DOLAR 32,5038 0.08%
EURO 34,7826 -0.12%
ALTIN 2.496,260,50
BITCOIN %
İstanbul
12°

ORTA ŞİDDETLİ YAĞMUR

KALAN SÜRE

“Finans\u0131n yan\u0131 s\u0131ra bir ‘fintek’ gibi konumlan\u0131yoruz”

“Finans\u0131n yan\u0131 s\u0131ra bir ‘fintek’ gibi konumlan\u0131yoruz”

ABONE OL
25 Ekim 2022 16:16
“Finans\u0131n yan\u0131 s\u0131ra bir ‘fintek’ gibi konumlan\u0131yoruz”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

EKONOMİ MANŞET / Barış Bekar – ÖZEL HABER 

“Pandeminin etkisiyle 2020 yılını inişli çıkışlı geçiren faktoring sektörü, çok sayıda işletmeye finansman sağlayarak, tüm olumsuzluklara rağmen geçen yılı alacak büyüklüğüne göre yüzde 15 büyüyerek kapatmayı başardı.” Bu sözler, Tam Finans Genel Müdürü Hakan Karamanlı’ya ait.

Bankacılık kredi hacminde oluşan azalmanın da etkisi ile yoğun talep aldıklarını ve mümkün olduğunca bu talepleri karşılamaya çalıştıkları bir ilk çeyrek geçirdiklerini belirten Genel Müdür Hakan Karamanlı, “Bu ivmenin önümüzdeki dönem de devam edeceğini ve sektörün yılı 200 milyar TL üzerinde bir ciro ile tamamlayacağını tahmin ediyorum” diyor.

Şirket olarak diğer faktoring şirketlerinden en önemli farklarının teknolojiye olan yatırımlarıyla finans şirketinin yanı sıra bir “Fintek” şeklinde konumlanmaları olduğunu söylüyor.

“Mütevazı olmayacağım, ticaretin finansmanında dünyadaki en iyi şirketlerden biri olduğumuzu düşünüyorum” diyen Genel Müdür Karamanlı, IT alanında uzman bir bankacı olmasını teknolojiyi iyi bilmek ve analitik yeteneklere sahip olmak gibi önemli rekabet avantajları da yaratığını belirterek ekliyor: 

“Önümüzdeki dönemin, benim gibi teknoloji liderlerinin şirketlerin Genel Müdürlük ve CEO’luk koltuğuna daha hızlı yükseleceği günler olacağını da söyleyebilirim.”

Tam Finans Genel Müdürü Hakan Karamanlı, sorularımızı şöyle yanıtladı:

– Faktoring sektörü açısından 2020 yılı nasıl geçti?

2020 yılı pandeminin etkisi ile inişli çıkışlı geçti. Çok iyi başlayan ilk çeyrek, neredeyse durma noktasında olan 2’nci çeyrek ve sonrasında gaza bastığımız bir ikinci yarı şeklinde özetleyebiliriz. Sektör olarak olabildiğince çok sayıda işletmeye finansman sağlamaya çalıştık ve tüm bu olumsuzluklara rağmen 2020 yılını alacak büyüklüğünde yüzde 15 büyüyerek kapatmayı başardık. Biz Tam Finans Faktoring olarak bu dönemde hem yaygınlığımızı (25 farklı ilde 38 Şube ve 400+ saha çalışanı) hem de dijital yeteneklerimizi (AR-GE yatırımı olan ilk ve tek faktoring firmasıyız.) etkin şekilde kullanarak geçen yıl yüzde 32 büyümeyi başardık.   

– Bu yılın üç ayı nasıl geçiyor, yılsonu bekletiniz hem şirketiniz hem sektör adına nedir?

Bankacılık kredi hacminde oluşan azalmanın da etkisi ile yoğun talep aldığımız ve mümkün olduğunca bu talepleri karşılamaya çalıştığımız bir ilk çeyrek geçirdik. Bu ivmenin önümüzdeki dönem de devam edeceğini ve sektörün yılı 200 milyar TL üzerinde bir ciro ile tamamlayacağını tahmin ediyorum. Tam Finans, 6 yıldır olduğu gibi bu yıl da  sektör ortalamasının üzerinde büyümeyi hedefliyor.  İlk çeyrek beklentilerimize paralel gerçekleşti ve geçen sene ilk çeyreğe göre alacak büyüklüğünde yüzde 38 oranında büyüdük.   

– Pandemi süreci sektörü nasıl etkiledi? 

Pandemi elbette genel olarak olumsuz etkiledi ama ben yine de bardağın dolu tarafından bakmaya çalışıyorum. İlk olarak müşterilerimiz onları her koşulda desteklemeye devam ettiğimizi gördü, bu onlarla aramızda güvene dayalı bir bağ kurulmasını sağladı. İkinci olarak bu vesile ile faktoring hizmetlerinin dijital olarak verilmesine yönelik düzenlemeler hızla hayata geçmeye başladı. Bu düzenlemeleri sektörün ileri yıllarda çok daha yaygın bir müşteri kitlesine ,daha hızlı bir şekilde ulaşmasına olanak sağlayacağı için çok önemsiyoruz. 

– Tam Finans sektörün neresinde? Sektörü banka iştiraki şirketler ve banka dışı şirketler olarak ayrıştırırsak, sizin yeriniz nedir? 

Aslında hedeflediğimiz müşteri kitlesi başta olmak üzere pek çok konuda sektörün diğer şirketlerinden ayrışıyoruz. Tam Finans olarak esnaf ve mikro KOBİ’lerin ticaret finansmanlarını sağlama vizyonu ile çalışıyoruz. Her sene 70 bin farklı işletmeden başvuru alıyor, 35 bin farklı müşteri ile 100 bini aşkın işlem yapıyoruz. Bu anlamda müşteri ve işlem sayısında açık farkla sektör lideriyiz.  Aynı şekilde 630’u aşkın personel ile sektörün en kalabalık şirketi olduğumuzu da söylemeliyim. Tabi banka dışı finans sektöründeki ilk Arge merkezimizi ve teknolojik yeteneklerimizi da farklar arasına eklemek lazım. 

“60 kişi daha istihdam edeceğiz”

– Çalışan sayınız ne kadar? Kaç şubeniz var, hangi bölgelerde nerelerde? Yeni şubeler açacak mısınız?

25 farklı ilde 38 şube ile hizmet veriyoruz ve 630 personelimiz var. Sadece İstanbul’da değil Türkiye’nin her bölgesinde şubemiz bulunuyor. Kurulduğumuzdan bu yana her yıl şube açarak yaygınlığımızı arttırdık. 2020 yılında pandemi ortamında bile Balıkesir ve Malatya’da 2 şube açtık, bu sene de aynı şekilde büyümeye devam etmeyi planlıyoruz. Ayrıca seneyi 60 kişi daha istihdam ederek yani 690 personel ile kapatmayı planlıyoruz. 

– Rakiplerinize göre farkınız nedir? Neden factoring adını kullanmıyorsunuz, farklı bir finansal şirket misiniz?

Tam Finans, klasik bir faktoring şirketi değil. Diğer faktoring şirketlerinden en önemli farkı teknolojiye olan yatırımlarıyla bir finans şirketi olduğu kadar bir “Fintek” olarak konumlanıyor olması. Faktoring şirketleri arasında AR-GE yatırımı olan ilk ve tek faktoring şirketiyiz. Müşterilerimize daha hızlı ve kaliteli servis vermemizi sağlayan teknolojik altyapımıza yaklaşık 10 milyon TL’lik bir yatırım yaptık. Şu anda AR-GE Merkezimizde alanında uzman 40 kişilik bir ekip var ve bu yıl bu ekibi 20 kişi daha büyütmeyi planlıyoruz.

Diğer taraftan, Tam Finans, her koşulda esnaf ve KOBİ’lerin nakit ihtiyaçlarına tam zamanında tam destek olmak için hızını hiç kesmeden çalışmaya devam ediyor. Diğer şirketlerin tümüyle sahada çekildiği kriz dönemlerinde bile Tam Finans işini devam ettirmeye çalışan küçük işletmelerin yanında olmaya devam etti. 

Müşterilerimiz gözünde elde ettiğimiz olumlu yargıyı pekiştirebilecek şekilde markamıza yatırım yapmak istiyoruz. Örneğin kendi geliştirdiğimiz skorkart’ımız ve süreç yönetim altyapımız için patent ve marka başvurusunda bulunduk. Ne yazık ki Tam ismi çok genel olduğu için markalaşmasında sıkıntılar yaşadık. Hatta devlet bankalarının ortak ATM sisteminin adı bile TAM oldu. Bu yüzden markamızı şirketimizin Kobi ve Esnafımızın ticaretini finanse etme vizyonunu daha iyi taşıdığına inandığımız bir isim değişikliği ile güçlendirmek istedik.  

İsmimizi Tam Finans Faktoring yaparak kullanmaya başladığımız Tam Finans markası hem şu anki vizyon ve değerlerimizi yansıtıyor hem de gelecekteki katma değerli ürün ve hizmetlerimizin zeminini hazırlıyor. 

“Robot yazılımları 7 senedir kullanıyoruz”

– Sürekli bir teknoloji şirketi olduğunuzu söylüyorsunuz? Teknolojiyi nasıl ve ne şekilde kullanıyorsunuz?

Tam Finans banka dışı finans sektörünün ilk Ar-Ge merkezine sahip olduğunu söylemiştim. Yaklaşık 7 yıldır kendi geliştirdiğimiz altyapı ve skor-kartı kullanarak risk değerlendirmesi yapıyoruz ve bu işte çok başarılıyız. Bize gelen taleplerin yüzde 70’ini saniyeler içinde insan eli değmeden değerlendirip sonuçlandırıyoruz. Bu bize hız ve rekabet avantajı sağlıyor. 

Ar-Ge merkezimizde risk analitiği dışında müşteri ve İK analitiği gibi konularda çalışmalarımız devam ediyor. Özyeğin, MEF, Koç, Sabancı, Yıldız gibi üniversitelerle işbirlikleri ve projeler geliştirdik. Özyeğin Üniversitesi ile birlikte yaptığımız “Faktoring Anomali Projemiz”, TÜBİTAK tarafından destek gördü. MEF üniversitesi ile birlikte psikometrik risk skor-kart geliştiriyoruz. Bu proje beni çok heyecanlandırıyor; çünkü hedeflediğimiz banka dışı müşteri kitlesinin, özellikle finansal verisi olmayan müşterilerimizin değerlendirilmesinde yepyeni bir bakış açısı getirecek.  Nerö pazarlama konusunda çalışmalar yapıyoruz, geçen sene gönüllü müşterilerimizin kafalarına bir cihaz takıp bilinç altındaki bizim hakkımızda düşüncelerini anlamaya ve müşteri deneyimini iyileştirmeye yönelik çalışma yaptık. Teknoloji sayılmaz ama müşterimizi ve çalışanlarımızı daha iyi anlamak için antropologlardan yardım alıyoruz.

İş modelimiz gereği çok sayıda işlemi hızlı ve verimli tamamlamak için de teknolojiyi etkin kullanmaya gayret ediyoruz. Örneğin biz robot yazılımları işlerimizi otomatize etmek için 7 senedir kullanıyoruz. Hatta o yıllarda bu şekilde yazılımlar olmadığı için stres test yazılımları ile başladığımızı itiraf etmeliyim. 

– Son dönemdeki düzenlemelerle sektör yerli yerine oturdu mu? Son yıllarda kaç şirket kapandı? Yeni şirketler kuruluyor mu? Sektöre ilgi var mı? 

Faktoring sektöründe şu anda 56 şirket var. Sermaye gereksinimi başta olmak üzere yapılan düzenlemelerin sektördeki şirket sayısını çok değiştireceğini düşünmüyorum. Faktoring dışardan bakınca tek bir ürün gibi görünmekle birlikte aslında tedarikçi finansmanı, ihracat-ithalat faktoring hizmetleri, tahsilat hizmeti, garanti hizmeti, gayrikabulü rücu işlemler gibi pek çok alt kolu olan bir finansman hizmet. Türkiye’nin büyüklüğü göz önüne alındığında şirket sayısı olarak değilse de müşteri ve işlem hacminde sektörün potansiyelinin çok açık olduğunu görüşündeyim.  

“Notumuz kriz dönemlerinde bile çok yüksek çıkıyor”

– Sektörün hâlâ algı sorunu var mı?

Ticaretin finansmanını sağlamaya çalışan bir sektörün algı sorunu olmaması gerektiğini düşünüyorum. Biz Tam Finans olarak her ay müşteri tavsiye skoru (NPS) ölçüyoruz ve notumuz kriz dönemlerinde bile çok yüksek çıkıyor. Bu algı sorunu çok söylendiği için belki müşterilerimiz bize söylemiyor, bilinçaltlarına saklıyorlardır diye beyin elektrik aktivitelerin ölçerek anlamaya çalıştık. Sonuçta müşterimizin bilinç altında  yardımsever, hızlı ve araştırmacı olduğumuz çıktı. Algı sorununu daha iyi anlayabilmek için müşterilerimizi şikayet etmeye teşvik ettik, baktık ki şikayetçi olanların yüzde 67’si bizimle çalışmaya devam ediyor. 

Biz müşterilerimiz arasında ayrımcılık yapmıyoruz, sektörel ya da yöresel hiçbir farklılık gözetmiyoruz. Yeni kurulmuş, hiçbir finansal geçmişi, verisi olmayan müşterilerimiz de var, üzerinde haciz ya da açıkta çeki olan müşterilerimiz de var. İşlem yapabilmek için hiçbir teminat istemiyoruz, ticaret yaparak ayakta durmaya çalışan herkesi desteklemeye çalışıyoruz. Bizimle iş yapan KOBİ’nin maaş ödeyebildiğini, borcunu kapattığını, çekini ödeyebildiğini, ürün alıp çalışmaya başladığını görüyoruz. İşlem yaptığımız müşterinin yüzündeki gülümseme bizi motive ediyor, reddetmek zorunda olduğumuz müşterimizin üzüntüsüne ortak oluyoruz. Bu yüzden yaptığımızı bir açıdan bir sosyal sorumluluk işi olarak da görüyoruz. Üstelik tüm bunları BDDK’ın denetim ve gözetiminde yapıyoruz. 

Tüm bunlara rağmen bizim hakkımızda olumsuz algı taşıyanlar varsa bizi tanımadıkları için olduğunu düşünüyorum.  

– Şirket olarak uzun vadeli planlarınız var mı?

Tam Finans, EBRD ve Actera ortaklığında sermaye yapısı güçlü bir finans şirketi. Türkiye’de ticaretin finansmanında en iyilerden biri olduğumuzu düşünüyor ancak yılda 120 bin işlem yapmayı yeterli bulmuyoruz. Hedef kitlemiz olan esnaf ve KOBİ’lerimiz pandemi döneminde hızla dijital kanalları kullanma alışkanlığı edindiler. Biz de kendi yeteneklerimizi onlara daha hızlı ulaşıp, daha kolay işlem yapabilecekleri şekilde geliştirmek istiyoruz. Finansal şirketlerinin de dijital kanallardan işlem yapabilmesine imkan veren kanun değişikliği 26 Haziran günü resmi gazetede yayınlandı, aynı sabah 08:00’de ilk işlemi yaptık, bugün işlemlerimizin yüzde 60’ını dijital kanallardan geçiriyoruz. 

Diğer taraftan, yine sektördeki Fintek’lerle yaptığımız iş birlikleri sonucu geliştirdiğimiz katma değerli ürün ve hizmetleri önümüzdeki dönemde müşterilerimizle buluşturmak ve onların nakit ihtiyaçlarına daha kapsamlı ve hızlı çözüm üretme planlarımız mevcut. 

“Mütevazı olamayacağım…”

– Türkiye’deki şirketlerle yurt dışındakileri kıyasladığınızda iş yapış şekiller ve ürünler açısından ne gibi farklar var?

Yurt dışında KOBİ finansmanı konusunda uzmanlaşmış şirketlerin olduğu forum ve derneklere üyeyiz. Buralarda ne zaman kendimizi anlatsak diğer kurumlar eriştiğimiz müşteri kitlesi, kullandığımız teknoloji, hız ve etkinliğimize hayran kaldıklarını belirtiyorlar. 

Mütevazı olmayacağım, ticaretin finansmanında dünyadaki en iyi şirketlerden biri olduğumuzu düşünüyorum. 

– Yüksek faiz ve yüksek kur süreci faktoring şirketlerini nasıl etkiler? Faktoringçiler puslu havayı sever algısı geçerliliğini koruyor mu?

Ne yazık ki bu da yanlış bilinen bir durum. Yüksek faiz ve kur müşterimizi riske sokar, biz müşterimizin riskine ortak olduğumuza göre elbette bu durum bizim tercih edeceğimiz bir durum olmaz. 

– Siz IT alanında uzman bir bankacısınız. Neden faktoring şirketinde çalışmayı tercih ettiniz?

Tek bir bankacılık ürünü ve bu ürünü sunan 56 şirketin oluşturduğu yoğun bir rekabet ortamının getirdiği dinamizm diyebilirim. Faktoring işlemleri doğası gereği kısa vadeli, bu yüzden sağlıklı büyüyebilmek için her gününüzün bir önceki günden daha iyi olması gerekiyor, bir gün bile durma lüksü yok. Buna karşılık da çabalarınızın sonucunu çok çabuk geri alabiliyorsunuz. Geliştirdiğiniz bir uygulamanın etkisini görmek için aylar yıllar beklemeye gerek olmuyor. Bu yöneticiye şirketin direksiyonun gerçekten elinde olduğunu hissetme olanağı veriyor. Tek bir ürün ve yüksek rekabet yaratıcılığı teşvik ediyor. Üstelik teknolojiyi iyi bilmek ve analitik yeteneklere sahip olmak önemli rekabet avantajları da yaratıyor. 

Önümüzdeki dönemin, benim gibi teknoloji liderlerinin şirketlerin Genel Müdürlük ve CEO’luk koltuğuna daha hızlı yükseleceği günler olacağını da söyleyebilirim. 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.