DOLAR 33,6509 0.12%
EURO 37,1880 0.41%
ALTIN 2.657,190,46
BITCOIN %
İstanbul
28°

AÇIK

KALAN SÜRE

Yatırım fonları stopaja rağmen büyüme ivmesini sürdürüyor

Yatırım fonları stopaja rağmen büyüme ivmesini sürdürüyor

Yatırım fonlarına olan ilgi hız kesmeden devam ederken bu alandaki yatırımcı sayısı 5,2 milyona, portföy büyüklüğü de 3,4 trilyon liraya ulaştı.

ABONE OL
15 Ağustos 2024 11:25
Yatırım fonları stopaja rağmen büyüme ivmesini sürdürüyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yerli yatırımcıların yatırım fonlarına ilgisi artan maliyetlere karşın sürüyor.

Değişken, karma, eurobond, dış borçlanma, yabancı, serbest fonlar ile unvanında “döviz” ifadesi geçen fonlar dışında yer alan yatırım fonlarında 23 Aralık 2020 ile 30 Nisan 2024 arasında sıfır stopaj oranı uygulandı.

Yatırım fonu katılma paylarından elde edilen gelir ve kazançlara uygulanan sıfır stopaj oranı 1 mayıs itibarıyla yüzde 7,5’e çıkarılsa da geçen günlerde Resmi Gazete’de yayımlanan kararla 31 Ekim’e uzayan bu istisna, yüzde 2,5’lik maliyet avantajı sağlıyor.

AA muhabirinin Merkezi Kayıt Kuruluşu’ndan (MKK) derlediği verilere göre, 9 Ağustos haftasında yatırımcı sayısı 5 milyon 203 bin 865’e çıkarken, bu kişilerin portföy değeri 3,4 trilyon liraya yükseldi.

Stopaj artışına rağmen yatırım fonlarının portföy değeri, 31 Temmuz’da yıllık yüzde 146 artış kaydederek, 3 trilyon 289 milyar 978 milyon lira seviyesini görmüştü.

Bu tarihte gerçek kişilere bakıldığında, tüm yaş gruplarındaki fon yatırımcı sayısı son bir yılda yüzde 31 artışla 4 milyon 936 bin 16 olurken, sahip oldukları portföy değeri yüzde 189 artışla 2 trilyon 84 milyar 908 milyon liraya çıktı.

Tüzel kişilerde ise yatırımcı sayısı son bir yılda yüzde 18,5 artışla 186 bin 708’e, portföy değeri yüzde 103 yükselişle 840 milyar 318 milyon liraya ulaştı.

“Sıfır stopaj büyümeye olumlu katkı sundu”

Stopaj sürecini AA muhabirine değerlendiren Fon Turkey Kurucusu Onur Duygu, sıfır stopaj avantajının fon piyasasının büyümesine olumlu katkılar sunduğunu söyledi.

Para piyasası fonları, altın/gümüş içerikli fonlar ve çoklu varlık içeren fon sepeti fonlarında önemli büyümenin görüldüğünü söyleyen Duygu, şunları kaydetti:

“Sadece 2023-2024 döneminde getiriden arındırılmış olarak 1 trilyon lira üzerinde büyüyen fon piyasasının yüzde 22’lik kısmı stopaj istisnasına dahil olan fonlar üzerinden gerçekleşti. Bunun nedenlerine bakarsak, fonların finansal ürünlere erişimi artırması, finansal okuryazarlığın görece düşük olduğu noktada uzmanların yönetimi ile sermaye piyasasına ilginin artması ve vergi avantajı ile birlikte mevduat/fiziki altın/yurt dışı hisse gibi enstrümanlara göre daha cazip getiriler sunması olarak değerlendirilebilir.”

Duygu, stopajın yüzde 7,5’e çıkarılmasının özellikle mevduatın stopajı ile eşitlenen para piyasası fonlarında büyümenin duracağı endişesi oluştuğunu fakat para piyasası fonlarının günlük likidite sunması, mevduat üzeri getiri sağlaması ve çeşitliliğin rekabeti getirmesi ile daha hızlı büyüdüğünü anlattı.

Yatırım fonlarının 7 aylık performansını değerlendiren Duygu, yerli hisse senedi fonlarının öne çıktığını ifade etti.

Duygu, yeni ekonomik program ile artan yabancı yatırımcı ilgisinin özellikle BIST 30 ve banka hisseleri yoğunluklu fonlarda getiriyi artırdığına işaret ederek, şunları söyledi:

“Kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen not artışları ve gri listeden çıkışın pozitif etkilerini de görüyoruz. Son ay negatif ayrışan bankacılık endeksine rağmen hisse senedi içerikli fonlarda BIST 100 endeksi üzeri getirilerin korunduğunu söyleyebiliriz. Yurt dışı içerikli fonlara baktığımızda teknoloji teması ön planda. Burada muhteşem yedi olarak adlandırılan hisse senetlerinde yapay zeka temasındaki gelişmelere bağlı olarak pozitif seyri takip ettik. Dolar/TL’deki sınırlı yükselişe rağmen, hisse senetlerindeki yükseliş bu fonların getirilerini de pozitif etkiledi.”

Duygu, kıymetli madenler tarafında altın fonlarının öne çıktığını ifade ederek, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirim süreci, Ortadoğu ve Rusya-Ukrayna’da artan jeopolitik riskler ve Çin ile Hindistan Merkez Bankası alımlarının ons altında yükselişi beraberinde getirdiğini belirtti.

“Mevduat üzeri getiri sağlayan TL fonlarına yönelim arttı”

Yatırımcı adetleri incelendiğinde en çok artışların holding iştirak ve bankacılık temalı olduğuna dikkati çeken Duygu, getiri tarafında ön planda olan fonlara yoğun ilgi olduğunu söyledi.

Duygu, para piyasası fonlarına para girişi konusunda şu ifadeleri kullandı:

“Döviz mevduatlarındaki çözülmeler, TL mevduat üzeri getiri sağlayan para piyasası fonlarına yönelimi artırdı. Dövizdeki hareketin sınırlı olması ile TL enstrümanlarda her risk seviyesinde alternatif sunan yatırım fonlarına ilginin arttığını görüyoruz. Düşük riskli olarak aylık yüzde 4 üzeri getiriyi sağlayabilen para piyasası fonlarına giriş yıl başından itibaren 400 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. Döviz birikimler için ise serbest döviz fonlarına yatırımcıların yöneldiğini görüyoruz. Dolar/avro ile giriş yapılabilen ve içeriğinde yer alan sabit getirili ürünlerle mevduata alternatif olarak değerlendirilen serbest döviz fonlarına ilk 7 ayda 320 milyar liralık giriş gerçekleşti.”

“Sıkı para politikası duruşu önem arz ediyor”

Yurt içinde son 5 aylık dönemde etkili olacak gelişmelere de değinen Duygu, “Enflasyonla mücadele kapsamında sıkı para politikası duruşu önem arz ediyor. Enflasyonda geri çekilme, rezerv birikimi, yabancı yatırımcı girişi ve not artışları yurt içi piyasa için önemli olacak.” diye konuştu.

Duygu, yurt dışında ise global merkez bankalarının faiz indirim sürecine girmesi ile birlikte hisse senetleri ve kıymetli madenlerde primlenme beklendiği öngörüsünde bulundu.

ABD seçimlerinin de yabancı hisse senetleri ve hangi temaların öne çıkacağı için önem arz ettiğini anımsatan Duygu, şöyle konuştu:

“Joe Biden’ın çekilmesi ve Kamala Harris’i desteklemesi ile birlikte başkanlık yarışı çekişmeli hale gelmiş görünüyor. Bu da piyasalar ve yabancı hisse senetleri için önemli. Japon Merkez Bankası’nın faiz artırımı sonucunda yaşanan volatilite ve carry trade pozisyonlarının çözülmesi, gelişmekte olan ülkelere sermaye akımları tarafında negatif etki yaratabilir. Bu durum bizim piyasamızı da negatif etkileme potansiyeline sahip. Emtia tarafında ise Çin’in ekonomi teşvikleri ve büyüme performansı takip edilecek. Ortadoğu ve Rusya-Ukrayna düzlemindeki gelişmeler de piyasaların odağında olacak.”

​​​​​​​

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP