Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Ekonomi Politikaları Kurulu Üyesi Yiğit Bulut, Naci Ağbal’ın gece yarısı Cumhurbaşkanı Kararı ile Merkez Bankası (TCMB) Başkanlığı görevinden alınmasına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Vatandaşın dün 7 milyar dolardan fazla döviz sattığını ve bugün de döviz satışlarının devam ettiğini belirten Bulut, TCMB verilerinde görülmesine rağmen “rezervlerin eksiye düştüğü yalan” dedi.

Yiğit Bulut’un çeşitli televizyon kanallarında yayımlanan açıklamalarından diğer satırbaşları şu şekilde:

“CUMHURBAŞKANIMIZIN SÖYLEYECEĞİ BİR ŞEYLER VARDIR”

“O sayın Cumhurbaşkanımızın takdiridir. O konuda konuşmak sadece Cumhurbaşkanımıza ait. Yani Cumhurbaşkanımızın ekonomi vizyonu doğrultusunda mutlaka söyleyeceği bir şeyler vardır, onu bekleyeceğiz. Yarın zaten 2023 paradigmasını da açıklayacak. Yarın çok önemli bir gün. Bugün de ekonomik reformun özellikle tarihi detayları açıklanacak.

“ASLA OLAĞANÜSTÜ BİR TOPLANTI YAPILMAYACAK”

Programa gelmeden önce Merkez Bankamızın yeni başkanıyla konuştum. Açıklamasının detaylarının üzerinden bir kere daha kendisi bana bazı noktaları hatırlattı. Onların altını çizmem gerekiyor. Çok ciddi spekülasyon yapılıyor. Özellikle YouTube kanallarında, başka kanallarda Türkiye ile ilgili kara günler çiziliyor, kriz senaryoları çiziliyor, olağanüstü önlemler alınacağı iddia ediliyor. Ben bu cümleyi çok kullanmam ama burada altını çizerek bir kere daha söylüyorum. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı sıfatıyla, Merkez Bankası Başkanı’ndan aldığım son bilgiler doğrultusunda; onların yapmış olduğu açıklamalarda ve bankalarla yapmış olduğu toplantılarda da söylemiş olduğu gibi, asla olağanüstü bir toplantı yapılmayacak.

“SÖYLENENLER YALAN”

Söylenenler yalandır. Profesör unvanını taşıyan biri ekranlara çıkmış; yok olağanüstü toplantı yapılacakmış, yok faiz 10 puan birden indirilecekmiş, yok şöyle… Bunların hepsi yalan. Olağanüstü herhangi bir adım atılmayacak. Serbest piyasa koşulları, serbest piyasa şartları ne gerektiriyorsa, son 20 yılda nasıl serbest piyasa ile ilgili adımlar atıldıysa dünyayla entegre, bankalarla entegre, vatandaşla entegre adımlar atılmaya devam edilecek.”

“VATANDAŞ DÜN 7.5 MİLYAR DOLAR SATTI”

Dün akşam itibariyle baktığımda, 5.1 milyar dolar, vatandaş dün dolar sattı piyasaya. Şirketler de 2.5 milyar dolar sattı dün itibariyle. Yani vatandaş 7 milyar dolardan fazla dün dolar sattı. O kadar, ‘kara pazartesi, kara Cuma, kara Salı’ pazarladılar, söylediler, spekülasyon yaptılar ama vatandaş dün 7.5 milyar dolar sattı. ‘Özel şirketlerin 280 milyar dolar borcu var, kamunun şu kadar borcu var, bu kadar borcu var’… 180 milyar dolar acil özel şirket borç ödeyecekse, 2.5 milyar doları dün niye 7.93’ten sattı? 8’in üzerinde zaten inanılmaz satış geldi.

“İFTİRA ATMANIN BİLE BİR BİLGİSİ OLMASI LAZIM”

Diyorlar ki, ‘8.48’den, Pazar akşamı Endonezya’dan 1.5 milyar dolarlık bir talep geldi. 8.48’den kamu bankaları bunu sattı.’ Bu iftirayı atarken bile aslında bizim nasıl iyi bir şey yapmış olabileceğimizi söylüyorlar. 8.48’den 1.5 milyar doları sattıysak, 7.70’ten de geri aldıysak ne kadar kâr etmişizdir acaba? Bunu düşünüyorlar mı? İftira atmanın bile bir bilgisi olması lazım, bir bilgi seviyesi olması lazım. Adam bunu kötülemek için söylüyor, aslında çok büyük bir kâr edildiğini söylüyor aynı zamanda, farkında değil.

“HİÇBİR ŞEKİLDE OLAĞANÜSTÜ BİR ADIM ATILMAYACAK”

Böyle bir spekülasyon zaten yok. Dolayısıyla benim herkese tavsiyem şu: Hiçbir şekilde olağanüstü bir adım atılmayacak. Olağanüstü bir toplantı, olağanüstü bir karar, bazılarının ekranlarda iddia ettiği gibi, maalesef akademik unvan da taşıyorlar önlerinde, Türkiye’nin bankalarla ilgili düzenlemeler yapması, sermaye kontrolü getirmesi, sermayelere sınırlama getirilmesi, o, bu, çıkış, giriş…  Bunların hepsi külliyen yalandır, külliyen spekülasyondur. Bunların hiçbiri bugüne kadar yapılmadı, bundan sonra da asla yapılmayacak.

“VATANDAŞIN PİYASAYA GÜVENİ OLDUĞUNU GÖRÜYORUM”

Vatandaş şu an itibariyle de inanılmaz şekilde 7.80’in üzerinde döviz satıyor. Yani 7.80’e geldiği zaman biraz önce ciddi bir satış dalgası geldi. Şu anda 7.77’yi görüyorum ben, 7.70’lere kadar da zaten gerilemişti, vatandaş tam tersi bunu döviz almak için değil, döviz satmak için değerlendiriyor şu anda. Tam bir piyasada ben vatandaşın güveni olduğunu görüyorum.

“SPEKÜLATİF BİR SALDIRI VAR”

Borsayla ilgili de ciddi bir şu anda Türkiye’ye karşı atak var. Ama bütün gelişmekte olan piyasalarda ciddi bir atak var şu anda. Gelişmekte olan piyasalarda sıkıntı var. Borsa da bir miktar satış var. 1’e 3 yukarı prim yapmış bir borsanın da bir miktar realize olması gayet doğaldır. Şunu söylemek istiyorum: Ne oldu Türkiye’de şirketler mi battı Pazar akşamı itibariyle? Pazartesi sabahı itibariyle Türkiye’deki şirketlerin değeri mi düştü? Türkiye’nin mesela birçok teknoloji şirketi var, Pazartesi sabahı itibariyle teknolojilerini mi kaybettiler? Hayır ama spekülatif bir saldırı var. Ciddi anlamda piyasa değerlerinde aşağı doğru bir hareket var. Bu da geçicidir. Bu dalgalanma da mutlaka oturacaktır. Bilgi olmadan yapılan kötü niyetli yorumlara, kara cahil haberlere lütfen kimse inanmasın.

 “ÜLKEYİ YÜKSEK FAİZE, SICAK PARAYA TESLİM EDİP GÜZEL BAKANLIK YAPANLAR OLDU”

Düşük faiz hedefimiz mi? Düşük faiz hedefimiz. Çünkü insanların, ekonominin büyümesi için düşük faize ihtiyacı var. Mesela araba alacaksınız; yüzde 22 faizle araba alır mısınız? Yüzde 22 faizle ev alır mısınız? Almazsınız. Geçmişte ülkeyi yüksek faize, sıcak paraya teslim edip çok güzel bakanlık yapanlar oldu. Bugün de çıkıyorlar mesela konuşuyorlar; ‘şunu yaptık, bunu yaptık’… Öyle tek taraflı çıkmayın. Varsa cesaretiniz karşılıklı çıkalım konuşalım, bakalım geçmişte neler yaptınız. Türkiye’yi yüksek faiz seline bırakırsınız, arkasından geçersiniz yabancıların Türkiye’nin kaynaklarını nasıl dışarıya birlikte seyredersiniz, yabancılar sizi bakan olarak el üstünde tutar. Bu ülkeye ihanettir. Yüksek faiz üzerinde, son 50 yılı kastediyorum, ülkeyi bu sele bırakıp da bunu bir başarı gibi pazarlamak… Bu bir başarı değildir.

“SERBEST PİYASAYA İNANIYORUZ”

Burada önemli olan, ekonominin gerçeklerinden kopmadan ekonominin bize verdiği sinyallere uyarak faizi gerekli şartlarda düşürmek için her türlü çalışmayı yapmak. Ama bu demek değil, çektik perde gibi gitti aşağı… Öyle bir şey kesinlikle yok. Çünkü serbest piyasaya inanıyoruz. Çünkü ekonominin bize verdiği mesajlara inanıyoruz. Çünkü sayın Cumhurbaşkanımızın ekonomik vizyonunda atılması gereken adımların olduğunu düşünüyoruz ve buna inanıyoruz. Yoksa yaptık toplantıyı, indirdik. Ne oldu? Hiçbir anlamı olmaz. Öyle bir düşüşten bahsetmiyoruz.

“FAİZ ENFLASYONUN SEBEBİ AYNI ZAMANDA”

Sıcak paraya kapıları açarak, faizi yüksek tutarak dövizi aşağı basmak bir ekonomik başarı değildir. Önemli olan vatandaşın paraya düşük maliyetle ulaşmasıdır. Faiz enflasyonun sebebi aynı zamanda. ‘Enflasyon faizin sebebi’ diyorlar ama hayır. Faiz enflasyonun sebebi. Geçmişte biz bunu çok yaşadık. Önümüzdeki süreçte bunun ekonomik şartlardan ve piyasa koşullarından kopmadan, olağanüstü bir radikal adım atılmadan, dünya kurallarına, ekonominin koyduğu küresel kurallara aykırı olmadan, son 20 yıldır nasıl bağlı kalındıysa serbest piyasaya, serbest piyasaya sonuna kadar bağlı kalınarak bu mücadele yapılacak.

 “CUMHURBAŞKANI’NA YETKİYİ VERİP DE, ‘NİYE GÖREVDEN ALDIN?’ MANTIĞI DOĞRU DEĞİL”

Piyasalar her zaman bir sebep sonuç ilişkisi kurar. Merkez Bankası Başkanı değişikliği piyasalar tarafından kısa vadede soru işaretiyle algılanmış olabilir, olumsuz algılanmış olabilir, olumlu algılanmış olabilir. Herkesin fikri olabilir bu konuda ama piyasa hareket etmek için her zaman bir sebep arar. Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınması Cumhurbaşkanı’nın takdiridir. Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi halkın yüzde 52’sinin oyuyla geçilmiş bir sistemdir. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı’na yetkiyi verip de ondan sonra, ‘sen niye aldın bunu görevden?’ diye kimsenin, özellikle piyasanın bu tip bir soru üretme, bence, mantığı doğru değil. Bir sebep sonuç ilişkisi buldu piyasa. 8.48’e kadar bir atak geliştirdi. Oradan ciddi anlamda aşağı doğru bir hareket oluştu. Burada ciddi anlamda spekülatif paralar kazananlar oldu. Bunu içeride söylemlerle destekleyenler oldu.

“REZERVLER KESİNLİKLE EKSİDE DEĞİL”

Türkiye’nin ne zaman 128 milyar dolar satılabilir rezervi oldu? Bunu profesör unvanıyla söyleyenlere sesleniyorum: 128 milyar dolar satılabilir rezervi Türkiye’nin ne zaman oldu? İftira atmanın da bir onuru vardır. Yalan söylemenin de bir bilgi seviyesi vardır. Rezervler kesinlikle ekside değil. Türkiye’nin 2020 yılı tablosuna baktığınız zaman cari açık, vatandaşın içerden talep ettiği dolar, şirketlerin kredi finansmanı, hepsini üstü süte koyduğunuz zaman 90 küsür milyar dolarlık bir döviz ihtiyacı oldu, bu da Türkiye tarafından karşılandı. Rezervlerin eksi olduğu kesinlikle ve kesinlikle yalandır. Bunu, akademik kariyer taşıyıp da ekranlarda söyleyenlerin diplomasının geri alınması gerekir. Türkiye’nin ne zaman 128 milyar dolar satılabilir rezervi oldu da Türkiye bunu sattı? Brüt rezervle net rezerv arasındaki farkı bilmeyenler çıkıp bunları söylüyorlar.

“BUNU SÖYLEYENLER BAKANLIK, BAŞBAKANLIK YAPMIŞ; YAZIKLAR OLSUN”

Bilançonun iki tarafı vardır. 128 milyar doları sattığınızda ne geçer o tarafa? TL geçer. Yani 128 milyar doları sattılar, parayı alıp gittiler… Parayı nasıl çıkarttık Merkez Bankası’ndan, bir de onu anlatsanıza. Bu kadar cahilce, bu kadar bilgisizce atılan iftiralara cevap vermek bile zül ama şunu da söylüyorum: 128 milyar dolar rezerv satıldığında bilançonun bir tarafından öbür tarafına geçen TL’yi nasıl çıkardık, bir de onu açıklasınlar. Bunu söyleyenler bu ülkede bakanlık yapmış, bunu söyleyenler bu ülkede Başbakanlık yapmış. Ben şimdi bırakıyorum unvanımı, vatandaş olarak söylüyorum, yazıklar olsun bu insanlara diyorum. Sözcü