İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın Eylül ayı Meclis toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin dezenflasyon sürecinde kritik bir döneme girdiğini ve enflasyonda önemli bir yavaşlama yaşandığını belirtti.

Avdagiç, aylık enflasyonda görülen yavaşlamanın, sürecin başarılı ilerlediğinin işareti olduğunu vurguladı. Ayrıca, kamu tarafından belirlenen fiyatların bundan sonraki enflasyon seyri üzerinde daha belirleyici olacağına dikkat çekti.

Avdagiç, kısa vadede aylık enflasyon oranının yüzde 1-1,5 aralığında tutulması gerektiğine işaret ederek, özel sektör ve kamu tarafından belirlenen fiyatların, enflasyonla uyumlu şekilde belirlenmesinin önemine değindi.

Dezenflasyon sürecinde yaşanan zorlukların, uzun vadede enflasyonla mücadelede başarıya ulaşmanın bir parçası olduğunun altını çizdi.

Kur politikası ve orta vadeli program

Avdagiç, geçtiğimiz hafta açıklanan Orta Vadeli Program’da kur politikasının kritik bir rol oynadığını ve 2024 yılı için öngörülen kur seviyelerinin, ihracatçılar için zorluk yaratabileceğini belirtti.

2025 ve sonrasında ise kur ile enflasyon arasında daha net bir korelasyon beklediklerini ifade eden Avdagiç, 2025-2027 yıllarında bu korelasyonun devam edeceğini öngördüklerini söyledi.

Avdagiç ayrıca, ithalat talebindeki artışın cari denge üzerinde risk oluşturabileceğine dikkat çekerek, ekonominin dengelenmesi için kur ve enflasyon arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Yatırımlar ve sanayi

İTO Başkanı, büyüme verileriyle ilgili değerlendirmesinde, tüketimde yaşanan daralmanın yanı sıra sanayi ve yatırım harcamalarındaki yavaşlamanın uyarıcı nitelikte olduğunu belirtti.

Özellikle makine ve teçhizat yatırımlarındaki yüzde 5,6’lık daralmanın büyümeye düşük bir katkı sağladığını ifade eden Avdagiç, bu durumun dikkatle izlenmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye’nin büyüme dinamiklerini sürdürmesi gerektiğini vurgulayan Avdagiç, üretim ve ihracatın ekonomideki önemine dikkat çekti.

Küresel fırsatlar

Avdagiç, küresel ekonomideki düşük faiz oranları ve Türkiye’nin ana ihracat pazarlarındaki ekonomik iyileşmenin, Türkiye’ye uygun maliyetli dış kaynak girişini ve ihracatı olumlu etkileyebileceğini belirtti. Bu fırsatların kalıcı şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.