DOLAR 32,2053 -0.22%
EURO 35,1156 -0.22%
ALTIN 2.498,171,32
BITCOIN %
İstanbul
20°

AÇIK

KALAN SÜRE

“BM değersizleşti, IMF önemsizleşti… Yeni bir kurum çıkmalı”

“BM değersizleşti, IMF önemsizleşti… Yeni bir kurum çıkmalı”

Deneyimli ekonomistler Prof. Dr. Işın Çelebi ve Dr. Mahfi Eğilmez, Altınbaş Üniversitesi’nde düzenlenen Kasım ayı “Ekonomi Söyleşileri” programında bir araya geldi. İki ekonomist, bölgesel savaşlar ve göç dalgalarıyla değişen dünya düzenini ve İkinci yüzyılında Türkiye’nin izlemesi gereken yol haritasını anlattılar.

ABONE OL
20 Kasım 2023 16:54
“BM değersizleşti, IMF önemsizleşti… Yeni bir kurum çıkmalı”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Mahfi Eğilmez, ABD’nin sadece batı dünyasının hegemon devletiyken şimdi bütün dünyanın hegemon devleti haline geldiğini belirtti. Ta ki Çin’in karşı çıkışı, Rusya’nın kendini toparlayıp tavır alışı son birkaç yıla gelene kadar. Eskiden dünyanın parasal sorunlarının IMF’de ya da G7’de konuşulduğunu anlatan Mahfi Eğilmez, IMF’in hakikaten bağımsız, objektif bir tavrı olduğunu söyledi. Günümüzde ise bunların geçmişte kaldığını, IMF’in tamamen Amerika’nın güdümüne girdiğine dikkat çekti. Mahfi Eğilmez, “Eskiden IMF başkanları Avrupalıydı ve Avrupa’nın ciddi bir etkisi vardı. Amerika, Avrupa birbirini dengeliyordu. Japonya denge unsuruydu. Şimdi bu dengeler tamamen gitti. IMF, bir yere yardıma gideceği zaman Amerikan hazinesi, bunun karşılığında ne alacak ne verecek? Bunun pazarlığını yaparak gidiyor. ABD’de de bunu kullanarak kendi politikalarını her yere empoze ediyor. Irak’ta ve Suriye’de olduğu gibi her tarafa müdahale ediyor. Zorla müdahale edilen yerlerde hiç de iyi gelişmeler olmuyor.” görüşlerini dile getirdi.

“Yeni bir kurum çıkmalı”

Mahfi Eğilmez, yeniden bağımsız, IMF’in bir zamanlar olduğu gibi finansal ve parasal konuların konuşulacağı, dayanışmanın olduğu, birlikte ve koordineli bir şekilde düzenin sağlanacağı bir kurumun varlığına ihtiyaç olduğunu anlattı. Eğilmez’e göre, Birleşmiş Milletler sistemi yenilenmeli. ABD’nin veto hakkı kaldırılarak, herkesin eşit oyuyla hareket edebilir hale getirilmeli. Diğer ülkeler, birleşip bir karar çıkarabilmeli ve buna herkes uymalı.

“Su kıtlığı temel mesele”

Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işın Çelebi de Birleşmiş Milletlerin artık hiçbir etkisinin olmadığını teyit ederek, günümüzde kimin gücü kime yeterse düzenine geçildiğine işaret etti. Oysa dünyanın, 2023’ten 2024’e geçerken iklim değişikliği ve su kıtlığına odaklanması gerektiğini vurguladı. Su kıtlığının 2024 sonrası en temel mesele haline geleceğini iletti. Deniz suyundan saf su elde etmek için teknolojiler geliştirilmesini tavsiye etti. Aksi takdirde dünyanın çok büyük bir kıtlıkla karşı karşıya kalacağı konusunda uyarılarda bulundu. 

“Dünya, Göç politikaları konusunda nasıl bir yol izlemeli?

Dünyanın giderek bir göçmen deposu haline geldiğini de vurgulayan Çelebi, “Şimdi deniyor ki Gazze’den insanları çıkaralım, buraya İsrail yerleşsin. Buradaki nüfusun bir kısmı Mısır’da, bir kısmı da Türkiye’de olsun. Bizde size 5-10 milyar dolar verelim. Türkiye ve Mısır göçmen deposu mu olmalı?” diyerek önemli bir konuya parmak bastı. Türkiye’nin göçmen barındırması karşılığında 5 milyar dolar aldığını hatırlatarak, bugün bu insanların sayılarının bile tam olarak bilinemediğini kaydetti. Dünyanın eğer göçmenlere bir çözüm üretecekse, IMF gibi Dünya Bankası gibi uluslararası bir Göçmen Bankası kurulması gerektiğini söyledi. Çelebi, dikkat çeken önerisinin ana hatlarını şöyle anlattı: “Bu kurum, kamu yatırımlarını finanse eden Dünya Bankası gibi göçmenlere yer yapmalı, konut yapmalı, bunları finanse edebilmeli. Bunlar için tüm yardımların toplandığı bir sermayesi olması lazım. Bütün dünya ülkeleri katılmalı. Doğu Avrupa parçalandıktan sonra 1990’da kurulan Avrupa Yatırım Kalkınma Bankası kurulmuştu mesela. Ne Avrupa Birliği Türkiye’ye maddi yardımda bulunmalı, ne Amerika Gazze’deki insanlara şu kadar para vereyim demeli. Bütün bu paralar bir merkezde birleşmeli. O banka, banka gibi çalışıp kaynak yaratmalı. O göçmenler hangi ülkeye gitmek istiyorsa kredi veya hibe almalılar. İstedikleri ülkede yaşamalarının önü açılmalı. Bunları sürü halinde bir ülkeye sürüp kapatmak doğru değil, insani de değil. Ama maalesef dünya bu konuyu işine gelmediği için bilerek konuşmuyor.”

“Türkiye’nin, ikinci yüzyılında izlemesi gereken yol haritası ne olmalı?

Türkiye ekonomisinin yol haritasına değinilen söyleşinin ikinci bölümünde Mahfi Eğilmez, Merkez Bankasının para politikasıyla ekonomideki kötü gidişi, rasyonel bir baza oturtma çabası içinde olduğunu belirtti. Fakat Anayasa Mahkemesi kararında olduğu gibi alınan bazı ekonomi dışı kararların bütün bu doğru adımları zedelediğinin de altını çizdi. CDS’ler 360’lara gerilemişken bu kararların çok olumsuz etkileri olduğunu savunan Eğilmez, “Sadece yabancı değil yerli yatırım da gelmez bence. Yerli karar alıcıları da etkiliyor çünkü. Hukukun bu kadar zedelendiği bir yerde büyük yeni yatırımlara girişilmez. Türkiye’nin oysa buna çok ihtiyacı var. Hukukun üstünlüğünü, adaleti, eşitliği, yargı bağımsızlığını sağlayamadığımız sürece ekonomiyi sadece faizle toparlayamayız.” görüşlerini dile getirdi. İşe öncelikle gerçek enflasyon değerini kabul ederek başlamak gerektiğini kaydeden Eğilmez, “Enflasyonu eğer yüzde 60 tanımlarsanız farklı, yüzde 120 tanımlarsanız farklı önlem alırsınız. Oysa sizin hedefiniz uzun süre %5’ti ama sonuç 65. Artık bu irrasyonel bakış açısının değişmesi ve gerçekçi hedeflerin konulması lazım.” şeklinde konuştu.

“Orta Direk kayboluyor”

Eğilmez, 2013 ile 2021 arasındaki gelir dağılımındaki bozulmaya kıyaslamalı olarak değindi. Verilere göre, orta direk gerçekten büyük kayıp yaşamış durumda. Eğilmez sözlerine şöyle devam etti. “Hesaplarıma göre 2013’te en düşük gelire sahip %20’nin, kişi başına geliri yıllık 3811 dolar. 2021’de bu rakam 2858 dolara düşmüş. Onun bir üstündeki gelir grubu, 6685 dolar iken 2021’de 4954 dolara gerilemiş. Onun bir üstündeki gelir grubu olan %20 ise 9500 dolardan 7000 dolara düşmüş. İşte bu orta sınıfın eridiğini gösteriyor. Orta sınıfın fakirleşmesi budur. Onların üstündekilerde de düşüşler var. Fakat tabii üst gelir gruplarının gelirinin düşmesiyle alt gelir gruplarının düşmesi aynı etkiyi yapmıyor. Çünkü bunlar geçim gelirleri.  Çok büyük kayıplar var. Bugün “Orta sınıf kayboldu, çöktü” dediğimiz olay bu. Orta sınıf kayboluyor. Esas bozulma ise 2022 ve 2023 de çıkacak karşımıza. Oradaki bozulma çok daha yüksek. 2022 gelir dağılımı verileri, 2024’ün Mayıs’ında yayınlanacak.” bilgilerini aktardı.

“10 liraya 10 kalem alınırken, 100 liraya 1 kalem alabiliyoruz”

Işın Çelebi de orta direğin yok olmasının demokrasinin güvencesinin de hukuk devleti ilkelerinin de koruyucularının yok olması demek olduğunu savundu. Çelebi’ye göre esnaf, sanatkâr, serbest meslek sahibi, kendi hayatını kendi bilek gücüyle kazanan, kafa gücüyle kazanan insanların yok olması anlamına geliyor. Alt gelir gruplarının toplam gelirden aldıkları payın yüzde 35’ten 25 düzeyine düşmesi insanların satın alma gücünün yok olması demek. “Ekonomide birinci sorun enflasyonken ikinci sorun, gelir dağılımındaki bozulmadır. Bu kalemi ben 10 liraya alırken 10 tane kalem alabilirken şimdi aynı 100 lirayla bir tane kalem alabilir hale gelmişim. Avrupa ülkeleri içinde OECD ülkeleri içinde yüzde 61 enflasyonda Türkiye birinci. İkinci ülke Macaristan yüzde 16. Yani arada inanılmaz bir fark var.” diye konuştu.

“Kuvvetler ayrılığı temel ilke”

Işın Çelebi ayrıca hukuk devleti eksikliğinin önemli bir problem olduğunu söyledi. “Demokrasiden ancak yargı, yürütme ve yasama organlarının bağımsız olarak çalışması halinde söz edilebilir. İkinci yüzyılında Türkiye’nin başarılı olmasını istiyorsak önce denetim yetkilerini ve parlamentoyu etkin biçimde çalıştırmalıyız. En önemlisi de kuvvetler ayrımı ilkesinin uygulanabilir gelmesinin sağlanmasıdır. Bu çok temel. Bundan vazgeçemeyiz.” Diyerek sözlerini tamamladı.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP