“Rutin bir tarımsal uygulama gibi yapılan ve toprak verimliliğine uzun vadede ciddi zararlar veren anız yakma, tarım arazilerinde verimliliğin kaybolmasına neden oluyor.”
“Geçtiğimiz yıl ülkemizde meydana gelen 2 bin 579 orman yangının yüzde 5,3’ü yani 137’si anız yangınıydı. Milli servetlerimize sebebi ne olursa olsun kimsenin zarar vermeye hakkı yoktur”

Bayraktar, açıklamasında, anız yakmanın sağlayacağı faydanın, toprağa ve çevreye vereceği zararın yanında çok küçük kaldığını belirtti.

“Rutin bir tarımsal uygulama gibi yapılan ve toprak verimliliğine uzun vadede ciddi zararlar veren anız yakma, tarım arazilerinde verimliliğin kaybolmasına neden oluyor.” ifadesini kullanan Bayraktar, kontrolden çıkan anız yangınının çiftçilerin emeklerinin yok olmasına sebep olduğunu ve toprağın geleceğini tehlikeye attığını kaydetti.

Çiftçilerin anız yakmak yerine alternatif uygulamaları tercih etmesi gerektiğini belirten Bayraktar, şöyle devam etti:

“Gıdaya olan ihtiyacımızın her zamankinden daha fazla olduğu günümüzde, tarımsal üretimi tehlikeye atma lüksümüz yoktur. Bu bilinçle hem vatandaşlarımız hem çiftçilerimiz toprağımızı koruma konusunda daha duyarlı olmalıdır. Kişi başı yıllık su tüketiminin 1313 metreküp olduğu ve su stresi yaşayan ülkemizde organik madde kaybına yol açacak uygulamalardan kaçınılmalıdır.”

Bayraktar, Türkiye’de meydana gelen yangınların bazıları anız kaynaklı olduğunu hatırlatarak, ormanların kıyısında olan buğday ve arpa tarlaları büyük riskler taşıdığını belirtti.

Son 5 yılda 13 bin 619 orman yangını çıktığı bilgisini paylaşan Bayraktar, söz konusu orman yangınlarının yüzde 5,6’sının yani 763’ünün anız yangınları sebebiyle gerçekleştiğini bildirdi.

Bayraktar, açıklamasında şunları kaydetti:

“Geçtiğimiz yıl ülkemizde meydana gelen 2 bin 579 orman yangının yüzde 5,3’ü yani 137’si anız yangınıydı. Milli servetlerimize, sebebi ne olursa olsun kimsenin zarar vermeye hakkı yoktur. Doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir tarım için anız yakma gibi çağ dışı uygulamalara son verilmeli, çiftçiye yeni öneriler sunulmalı, doğrudan ekim teknolojisi gibi var olan faydalı uygulamaların yaygınlaştırılması sağlanmalıdır.”