Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye Başkan Vekili Şule Kılıç, “Zaten halihazırda ekonomiye katılmakta ve çalışma hayatına tutunmakta zorlanan kırılgan gruplar, ne yazık ki pandemi ekonomisi şartlarında daha da dezavantajlı hale geldiler. Bu grupların en başında da kadınlarımız geliyor. Kadınlarımız bu süreçte en fazla gelir kaybı ile karşı karşıya kalan grup oldu” dedi.

EBRD Türkiye Başkan Vekili Şule Kılıç, “Yeni Normalde Kapsayıcılık” temasıyla düzenlenen zirvedeki konuşmasında,  yaklaşık 1 senedir yaşanan salgın sürecinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’deki ekonomik etkilerine değindi.

Sürecin hem çalışma hayatında hem de özel hayatta köklü değişikliklere neden olduğunu belirten Kılıç, şunları kaydetti:

“Bu zorlukların üstesinden gelebilmek ve fırsatları değerlendirebilmek için dayanıklılık ve çeviklik her zamankinden daha önemli hale geldi. EBRD olarak günümüzün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde, mevcut müşterilerimizi bu yönde desteklemek için çok kısa sürede harekete geçip, ilk çözüm önerisi getiren uluslararası finans kuruluşu olduk. Bu salgına acil cevap vermek amacıyla, ilk önce 1 milyar avroluk ilave finansman paketi oluşturduk, sonra da bu rakamın yeterli gelmeyeceğini düşünerek rakamı 4 milyar avroya kadar çıkardık. Hem Türkiye’de hem de faaliyet gösterdiğimiz diğer ülkelerde müşterilerimize elimizden geldiğince destek olmaya çalıştık.”

Bu süreçte kalkınma hedeflerini günün şartlarına uyarlamanın odak noktaları olduğunu aktaran Kılıç, yeşil ekonominin de vazgeçemeyecekleri alanlardan bir olduğunu dile getirdi.

“KADINLAR KÜRESEL SALGINDAN DAHA  AĞIR ETKİLENDİ”

Kılıç, kapsayıcılığı ön plana çıkaran bir banka olduklarına işaret ederek “Kapsayıcılık, bankamız için Kovid-19 ile beraber her zamankinden daha önemli hale gelmeye başladı. Zaten halihazırda ekonomiye katılmakta ve çalışma hayatına tutunmakta zorlanan kırılgan gruplar, ne yazık ki pandemi ekonomisi şartlarında daha da dezavantajlı hale geldiler. Bu grupların en başında da kadınlarımız geliyor.” ifadelerini kullandı.

Kadınların salgın döneminde yaşadığı sıkıntıların altını çizen Kılıç, kadınların bu süreçte en fazla gelir kaybı ile karşı karşıya kalan grup olduğunu söyledi.

Kılıç, buna yönelik yapılan araştırma sonuçları hakkında bilgi vererek, kadınların küresel salgından daha ağır şekilde etkilendiğinin görüldüğüne işaret etti.

EBRD olarak, bundan sonra da Türkiye dahil faaliyet gösterdikleri tüm ülkelerde kapsayıcılık politikalarını özel sektör eliyle desteklemeye devam edeceklerini ifade eden Kılıç, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Kadınların finansmana ve girişimcilik fırsatlarına, becerilere ve istihdama, temel hizmetlere ve altyapı hizmetlerine erişiminin artırılması ve kolaylaştırılması temel önceliklerimiz arasında. Aynı zamanda, kadınlarımızın tüm alanlarda güçlenmesinin önünde bulunan bütün yapısal engelleri ortadan kaldırmak için yapılan bazı analizler ile kamu ve özel sektör paydaşlarımızla birlikte bunları çözüme yönelik politika diyaloglarımızı geliştirmek ana gündemimiz olacak.”

“TÜRKİYE KALKINMA SÜRECİNDE OLAN, GÜÇLÜ DİNAMİLERLERE VE CİDDİ POTANSİYELE SAHİP  BİR ÜLKE”

KAGİDER Başkanı Emine Erdem, Türkiye’nin kalkınma sürecinde olan, güçlü dinamiklere ve ciddi potansiyele sahip bir ülke olduğuna işaret ederek, gelişmiş ülkelerin seviyesine ulaşmak için çalışıldığını söyledi.

Sadece ekonomik alanda değil, sağlıkta, eğitimde, siyasi temsilde, toplumsal gelişimin her alanında uluslararası çağdaş standartlara erişmek için çaba gösterildiğini belirten Erdem, şunları söyledi:

“Ne yazık ki kadınları ekonomiye yeterince dahil edemiyoruz. Gerek girişimci gerekse de profesyonel çalışanlar olarak kadınlar ekonomiye, iş dünyasına yeterince katılamıyorlar. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini besleyen, kadınların sorumluluğunu ev işleri ve çocuk veya yaşlı bakımı olarak gören kültür bunun en büyük nedenlerinden biri. Bu kültürden beslenen bir iş ortamında girişimci kadınlar finans kaynaklarına, bilgiye, pazara erişimde erkeklerden çok daha fazla sorunla karşılaşıyorlar.

Profesyonel hayata giren kadın çalışanlar kariyerlerinde ilerlemek ve yükselmek için erkek meslektaşlarından çok daha fazla zorlukla mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Birçok kadın iş hayatını bırakmak zorunda kalıyor. Sonuçta, sürdürülebilir kalkınma mücadelemizde nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınların potansiyelinden, enerjilerinden gerektiği kadar yararlanamıyoruz.”

“KADINLAR, ERKEKLERDEN DAHA AĞIR DARBE ALDI” 

Erdem, salgın sürecinin ekonomik etkilerine dikkati çekerek, çok sayıda şirkete sıkıntı yaşattığını dile getirdi

Özellikle istihdam açısından bu süreçte kadınların erkeklerden daha ağır bir darbe aldığını bildiren Erdem, şunları kaydetti:

“10 Şubat’ta açıklanan TÜİK’in Kasım 2020 İşgücü İstatistiklerinde pandeminin özellikle kadın istihdamı üzerindeki etkilerini görüyoruz. Kasım 2019’da 10 milyon 569 bin kadın işgücünde iken bu rakam kasım 2020’de 9 milyon 729 bin olmuş. İstihdamdaki kadın sayısı ise 8 milyon 841binden 8 milyon 270 bine düşmüş. Ekonomik dinamiklerin dayandığı tüm veriler, kadının istihdam ya da girişimcilik yoluyla ekonomiye katılımı, ülkemizin ‘2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi içinde yer alma’ hedefinin temel taşını teşkil ettiğini göstermekte ve bunun için 2023 yılında kadınların istihdama katılımı için belirlenmiş olan yüzde 41’lik hedef ne yazık son veriler ile yüzde 26’ya inmiş durumda.”

Erdem, aşıların devreye girmesi ile salgının sonuna dair umutların arttığına dikkati çekerek, 2021’in ekonomilerin yeniden toparlanma sürecinde bulunduğu bir yıl olduğuna dikkati çekti.

Bu dönemde kadın istihdamının özellikle desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Erdem, “Bu alanda kazandıklarımızı kaybetmemeliyiz. Geriye değil ileri gitmeli, yeniden toparlanma sürecine kadınları dahil edebilmeliyiz. Kadınların bütün potansiyelleriyle ve eşit olarak katıldıkları bir toplumsal kalkınma sürecinde başta ekonomi olmak üzere her alanda daha fazla değer üreteceğimizi ve hedeflerimize doğru daha hızlı koşacağımızı unutmamalıyız.” ifadelerini kullandı.

DÜZENLENEN PANELLERDE ‘YENİ NORMAL’ ELE ALINDI 

Zirvenin paydaşlarından UPS Türkiye Genel Müdürü Burak Kılıç, şirket olarak kapsayıcılığa verdikleri önemden bahsederek, toplum için bu kavramın çok önemli olduğunu dile getirdi.

 Şirket olarak, iş hayatındaki kadınların liderlik etmelerine önem verdiklerini anlatan Kılıç, “UPS Türkiye olarak geçtiğimiz yıl başından bu aya kadar kadın lider pozisyonlarındaki oranımızı yüzde 4 artırmayı başardık. Bu bir yolculuk ve bu yolculukta hayal ortaklarına ihtiyacımız var. Ekonominin içinde, kadının istihdama, üretime, ticarete, girişimciliğe, ihracata katılım oranını artıramazsak, hepimizin hayal ettiği, daha modern, daha refah, daha fazla kapsayıcı Türkiye’ye ulaşmamız mümkün değil.”değerlendirmesinde bulundu.

TurkishWIN Kurucusu Melek Pulatkonak ise, etkinliğin bu sene ki başlıklarının önemine dikkati çekerek, bugüne dek alınan yolun kaybedilme riski ile karşı karşıya bir salgın sürecinden geçilmesi dolayısıyla, bu yıl ki etkinliğin önemli olduğunu dile getirdi.

Türkiye’deki kadın istihdamının, bu alandaki uygulamaların zirve boyunca konuşulacağını belirten Pulatkonak, “Pandeminin getirdiği fırsatlar ve zorluklar, her konuda olduğu gibi bu konuda da küresel, yalnız değiliz.” dedi.

İki gün sürecek etkinliğin ilk gün ayağında, “Kovid-19 Krizinin Ana Trendleri”, “Yeni Normalde Fırsatlar” panelleri düzenlendi.

Paneller kapsamında, fikir önderleri, iş dünyasının üst düzey temsilcileri ve insan kaynakları direktörleri “yeni normal”i ele aldı.

Çevrimiçi gerçekleştirilen zirve, yarın da devam edecek.

(AA)