Belçika İslam Temsil Kurumu ve Belçika İslam Koordinasyon Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada, karara ilişkin itirazın AİHM’nin Büyük Dairesi’ne yapılacağı aktarıldı.

Açıklamada, AİHM İkinci Dairesi’nin hükmettiği “dini usullere göre kesim yasağının din özgürlüğüne yönelik ihlal teşkil ettiği ancak bu müdahalenin yeterince orantılı olduğu” kararının ülkedeki Müslümanları “hayal kırıklığına uğrattığı” belirtildi.

AİHM’nin ilk kez din özgürlüğü ile hayvan refahı arasında bir denge kurmak zorunda kaldığını kabul ettiği ve bu nedenle dikkatli bir analiz yapılmasının gerekli olduğunu vurguladığının hatırlatıldığı açıklamada, “İslami Kuruluşlar, Büyük Daire’nin, İkinci Daire tarafından bu dikkatli analizin yapılmadığını ve yasağın Belçika’daki Müslümanlar için meydana getirdiği temel ve pratik hayattaki engelleri hatalı bir şekilde görmezden gelindiğinin farkına varmasını ümit etmektedir.” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

“Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan dini özgürlükler, Müslümanların dini özgürlükleri söz konusu olduğunda yeni yasalar ve mahkeme kararlarıyla sürekli olarak kısıtlanmaktadır. Belçika Müslümanları, maruz kaldıkları bu ötekileştirici ve ayrımcı muamele hissini pekiştiren bu karardan endişe duymakta ve dini özgürlüklerine yönelik bu kısıtlamaların nereye kadar gideceğini merak etmektedirler.”

Ne olmuştu?

AİHM, Valon ve Flaman bölgelerinde uygulanan helal kesim yasağının hayvan refahı gerekçesine dayandığı için din özgürlüğüne meşru müdahale olduğuna hükmetmişti.

Belçika’da Flaman bölgesi 2017, Valon bölgesi ise 2018’de çıkarılan kararnamelerle İslam inancına göre helal, Yahudilik inancına göre koşer kesim olarak bilinen yöntemi yasaklamıştı.

Müslüman ve Yahudi kuruluşlar, Mart 2022’de konuyu AİHM’ye taşımıştı.

Belçika’da helal kesim halihazırda yalnızca Brüksel Başkent Bölgesi’nde uygulanabiliyor.

Geçen yıl Brüksel Başkent Parlamentosu da söz konusu yönteme yasak getirmeyi gündemine almış, Müslüman ve Yahudi toplumunun büyük tepkisine yol açan karara son anda onay çıkmamıştı.