DOLAR 32,4077 -0.11%
EURO 34,7930 0.12%
ALTIN 2.432,22-0,25
BITCOIN %
İstanbul
14°

PARÇALI BULUTLU

KALAN SÜRE

CHP’den ‘deepfake’ açıklaması

CHP’den ‘deepfake’ açıklaması

Kılıçdaroğlu'nun "deepfake" üzerine açıklamalarını hatırlatan CHP'li Öztrak, "Müstakbel Cumhurbaşkanımız devlet adamı olduğu için devlete verdiği önem nedeniyle ve yabancı ajanlar devletin kılcallarına yerleşmesin diye bunu vakit geçirmeden açıkladı. Açıkça ifade ediyorum, devlet bu kangrenli bacağı hemen kesmek zorundadır." dedi

ABONE OL
8 Mayıs 2023 17:20
CHP’den ‘deepfake’ açıklaması
0

BEĞENDİM

ABONE OL

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenleyerek gündemle ilgili değerlendirmeler yaptı.

Öztrak, dün Erzurum’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mitingine yönelik saldırılar konusunda, “Partizan İçişleri Bakanı, görevini yapmayan valiye, emniyet müdürüne bir kere daha sahip çıktı. Sarayın partisinin sözcüsü de Anayasa’nın 34. Maddesi açık olmasına rağmen ‘Kafanıza estiği gibi bir şey yapmaya kalkarsanız sıkıntı olur’ diyerek taşı atanları değil, taşlananları suçlamaya kalktı. Buradan açıkça söylüyorum, bunlar bizi korkutmaz. Biz tam da bunu değiştirmek için geliyoruz. Oy için vatandaşı vatandaşa karşı kışkırtan ülkeyi karıştırmaktan, küçücük çocukları yaralamaktan, ağlatmaktan çekinmeyen bu karanlık siyasete son vermek için geliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Öztrak konuşmasında şunlara değindi:

“Önceki dönem Devlet Bakanlarımızdan, partimizde Genel Başkan Yardımcılığı yapmış, birlikte çalışmaktan her zaman onur duyduğum bir devlet insanını Dr. Kemal Derviş’i kaybettik. Kendisine Allah’tan rahmet; ailesine, acılı yakınlarına ve milletimize sabır diliyoruz.

Milletimizin sesini duymayan, halini görmeyen, oturduğu sarayda kendisini unutan hükümetin tasdiknamesini eline verip sandıkta evine yollamasına artık 6 gün kaldı. Şafak atarsa Ankara… Ankaralı hemşerilerimize buradan selam olsun…

Milletimiz, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında cebini boşaltan, pandemide beş maskeyi bedava dağıtamayan, depremde 48 saat boyunca Mehmetçiğimizi enkazın başına göndermeyen, ucube tek kişilik hükümet sistemini demokratik yollarla sandıkta değiştirecek yeniden tarih yazacak. Ama kibirli saray hükümeti, bu seçimi kaybettiğini bir türlü kabul etmiyor. Yapıştığı koltuktan kalkmamak için her yola başvuruyor.

“Partizan içişleri bakanı ise bu rezaletlerin sorumlularını koruyor”

Muhalefet partilerinin binalarının önünde silahlar atılıyor. İl başkanlıklarına kurşunlar sıkılıyor. Genel Başkanımıza tehditler savurmaya cüret eden mafya bozuntularının hamiliğine soyunan Bahçeli de insanları, mermilerle tehdit etmeye kadar işi getiriyor. Hükümet partisinden milletvekili adayı yapılarak dokunulmazlık zırhı giydirilmeye çalışılan partizan İçişleri Bakanı ise bu rezaletlerin sorumlularını koruyor. Tehdit, darp, hatta cinayet bile cezasız kalıyor.

“Meydanı dolduran Erzurumlulara saldırdı”

Dün Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyası kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Erzurum’daydı. Önce Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı belediyenin otobüslerini alana çekerek mitingi engellemek istedi. Yetmedi, hükümetin kendi listelerinde milletvekili adayı yaptığı al bayrağımıza ‘Türk bayrağı’ demeyen domuz bağıyla insan boğan Gaffar Okkan’ı şehit eden terör örgütünün sempatizanı partinin yandaşları milliyetçi olduğunu iddia eden partinin yandaşlarıyla birlikte ellerinde ay yıldızlı bayrağımızla Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayını desteklemek için meydanı dolduran Erzurumlulara saldırdı. Anneler, çocuklar bunların attıkları taşların hedefi oldu. El kadar çocuklar kan revan içinde kaldı. Bu çocukların dökülen kanının hesabını kim verecek. İnsaf, vicdan…

Tüm bunlar olurken vatandaşın canına malına sahip çıkması gereken vali, emniyet müdürü seyretti. Polisler eli taşlı zorbaları işte böyle izledi… Partizan İçişleri Bakanı da görevini yapmayan valiye, emniyet müdürüne bir kere daha sahip çıktı. Sarayın partisinin sözcüsü de Anayasa’nın 34. Maddesi açık olmasına rağmen ‘Kafanıza estiği gibi bir şey yapmaya kalkarsanız sıkıntı olur’ diyerek taşı atanları değil, taşlananları suçlamaya kalktı. Buradan açıkça söylüyorum, bunlar bizi korkutmaz. Demirden korksaydık trene binmezdik. Biz tam da bunu değiştirmek için geliyoruz. Oy için vatandaşı vatandaşa karşı kışkırtan ülkeyi karıştırmaktan, küçücük çocukları yaralamaktan, ağlatmaktan çekinmeyen bu karanlık siyasete son vermek için geliyoruz.

“Tüm yanıtları sandıkta vereceğiz”

Vatandaşlarımıza çağrımızdır. Tüm bu rezilliklere karşı Millet İttifakı’na gönül verenler itidal içinde dimdik durmalıdır. 14 Mayıs’ta yapılacak seçime odaklanmalıdır. Seçimi kaybettiklerini anlayınca o gözü dönmüş birkaç militanı milletin üstüne salanların değirmenine su taşımayacağız. Bu ülkenin güzel insanları bu azgın kötülüğü sandıkta bitirecek. Bu gözü dönmüşler seçimi kaybedecek. Biz tüm dikkatimizi 14 Mayıs’ta sandığa yönelteceğiz. Tüm yanıtları sandıkta vereceğiz.

“Partizan içişleri bakanının koruması altında militanlarını meydana salıyor”

‘Metal yorgunuyum’ diyen, aslında beyin ölümü gerçekleşmiş, millete verdiği sözleri tutmayan, şahsım hükümeti telaş içinde şimdi tüm tuşlara basıyor. Kâh dün ‘Seçim kaybedeceğimi bilsem de yapmam’ dediği her şeyi yapıyor. Bütçenin Merkez Bankası’nın döviz kasasının dibini sıyırıyor. Kâh kendisinden olmayan herkesi terörist ilan ediyor kâh partizan İçişleri Bakanının koruması altında militanlarını meydana salıyor. Bunların hepsi artık sarayın bu iş bittiği dediğinin ikrarıdır.

“Sıcak para ve ithalat üzerinde sörf yapmaya kalktı”

Artık görevdeki son günlerini yaşayan saray bundan 21 yıl önce göreve geldiğinde ülkeyi 2001 krizinden çıkaran ve tüm dünyada güven uyandıran bir programı kucağında bulmuştu. Ama üretim cephesini güçlendirecek sanayinin, küresel arenada yarışma gücünü artıracak reformları yapmak yerine işin kolayına kaçıverdi. Sıcak para ve ithalat üzerinde sörf yapmaya kalktı. Ama 2013’te küresel piyasalarda sular çekilmeye başlayınca ak koyun, kara koyun ortaya çıktı. Türkiye, en kırılgan ekonomiler listesinin başına yerleşti.

“Aklanmayan arkadaşlarını büyükelçi yaptı”

Burada da Erdoğan suçu Gezi Parkı’nda en haklı taleplerini dile getiren gençlere atmaya kalktı. Aynı yıl sıfırlanan kasaların, yenen rüşvetlerin kayıtları ortaya döküldü. Erdoğan bunların hesabını sorulmasının önünü Meclis’te emriyle inip kalkan, kendi milletvekillerinin elleriyle kapattı. Aklanmayan arkadaşlarını da büyükelçi yaptı. Kul hakkının yenmesine bu rezaletin üstünün örtülmesine karşı çıkan Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’nın 13’üncü Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, o gün söylediği sözlerini bugün çarpıtarak, eğip bükerek siyaset yapmaya çalışıyor.

Milletin gözünün içine baka baka yalan söylüyor. On parmağında on kara Genel Başkanımıza ve partimize sürmeye kalkıyor. Bir de bu yalanlarına sahte videolar üretmek için yabancı ülkelerle iş tutuyor. Anlatalım; beşli çeteye ve AK Parti’ye çalışan bir kurumdan üç kişiye ‘Ayrılın ve bu operasyonu yapın’ dediler. Bunu organize eden İletişim Başkanlığı. Bu üç kişi deepfake ile yapılmış sesler ve videolar istediler. ‘Bitcoin ile ödersek kayda girmez’ diye düşündüler. Bunun için Dark Web üzerinden hackerlarla anlaştık zannettiler.

“Devleti önlem alsın diye uyardı”

Ama bu üçlü hacker zannettikleri kişiler nedeniyle bir ülkenin istihbaratının eline düştüler. Bu arkadaşların her şeyleri kayıt altında. Ve işin kötüsü bu istihbarat şebekesi de böylece devlete infiltre oldu, sızdı. Genel Başkanımız neden bu durumu açıkladı? Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu sorumlu bir siyasetçidir. Devleti, önlem alsın diye uyardı. Yoksa biz sarayın yapacağı operasyonlara zaten hazırdık. Dünyada bu konuda en uzman şirketlerinden biri ile anlaşıldı. Herhangi bir içerik gerçek mi, deepfake mi yarım saat içinde ortaya çıkaran dünyaca ünlü bir kurum bu. Genel Başkanımız buna bir saat dedi, orada da devlet adamı tedbirliliğini gösterdi.

“Devlet bu kangrenli bacağı hemen kesmek zorunda”

Genel Başkanımız, yabancı istihbarat örgütleri bu akılsızlarla ne kadar ileriye gider işte onu bilemediği için konuyu açmak zorunda kaldı. Müstakbel Cumhurbaşkanımız devlet adamı olduğu için devlete verdiği önem nedeniyle ve yabancı ajanlar devletin kılcallarına yerleşmesin diye bunu vakit geçirmeden açıkladı. Açıkça ifade ediyorum, devlet bu kangrenli bacağı hemen kesmek zorundadır. Acilen, aksi takdirde bu, vatana ihanet olur. ‘Bunların ellerinde kalan tek sermaye, siyasi arsızlıkları’ derken bunu boşuna demiyoruz.

“Bunların utancı gitti kalbi de aklı da vicdanları da öldü”

Erdoğan işbaşına geldiğinden bugüne kadar, milletten vergi topladı. İçeriden ve dışarıdan borç aldı. Milletin atadan deden kalan malını mülkünü sattı. 21 yılda tam 2 trilyon 776 milyar dolar para kullandı. Kendinden önceki tüm Cumhuriyet hükümetlerinin 79 yılda kullandığı kaynağın 4 katı. Ama millete verdiği hiçbir sözü tutmadı. 2011’de seçimlere giderken ‘2023’te milli gelir 2 trilyon dolar, kişi başına gelir 25 bin dolar olacak’ diye millete söz verdi. Bunu Kalkınma Planlarına da yazdı. 2023’e geldik. Takke düştü kel göründü. Milli gelir de kişi başına gelir de söz verdiğinin yarısına bile ulaşmadı. Ama Erdoğan hala meydanlarda ‘Millete verdiği her sözü tuttuğunu’ söylüyor. Hz. Ömer, ‘Utancı gidenin kalbi de ölür’ demiş. Bunların utancı gitti kalbi de aklı da vicdanları da öldü. Milleti hayat pahalılığının altında bile isteye ezdiler.

Bugün çalışanların yarısından fazlasının talim ettiği asgari ücret açlık sınırının altında. Bu zalim hükümet elinde bu ülkede çalışmayan da çalışan da aç. Bir ekonominin halini markette, pazarda, kasaptaki etiketlerden anlarsınız. Markette soğanın kilosu 30 lira, pazarda domatesin fiyatı 30 lira, kasapta kıyma 350 lira… Ama daha birkaç yıl önce ‘Biz geldiğimiz zamandan daha az yumurta, süt, peynir alıyorsan bize oy verme’ diyenler hala utanmadan, sıkılmadan çıkıp milletten oy isteyebiliyor.

“Merkez Bankası’nda başka kur, bankalarda başka kur, ihracatçıya başka kur, döviz büfesinde başka kur”
Sarayın kibirlisi damadıyla birlikte bundan önceki seçimde döviz kurlarını tutup, ekonomide istikrar varmış havası basarak oy almak için milletin 128 milyar dolarını Merkez Bankası’nın arka kapısından cayır cayır harcadılar. Bundan yılmadılar, ‘Benim oğlum bina okur, döner döne yine okur’ misali bu seçim öncesi milletin bir 128 milyar dolarını daha Merkez Bankası’nın arka kapasından yaktılar. Buna rağmen artık kuru tutamıyorlar. Ekonomiyi ikili değil, üçlü-dörtlü kur uygulanır hale getirdiler. Merkez Bankası’nda başka kur, bankalarda başka kur, ihracatçıya başka kur, döviz büfesinde başka kur…”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.