ABD’de Connecticutlu bir çiftçinin 19. yüzyılda tüberkülozdan öldüğünde vampir olduğu düşünülen yüzü, cesedinin parçalanıp mezara atılmasından bu yana ilk kez görüldü.

TÜBERKÜLOZ 200 YIL ÖNCE BİLİNMİYORDU

Tüberküloz hastalığı, insanların cildini soluk sarıya çevirirken, gözlerinin kızarmasına ve şişmesine neden oluyor. Hastalık 200 yıl önce bilinmediğinden, tüberkülozun semptomlarında biri olan kanlı öksürük de ölümsüzlükle ilişkilendiriliyordu.

55 yaşında öldüğü tahmin edilen adamın üzerinde ‘JB55’ yazılı bir tabutun içine gömülen iskeleti, hastalıkla uğraşmadan önce nasıl göründüğünü tahmin etmek için yapay zeka destekli bir DNA analizi yöntemi kullanıldı. Sonuçlar onun açık tenli, kahverengi gözlü ve siyah saçlı bir adam olduğunu gösterdi.

Bununla birlikte, adamın yüzünü yeniden yapılandırmak için kullanılan DNA, onun femur kemiği tozundan alındı.

DİRİLMESİNİ ÖNLEMEK İÇİN ÇAPRAZ BİR ŞEKİLDE GÖMÜLDÜ

1994 yılında tabut bulunduğunda ‘kafatasının kemiklerinin çapraz bir şekilde gömüldüğü görüldü. İnsanlar, cesetleri bu şekilde gömmenin o zamanlar onların dirilmesine engellediğine inanıyordu.
Uyluk kemiklerinin çapraz şekilde kafatasının yanında bulunması, mezarın daha sonra açılıp kemiklerin yeniden yerleştirildiğini veya öldükten sonra parçalara ayrılıp öyle gömüldüğünü düşündürüyor.

TÜBERKÜLOZ HASTALIĞI VE VAMPİRLİK NASIL İLİŞKİLENDİRİLDİ?

Öte yandan, bu adamın vampir sayıldığına dair efsane, onunda aynı bölgede yaşayan büyük bir aile olan Jewett vampirleri ile başladı. O zamanlar Jewett küçük bir kasabaydı. Söz konusu aile, dokuz yıllık bir zaman diliminde birden fazla erkeği tüberküloza kaptırdı ve küçük oğullarından biri enfekte olduğunda aile, vampirlerin musallat olduğuna ikna oldu. Aile ölüleri gömmeye ardından kalıntılarını yakmaya ve sonra onları çıkarıp yeniden gömmeye başladı.Ve ailenin küçük oğlu iyileştiğinde, hayatta kalan aile üyeleri yaptıkları bu uygulamanın işe yaradığına inandılar.

Aynı zamanda ABD Silahlı Kuvvetleri DNA Tanımlama Laboratuvarı tarafından 2019 yılında yürütülen farklı bir çalışmada “Bu tür vampir efsaneleri, 1800’lü yıllarda bulaşıcı hastalıklardan kaynaklanan yüksek sayıdaki ölümü insanların kanıyla beslenen vampirlere bağlamasında ortaya çıktı.

Vampir salgını durdurma girişimlerinde, hastalıklı bir bireyin vücudu genellikle mezardan çıkarılıp incelenirdi. Belirli özelliklerin varlığı (örneğin, ağızdan kan gelmesi ve göğüste şişkinlik), artık doğal çürüme süreciyle ilişkili olduğu bilinmesine rağmen, o dönemde yaşam belirtileriyle karıştırıldı” denildi.