İlkokulda iken yerli malı haftasında evden okula heyecanla taşıdığımız yiyecekler halen gözümün önünde. Bugün bu farkındalık bilinci oldukça azaldı ve anılarda kaldı ne yazıkki…
Sağlıktan telekomünikasyona, eğitimden enerjiye, turizmden gıdaya, teknolojiden hizmetler sektörüne yabancı sermayenin ön planda olmadığı tek bir sektör yok…
Oysa milli ve yerli olmanın en önemli faktörlerinden biri markalaşabilmek ve ekonomik bağımsızlık!
Ülkemizin fiziki ve beşeri kaynakları ile yaşam standardını artırmak fazlasıyla mümkün iken sonucun istenen noktada olmaması oldukça üzücü…
Ulaşamadığımız hedeflerin sebepleri yerine olumsuz sonuçlarla mücadele eden bir anlayışa sahibiz ve bu hatayı tekrar tekrar yapmaya ısrarla devam ediyoruz!
Sadece sonuçlara odaklanmak mı, tekrarlanan hatalar mı daha büyük yanlış? Bunun yanıtını vermek zor ama hangisi olursa olsun sonuç kayıp ve sadece kayıp…
Bilmeliyiz ki sonuçları doğuran sebepleri ortadan kaldırmadığımız sürece ulaşılan sadece vakit kaybı, emek kaybı, enerji kaybı, moral motivasyon kaybı, maddi kayıplar, toplumsal refah kaybı. Başlamamız gereken nokta sorunları tespit etmek ilk adımda, aslında gerisi ülkenin kaybı…
Sebepler yerine sonuçlara odaklanmak işte açmaz burada…
Peki ya sebepler?
Stratejik yol haritasını öncelemeyen politikalar, uzun vadeli yatırım ve planlama yapmamak olabilir mi?
Bu sonuçları doğuran sebepler ortada durmaya devam ediyor. Keşfe gerek yok ama belli ki hatırlamak için bakış açımızı değiştirmemiz gerekli… Sorunları kabul etmeden çözümünün bulunması mümkün değil.
Doğru bilinen yanlışlar, tekrarlanan hatalar ve beklenen farklı sonuçlar!
Sonuçlarla mücadeleden vazgeçmeliyiz. Sonuçları doğuran girdileri, varsayımları, argümanları gözden geçirmeliyiz.
Sonuçlara değil sebeplere odaklanmalıyız. Riskleri tanımlamalı, analiz yapmalı ve sonuçlara göre stratejik yol haritasını hazırlamalıyız.
Uzun soluklu bir nitelikli eğitim, katma değer yaratan üretim ve stratejik üstünlerimizle ilgili seferberlik başlatmalıyız. Ülke kaynaklarını amasız fakatsız kanalize etmeliyiz…
Günümüz dünyasında tartışmaya kapalı bir gerçek var; en büyük getirinin bilgi ve teknolojiye yapılan yatırım sayesinde elde edileceği gerçeği…
Başarı; sermaye, nitelikli emek, akıl ve teknoloji ile beslenen uzun bir yolculuğun sonucudur. Başarısızlık ise tam tersi girdilerle elde edilen bir sonuçtur…
Bugünü değil geleceğimizi kurtaralım… Bunu çocuklarımıza borçluyuz.
Unutmayalım bilginin olmadığı yerde risk fark edilmez ve yok hükmündedir!
En büyük risk de budur…
Orhan Ertürk
GÜNDEM
24 Nisan 2024GÜNDEM
24 Nisan 2024GÜNDEM
24 Nisan 2024GÜNDEM
24 Nisan 2024GÜNDEM
24 Nisan 2024GÜNDEM
24 Nisan 2024FİNANS-BORSA
24 Nisan 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.