Kuruluşunun üçüncü yılında Sabancı Holding ve Hub’dan yatırım alan Lumnion, Avrupa yolunda. İlk ofisini bu ay Almanya Münih’te açacak olan şirketin Genel Müdürü Cenk Tabakoğlu, “Yapay zeka ve makine öğrenmesi modellemeleriyle sigorta sektörüne çok büyük faydalar sağlayacağız” diyor…

BERRİN VİLDAN UYANIK/AKILLI YAŞAM DERGİSİ

 2017 yılında sigorta sektörü için yapay zeka ve makine öğrenmesi teknolojisiyle modellemeler geliştirmek üzere kurulan Lumnion, Sabancı Holding ve Hub’dan yatırım aldıktan sora hedef büyüttü. Bu ay Almanya Münih’te ilk yurtdışı ofisini açacak olan şirket, Hollanda ve Belçika gibi Avrupa’nın kuzeyindeki ülkelere açılmak için bir ofis de Köln’de kurmayı planlıyor.

Lumnion’un yurtdışı planları bunlarla sınırlı değil. Avrupa başta olmak üzere alanında dünyanın en iyi şirketlerinden bir olmayı planladıklarını vurgulayan Lumnion Genel Müdürü Cenk Tabakoğlu, Belçika’da Ageas’la da işbirliği yaptıklarını hatırlatıyor.

Bu arada, Lumnion’un, Almanya’da federal hükümetin de desteklediği sigortacılık hub’larından biri olan InsurTech HUB NXT programına 250 şirket arasından seçilerek katılmaya hak kazandığını da belirtelim.

Cenk Tabakoğlu ile Lumnion’un açılım planlarını konuştuk…

Lumnion’un kuruluş öyküsünü bir de sizden dinleyebilir miyiz? Kimler tarafından, hangi ihtiyaçlar doğrultusunda kuruldu?

Lumnion, 2017 yılında Aren Haddeler ve Eray Alpan tarafından danışmanlık alanında faaliyet göstermek için kuruldu. Aren ve Eray ile bir gün İstanbul Bebek’te karşılaştık. Neler yaptıklarını sordum. Makine öğrenmesi modellemeleriyle sigorta sektörüne yönelik teknolojik çözümler geliştirdiklerinden bahsettiler. Benim de bu konuda Unico Sigorta’da çalışırken gözlemlediğim bazı sektörel eksiklikler vardı ve bunlara dair yenilikçi çözümler arıyordum. Sigorta fiyatlaması konusunda yeni teknolojilerle çözüm üretilebilecek fikirlerim vardı. Bunları onlarla paylaştım. “Siz danışmanlık hizmeti veriyorsunuz, oysa bunu ürün haline getirmemiz lazım. Bence bu şirketlerin değer kazanabilmesi fikirleri ürün haline getirmeye bağlı. Danışmanlığın fazla bir değeri yok. Şirket değerlemesi yapılırken genelde danışmanlık bölümünün çarpan değeri olmaz. Benim vizyonumda küresel piyasalara hitap edebilecek bir ürün fikri ve küresel bir şirket olma hayali var” dedim. Kabul ettiler ve ben de böylece 2020 yılında Lumnion ekibine dahil oldum.

Sigorta sektörüne yönelik ne tür çözümler geliştiriyorsunuz?

Lumnion kısaca sigortacılık odaklı çalışan bir sigorta teknolojileri (InsurTech) şirketi. Şirketin danışmanlık ve ürünler olmak üzere iki bölümü var. Uzmanlık alanımız yapay zeka ve makine öğrenmesi teknolojileriyle modellemeler yapmak. Ürünlerimizse hayat dışı sigortacılığın fiyatlama alanında. Geliştirdiğimiz yapay zeka tabanlı fiyatlama platformu üç modülden oluşuyor. Bunlardan Cheetah, aktüeryal risk fiyatlaması için kullanılıyor. Dolphin ticari kararlar, bunların simülasyonları ve saha fiyatlamasının yönetimi için tercih ediliyor. Octopus ise dış veri zenginleştirmesiyle davranışsal fiyatlama yapmaya olanak sağlıyor.

Bu çözümlerin şirketlere ne gibi faydaları var?

Dünya sigorta sektöründe son 10-15 yıldır belli birkaç şirketin oturttuğu GLM tabanlı algoritmalar kullanılıyor. Ancak bu algoritmalarda keskinlik sorunu yaşanıyor; sonuç çok iyi belirlenemiyor ve kullanımı zor platformlar söz konusu. Şirketler geçmiş 5 yıllık verilerini koyup arkadaki modellemeyle müşterinin risk primini bulmaya çalışıyorlar. Bulduktan sonra ise şirketlerinin ticari tercihlerine göre fiyat oluşturuluyor. Risk fiyatını bulmak için büyük şirketler genelde GLM kullanarak bir modelleme çalışıyor. Ancak daha önce de söylediğim gibi, maalesef bunların kesinlik seviyeleri düşük. Dünyada yapay zeka ve makine öğrenmesi gibi teknolojik gelişmeler var ve yeni algoritmalar ortaya çıkıyor ama kullanılan modeller bu gelişmeleri yakalayamıyor. Bizim platformumuz, genel kabul görmüş bütün makine öğrenmesi algoritmalarını barındırıyor. Hepsini aynı datadan çıkarıp karşılaştırmalı olarak aktüerlere gösteriyor ve istatistiksel olarak daha iyi olanı kullanma şansı veriyor. Makine öğrenmesiyle çalışan daha gelişmiş algoritmalar olduğu için keskinlik, tahmin ve riski belirleme anlamında daha iyi sonuç veriyor.

Şirketlerin sonuçlarına baktığımızda, GLM modellerine göre hasar prim oranlarında ürüne bağlı olarak yüzde 3-5 seviyesinde iyileştirmeler görmek mümkün. Bazı ürünlerde bu iyileştirmeler yüzde 10-15 seviyesinin üzerine kadar çıkabiliyor.

Yapay zeka ve makine öğrenmesi tabanlı çözümleriniz sektör geneli açısından bakıldığında ne tür avantajlar sağlıyor?

Dünyada teknolojik gelişmeler var, yapay zeka ve makine öğrenmesi konusunda epey ilerleme mevcut. Bu gelişmelere karşın biz sigorta sektöründe biraz geride kalmış durumdayız. Lumnion olarak yapay zeka ve makine öğrenmesi algoritmalarının sigortacılık fiyatlamasında modelleme yapmak için kullanılmasını sağlıyoruz. Bunların sonuçlarını şeffaflaştırıyor, davranışsal fiyatlama yapılması için şirketlere veri sağlıyoruz. Tek bir platformda risk fiyatlaması, ticari karar yönetimi ve davranışsal fiyatlama yapılabilmesini mümkün kılıyoruz

Çözümleriniz daha çok hayat dışı sigortalar mı yoksa elementer branşlara mı yönelik?

Lumnion’un yapay zeka tabanlı hayat dışı sigortacılık platformu, verisi olan her türlü elementer ürünün fiyatlamasını modelleyebiliyor. Örnek verecek olursak; kasko, trafik sigortası ve konut sigortalarını bu kategoride en bilinen ürünler olarak sayabiliriz.

Önümüzdeki yıllara ilişkin hedefleriniz neler?

Almanya’daki şirketimizi kurma sürecindeyiz. Münih’te açacağımız ofisle önce Almanya’da, sonra da tüm Avrupa’da önemli bir oyuncu olmayı planlıyoruz. Gelecek hedefimiz, dünyanın bu konuda en önde gelen şirketi olmak.

Salgın süreci şirketlerin ürünlerinize ilgisini artırdı mı?

Salgın sürecinde şirketlerle iletişim kurmak kolaylaştı. Teknoloji şirketi olmanın da avantajıyla aslında biraz da bu süreci fırsata dönüştürdük diyebiliriz. Dünyanın birçok yerindeki sanal fuarlarda, sigortacılık buluşmalarında maliyet ve zaman etkin şekilde boy gösterme fırsatımız oldu. Bu etkinlikleri iyi kullandık. Şirketlerle çok verimli online görüşmeler ve demolar yaparak ürünlerimizi tanıttık. Bu tanıtımın sonuçlarını ve dönüşlerini de alıyoruz.

Ekibiniz kaç kişiden oluşuyor, sigortacılar mı yoksa mühendisler mi ağırlıklı?

İş yönetimi, aktüerya, yazılım ve makine öğrenmesi konularında oldukça deneyimli 20 kişilik bir ekibiz. InsurTech şirketi olduğumuz için sigortacı ve mühendislerin sayısı dengeli olarak dağılmış durumda.

Böyle bir işi yapabilmek için aktüerya bilmek gerekiyor. Bu yüzden iyi bir aktüerya ekibimiz var. Gerek Almanya gerekse Türkiye’de ciddi tecrübeli aktüerlerimiz bulunuyor. Tabii yazılım, makine öğrenmesi, modelleme ve algoritmalarının çok iyi bilinmesi lazım. Ayrıca doğru stratejiler kurup iş yönetimini de yapabilmek gerekiyor. Bunların hepsini bir araya getirebilmiş bir ekibiz.

Lumnion’un aldığı yatırım şirkete neler sağlayacak, büyümenizi nasıl etkileyecek?

Bildiğiniz gibi Sabancı Holding ve Hub’dan yatırım aldık. Buradaki temel amaç, yurtdışına açılımı hızlandırmak için kaynak sağlamaktı. Bu arada, Almanya’da federal hükümetin de desteklediği sigortacılık hub’larından biri olan Insurtech HUB NXT programına 250 şirket arasından seçilerek katılmaya hak kazandık. Katılan 30 şirket arasında da finale kadar gelebilen son 9 şirketten biri olduk. Bunun sonucu olarak SAP, Münih Re, Amazon gibi dev firmalarla çeşitli iş birlikleri yapma fırsatımız doğdu. Yine DIA Amsterdam tarafından 2021 yılında izlenmesi gereken 100 sigorta teknolojileri şirketi arasında gösteriliyoruz. Bazı Alman yatırımcılarla da görüşüyoruz. Bu yılı yeni bir yatırım turuyla daha tamamlayabiliriz.

Münih ofisimizi bu ay açıyoruz. Hollanda, Belçika gibi Avrupa’nın kuzeyindeki ülkelere açılmak için bir ofis de Köln’de kurma planımız var. Belçika’dan Ageas’la işbirliğimiz var. İlk yabancı işbirliği yaptığımız şirket onlar oldu. Hem de ülkemizdeki ortakları Aksigorta vasıtasıyla kurmadık bu işbirliğini. Ageas’ın bir programına katılıp ilk 5’e girdiğimiz için çalışmaya başladık. Bu çalışmayı Portekiz’de yaptığımız için o piyasayı da öğrendik. Madrid’de bir ofis açıp İspanya ve Portekiz piyasasına da girebiliriz. Körfez bölgesinde de görüştüğümüz birkaç şirket var. Dubai ofisimiz de olacak. 1.5 yıl içinde bütün bu planları hayata geçirmeyi planlıyoruz. Yazılımcılar istediği yerde çalışabiliyor. Yurtdışına açıldığımız için o imkanı onlara artık biz de sunabiliyoruz. Bir de çalışanlarımızı hissedar yapıyoruz.