hızlı geleceğini bilmek, ani ve agresif hareketlerden kaçınmak ve otomobilin dengesini bozmamak dikkat edilmesi gerekenlerin en başında geliyor. Alt devirlerden itibaren gücü hissettiğiniz bu otomobillerle özellikle viraj içinde yapılacak hatalı hareketler büyük risklerin oluşmasına sebep olacaktır. Otomobilin dengesi bozulursa yapacağınız kontra hareketlerinin de bu güçle uyumlu olması gerekmektedir” şeklinde uyarılarını sıraladı.

Elektrikli otomobiller ile sürüş alışkanlıklarının da değişeceğini kaydeden Erenkul, “Elektrikli otomobillerde ayağınızı gazdan çektiğinizde otomobilin hızı hemen düşer ve otomobil yavaşlar. İçten yanmalı bir otomobil kullanırken ayağınızı gazdan çektiğinizde motor freni devreye girer ve otomobilin hızı giderek düşer. İçten yanmalı bir otomobil kullanırken sürekli frene basmak yakıt tüketimini arttırırken elektrikli otomobiller regeneratif fren sistemi kullandıkları için fren yapmak ya da ayağınızı gaz pedalından çekmek menzile katkı sağlayan bir etkendir. İçten yanmalı otomobillerde keyfimizce otomobil kullanırken, elektrikli otomobillerde pili verimli kullanmak ilk önceliğimiz olacak diye düşünüyorum. Keyif için gazlamak yerine planlı ve sakin bir sürüşe sahip olanın gitmek istediği yere daha kısa sürede varacağı bir döneme geçiş yapıyoruz. Trafik kurallarına uymak, takip mesafesini korumak, hız limitlerini aşmamak her zamankinden daha önemli olacak” dedi.


En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.