DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BITCOIN %
İstanbul
15°

PARÇALI BULUTLU

KALAN SÜRE

Çin Başbakanı Li, Dünya Ekonomik Forumu’nun yıllık toplantısında konuştu

Çin Başbakanı Li, Dünya Ekonomik Forumu’nun yıllık toplantısında konuştu

- "Ekonomik küreselleşme tarihsel bir eğilimdir. Karşı rüzgarlara ve geri adımlara rağmen hakim eğilim ilerlemeyi sürdürüyor. Dünya artık kapanma veya tecrit haline dönemez ve dönmemeli" - "Hükümetler ve örgütler, yetkilerinin ötesinde müdahalelere kalkışmamalı, risk kavramının sınırlarını genişleterek ideolojik araca dönüştürmemeli"

ABONE OL
27 Haziran 2023 18:02
Çin Başbakanı Li, Dünya Ekonomik Forumu’nun yıllık toplantısında konuştu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Çin Başbakanı Li Çiang, ülkelerin, ekonomi politikalarını bağımlılıktan duyulan endişelere ve riskleri azaltma yaklaşımına dayandırmasının hatalı olacağını söyledi.

Dünya Ekonomik Forumunun (WEF), Çin’in Tiencin şehrinde düzenlenen 14. Yeni Şampiyonlar Yıllık Toplantısının açılışında konuşan Li, son dönemde ABD’de ve Avrupa Birliği’nde Çin ile ilişkilerde ekonomik bağımlılık unsurlarından ve bazı kritik teknolojilerin transferinden kaynaklanan riskleri azaltmaya yönelik görüşler hakkında değerlendirmede bulundu.

Li, “Batı’da bazıları, bağımlılığın sakıncalarından ve riskleri azaltmaktan bahsediyor. Bunlar, yanlış önermeler. Küreselleşme dünya ekonomisini herkesin çıkarlarının birbiriyle ilişkili olduğu bir bütün haline getirdi. Artık tüm ülkeler, ekonomik açıdan karşılıklı bağımlı ve bağlantılı. Bu kötü değil, iyi bir şey. Bir tarafın kazancından diğerleri de fayda sağlıyor.” dedi.

Ekonomik riskler konusundaki değerlendirmenin piyasaya dinamikleri içinde girişimcilere ve işletmelere bırakılması gerektiğini savunan Li, “Eğer bir endüstride riskler varsa bunları değerlendirip kararını verecek olan belirli bir örgüt veya tek bir hükümet değildir. Bizatihi bu risklere karşı en hassas durumdaki işletmeler, riskleri değerlendirmede en iyi konumdadır.” ifadelerini kullandı.

Başbakan Li, işletmelerin kendi sonuçlarını çıkarmalarına ve tercihlerini yapmalarına izin verilmesi gerektiğini belirterek, “Hükümetler ve örgütler, yetkilerinin ötesinde müdahalelere kalkışmamalı, risk kavramının sınırlarını genişleterek ideolojik araca dönüştürmemeli.” şeklinde konuştu.

Almanya ve Fransa’ya yaptığı ziyaretlerde hükümet ve iş dünyası temsilcileriyle temaslarında tanık olduğu hakim görüşün, ekonomik ilişkilerde “sıfır toplamlı oyun” mantığının reddedilmesi ve “kazan-kazan işbirliğine” dönülmesi olduğunu aktaran Li, “Açıklık ve işbirliğinin olduğu yerde elbette rekabet de olacaktır. Rekabet ile işbirliği arasındaki ilişkiyi doğru kurmalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.

  • “Görünmeyen engeller”

Tiencin şehrindeki toplantının Kovid-19 salgınının ardından, 3 üç yıl aradan sonra ilk kez yüz yüze yapıldığına dikkati çeken Li, salgının dünyada ciddi değişimlere yol açtığını ve ekonomideki ve diğer alanlardaki etkilerinin sürdüğünü anlattı.

​​​​​​​Kovid-19 salgınının, ülkeler arasında görünen ve görünmeyen engeller yarattığı görüşünü dile getiren Li, görünen engellerin, salgının etkisini yitirmesiyle çözüleceğini, ancak bu arada ideolojik nitelikli “görünmeyen engellerin” ortaya çıktığını ifade etti.

İnsan algısındaki farklılıkların eski zamanlardan beri var olduğunu ancak bunun farklı ülkelerin, halkların ve grupların birbirine yabancılaşmasına yol açmaması gerektiğini vurgulayan Li, “Son yıllarda bazılarının koyduğu ‘görünmez engeller’ giderek yaygınlaşıyor ve dünyayı bölünme ve cepheleşmeye zorluyor. Aynı küresel köyde yaşayan bizler, insanlık olarak görünen ve daha önemlisi görünmeyen engelleri ortadan kaldırmalıyız.” dedi.

Li, son 3 yılda yaşananların, hiçbir ülkenin büyük bir krizden hasarsız çıkamayacağını ve sorunu tek başına çözemeyeceğini gösterdiğinin, ülkeler arasında iletişim ve etkileşimin, dayanışma ve işbirliğinin tek geçerli yol olduğunun altını çizdi.

Kovid-19’un insanlığın karşılaşacağı son halk sağlığı krizi olmayacağını, ayrıca dünyanın iklim değişikliği, yavaşlayan ekonomik büyüme, borç riskleri ve refah eşitsizlikleri gibi çok sayıda küresel sınamayla karşı karşıya bulunduğunu hatırlatan Li, “Küresel krizlerin şokları karşısında işbirliğine ve dayanışmaya daha fazla önem vermeliyiz.” ifadesini kullandı.

  • “Dünya kapanma ve tecrit haline dönemez”

Li, dünyada bir yanda tek taraflılık, korumacılık ve küreselleşme karşıtı eğilimlerin yükselişte olduğunu, öte yandan teknolojide ve sanayide yeni bir devrim ve dönüşümün ivme kazanarak küresel işbirliğine uygun ortamı güçlendirdiğini dile getirerek, şöyle konuştu:

“Ekonomik küreselleşme tarihsel bir eğilimdir. Karşı rüzgarlara ve geri adımlara rağmen hakim eğilim ilerlemeyi sürdürüyor. Özellikle yapay zeka ve sayısal teknolojilerin hızlı gelişimi ekonomik küreselleşmeyi destekleyen koşulları yaratıyor. Dünya artık kapanma veya tecrit haline dönemez ve dönmemeli.”

Dünyanın geçen yüzyılda iki dünya savaşını ve 40 yılı aşan soğuk savaşı yaşadığını, ardından son 30 yılda oluşan barış ortamında göreceli kalkınma ve refaha ulaşabildiğine dikkati çeken Li, “Barış olmadan hiçbir şey elde edilemez. Bu insanlığın tarihten çıkardığı zorlu bir derstir. Barış ve istikrar, kalkınma ve diğer her şey için temel gerekliliktir.” değerlendirmesinde bulundu.

Li, son yıllarda ideolojik cepheleşmeyi, nefreti ve önyargıları kışkırtmaya yönelik söylemlerin yaygınlaştığını, bunun sonucunda çevreleme ve baskılamaya yönelik eğilimlerin, bölgesel çatışma ve savaşların arttığını ve bunların kalkınmaya büyük zarar verdiğini belirterek, “Bugünün dünyasında ihtiyaç duyduğumuz yabancılaşma değil iletişim, cepheleşme değil işbirliği, tecrit değil açıklıktır.” şeklinde konuştu.

  • Çin küreselleşmenin en önemli itici gücü

Li, konuşmasında, Çin ekonomisinin küresel ekonomik büyümeye ve uluslararası ticarete katkısıyla küreselleşmenin en önemli itici gücü olduğunun altını çizdi.

Çin’in, son 10 yılda ortalama yüzde 6,6 büyüme kaydederek küresel ekonomik büyümeye en fazla katkı sağlayan ülke olduğuna işaret eden Li, ülkesinin dünya ekonomisi içindeki payı 2012’de yüzde 11,4 iken 2022’de yüzde 18’e çıktığını belirtti.

Li, ülkesinin son 6 yılda dünya mal ticaretinde birinci sırada yer aldığını, 140’tan fazla ülke ve bölgenin en büyük ticari ortağı konumunda olduğunu vurgulayarak, “Çin’in kalkınması Çin halkının yaşam standartlarını geliştirdi fakat aynı zamanda diğer ülkelerin kaliteli ürünlere ucuz ulaşmasını sağlayarak dünya refahına da katkı sağladı.” dedi.

Çin’in, 1,4 milyarı aşan nüfusuyla dünyanın en büyük gelişmekte olan ülkesi olarak büyük bir ekonomiye sahip olduğunu, ancak nüfusa bölündüğünde fert başına gelir ve yaşam standartlarının henüz mütevazı düzeyde kaldığına dikkati çeken Li, “Kalkınmamız hala dengesiz ve yetersiz ancak Çin’in gelecek kalkınma potansiyeli de bu dengesizliklerde ve yetersizliklerde yatıyor.” ifadesini kullandı.

Li, iç talebi artırmaya, kent-kır ile bölgeler arasında kalkınma farklarını dengelemeye, yeşil dönüşümü gerçekleştirmeye ve yüksek standartta dışa açılmaya odaklı yeni kalkınma paradigmasını hayata geçirmeye çalıştıklarını dile getirdi.

Konuşmasını tamamlarken Çin’de Ejderha Kayığı Festivali kutlamalarında düzenlenen geleneksel takım kayığı yarışlarından misal veren Li, “O yıl iklimin ve hasadın iyi olması dileğini ifade eden bu yarışlar aynı zamanda bir gerçeğe de işaret ediyor; büyük bir kayık ancak herkes aynı anda aynı yöne kürek çekerse ilerleyebilir. Gelin biz de kazan-kazan işbirliğiyle küresel ekonominin büyük kayığını daha iyi bir geleceğe sürüklemek için birlikte kürek çekelim.” diye konuştu.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.