DOLAR 32,3505 0.3%
EURO 35,1394 -0.01%
ALTIN 2.307,841,34
BITCOIN %
İstanbul
17°

PARÇALI BULUTLU

KALAN SÜRE

Destekler olmasaydı iflaslar üç katına çıkacaktı

Destekler olmasaydı iflaslar üç katına çıkacaktı

ABONE OL
25 Ekim 2022 16:15
Destekler olmasaydı iflaslar üç katına çıkacaktı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Coface Türkiye Genel Müdürü Ali Gençtürk, devletlerin destekleri bu yıl da devam ettirmelerinin çok önemli olduğunu dile getirerek “Bir anda çekerlerse ciddi anlamda sıkıntılar oluşabilir. Gelişen ve gelişmiş ülkelerin bu destekleri yaz aylarına kadar devam ettireceğini düşünüyoruz. Destekler olmasaydı 2020 yılında yaşanan iflasları en az üç katına çıkacaktı, devlet destekleri bizi kurtardı” dedi. Küresel ticaret alacak sigortası şirketi Coface her yıl sektörlere ve ülkelere göre risk barometresi açıklıyor. Pandemi ile geçen ve ticari hayatı da kökten değiştiren 2020 sonrasında 2021 için açıklanan risk barometresi düzensiz bir büyüme fikriyle oluşturuldu. Bazı ülkelerin ve bazı sektörlerin geride kalması pandeminin ise bazı sektörleri ön plana çıkarması beklenen 2021’de ise tıpkı geçen yıl olduğu gibi en kritik nokta devlet destekleri.

Dünya Gezetesi’nden ŞEBNEM TURHAN’e konuşan Coface Türkiye Genel Müdürü Ali Gençtürk, eşit olmayan bir toparlanma yaşanacağını dile getirerek aşının yaygınlaşması ve toplu bağışıklık kazanılmasıyla ekonomilerde yazdan sonra hızlı toparlanma beklenebileceğini kaydetti. Toparlanmaya kadar tüm dünya devletlerinin 2020 Nisan-Mayıs gibi başlattıkları destekleri sürdürmelerinin kritik önemde olduğuna dikkat çeken Gençtürk, şöyle konuştu: “Bir anda çekerlerse ciddi anlamda sıkıntılar oluşabilir. Beklentilerimiz bu yönde değil, gelişen ve gelişmiş ülkelerin bu destekleri yaz aylarına kadar devam ettireceğini düşünüyoruz. Bu destekler olmamış olsaydı 2020 yılında yaşanan iflaslar en az üç katına çıkacaktı. Devlet destekleri bizi kurtardı. 2021’de devamını bekliyoruz.”

Tekstil-giyim sektörü geride kalacak

Dünya ekonomisinin 2020’de yüzde 3,8 küçüldüğünü 2021 yılında ise yüzde 4,3 büyüme yaşanacağını öngördüklerini söyleyen Gençtürk, “Hızlı bir toparlanma elbette. Ama bu büyümeler her ülkeye ve sektöre eşit olarak dağılmayacak. Bazı ülkeler öne çıkacak bazıları geride kalacak, bunun ana sebebi sağlık krizine verilen hızlı tepkiler. Bazı ülkeler daha başarılıydı Türkiye’yi de buna biraz katabiliriz. 2021 yılında aşı temini ve aşılama çalışmalarının ne kadar hızlıca gerçekleştiği de önemli olacak. Bunu iyi yapanlar daha hızlı toparlanacak. Sektör olarak tekstil-giyim, enerji, metal, ulaşım, turizm ve perakende çok hızlı toparlanamayacak, geride kalacaklar. Bunun yanında ilaç, kimya, gıda, enformasyon teknolojileri, gıda perakendesi, ambalaj gibi sürpriz sektörler daha avantajlı olacaklar” dedi.

Gençtürk, Türkiye’nin dünyada Çin ile birlikte 2020’i büyüyerek kapatacak ülkelerden olacağını belirterek şunları söyledi; “2021 yılında sıkı para politikasına başlasak da yine de yüzde 4’ün üzerinde büyüme bekliyoruz. Yine özellikle gelişmekte olan ülkeleri etkileyecek konular var. Destekler havadan gelmedi, borçluluk oranları çok yüksek. Gelişen ile gelişmişlerin borçlanması arasında fark var. Gelişenlerde hükümetlerin bazı sorunları var hareket alanları daraldı. Türkiye’nin bazı avantaj ve dezavantajları var. Gelişenler arasında farklılıklar olacak. Biz pozitif faiz veriyoruz hala ve bunu vermeye devam edeceğiz gibi görünüyor. Diğer taraftan bizim serbest kur rejimi avantaj, yabancının girip çıkması için rejim önemli. Dezavantajlarımızdan biri cari açık. Cari açık yumuşak karnımız olarak devam edecek, döviz rezervlerimizin azalması da var. Bu ikisi Türkiye’yi üzecek konular.”

Coface Türkiye pozitif ayrıştı

Geçen yılı Coface Türkiye olarak kötü geçirmediklerini söyleyen Gençtürk, “60 ülkeyle karşılaştırıyoruz Türkiye’nin durumu oldukça iyiydi. 2020 gelişmiş ülkelere daha çok darbe vurdu. ABD ve Avrupa pandemide gecikti, biz hızlı tepki verdik. Vergi ötemeleri, Kosgeb kredileri ayrıca Türkiye’nin krizlere de alışık olmasından dolayı bankalar ve ticaret hayatı birbirine destek verdi. Şanslıydık genel olarak, 2019 ile karşılaştırıldığında daha kötü bir sene geçirmedik, diğer tüm ülkeler daha kötü bir yıl geçirdi” dedi.

Coface kapsamındaki 60 ülkenin şirketlerine bakıldığında tüm sektör ve portföylerde eksi aktivite olduğunu kaydeden Gençtürk, Türkiye’de ise bütçenin yarısı da olsa yine artıda olunduğunu vurguladı.

2020 yılında en çok hasar aldıkları sektörün tekstil olduğunu belirten Gençtürk, 2021’de altıncı aydan sonra düzelme yaşanacağını kaydetti. Dünya genelinde Coface’ın pandemi döneminde tüm poliçelilere 6 ay otomatik vade öteleme verdiğini hatırlatan Gençtürk, şunları söyledi: “Hasar başvurusu için 6 ay daha beklenmesi satıcı ve alıcı arasındaki ilişkinin yumuşak şekilde yönetilmesini sağladı. Büyük markalarla otomatik vade ötemeler oldu. Biz prim taksitlerinde de esneklik yaptık. Ve bunlar firmaların hayatlarına devam etmesini sağladı. 2020 alacak sigortasına talebin en çok arttığı yıl değildi. Bebek bir piyasayız, hala emekliyoruz. Tüm sigortacılık pazarında alacak sigortasının payı yüzde 1. Dolayısıyla gidilecek çok yer var.”

Türkiye için fırsatlar var

Gençtürk, pandemiyle birlikte Türkiye için güzel bir olasılığın ortaya çıktığını ve Coface raporlarına da girdiğini belirterek şunları söyledi: “Gelişmiş ekonomilerin tedarik zincirlerine stratejik ürünlerde garanti altına alma isteği fırsatı doğuruyor. Büyük ekonomiler, Avrupa pandemide gördü ki bazı ürünlerde salgından dolayı malları temin edememe sorunuyla karşılaştılar. İleride başka konu olduğunda bu sıkıntının tekrar yaşanabileceğini gördüler. Tek ülkeye bağımlılıktansa Türkiye gibi kendilerine daha yakın olan ülkelere üretim kapasitelerini Çin’den taşıyabileceklerini düşünüyoruz. Türkiye buna hazır ülkelerden biri. Ayrıca Çin de ticaret savaşları nedeniyle üretimini başka ülkelerde yapmayı planlıyor. Afrika ve Türkiye’ye gelip işbirliği ve ortaklıklarla ciddi anlamda fırsatlar yaratabileceğini düşünüyoruz”

Otomotiv ve kimya riskte bir kademe iyileşti

Coface Türkiye Ekonomisti Seltem İyigün Türkiye açısından 2021’in daha iyi dengeli bir sene olacağını düşündüklerini belirterek, “Büyümenin yüzde 4 civarında kaldığı, enflasyonun daha düşük olacağı, cari açığın milli gelir oranı yüzde 3,5 ve altına gerileyebileceği, bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 3,5 seviyesi öngörünümüz var. 2020’ye nazaran en önemli fark enflasyonist baskıların azalması olacak. Temel sebep para politikasının sıkılaşması. Birikimli enflasyon var, Önümüzdeki üç aylık beklentiler artışı gösteriyor. Tekrar şok olmazsa kurdaki değerlenmeyle baskıların azalmasını bekliyoruz. İç talebin de 2020’ye nazaran artış hızında durulma görebiliriz. Ama dış pazarların açılmaya başlamasıyla birlikte ihracat kanalının 2020’den daha fazla büyümeye destek vermesini bekliyoruz” dedi.

Türkiye’de en risksiz sektörün ilaç olduğunu belirten İyigün, sene içinde çok yüksek riskte olan otomotiv, kimya, enerji, inşaat, metaller sektörlerinin arasından otomotiv ve kimya sektörünün risk seviyesini bir kademe iyileştirdiklerini kaydetti.  Metallerde pandemi döneminde tüm hammadde fiyatlarında düşüş olduğunu hatırlatan İyigün, “Çinli üreticiler devreye girip alım yapınca fiyatlar artmaya başladı. Yurtiçinde metal girdi kullanan firmalar sipariş geçmeye başladı. İnşaat zayıf devam etse de sanayi üretimindeki kayıp telafi edildiği için metallere yönelik yurtiçi talep artışı sürecek. İnşaatın konut tarafı biraz engel teşkil ediyor alt yapı yatırımları devam ediyor. Metal sektörüne ilişkin risk çok yüksek riskte ama önümüzdeki çeyrek dönemde değerlendirmeyi gözden geçireceğiz” diye konuştu.

Tarımda hammadde fiyatlarında oynaklık olduğunu ve risk oluşturduğunu kaydeden İyigün, “Kurdaki son düşüşle birlikte özellikle stok devir hızı kısa olan firmaların kar marjlarının artacağını söyleyebiliriz. Tekstil ve giyimde çok yüksek riskteyiz. Ulaştırma sektöründe hava ulaştırmacılığı olumsuz, kara ulaştırmasında olumsuzluk yok” dedi. İyigün, 2020 yılında devlet destekleri ve ötelemeler nedeniyle iflasları tahmin ederken kullanılan klasik modellerin çalışmadığını gördüklerini belirterek “Bizim modelimize göre 2020’de 2019’a göre iflasların yüzde 36 artması gerekirken yüzde 12 gerilediğini gördük. Avrupa bölgesinde yüzde 22, Asya Pasifik’te yüzde 19 geriledi. Ama devlet destekleri olmasaydı buralarda çok ciddi yüzde 25-30 iflasların arttığını görecektik. 2021 için hala devlet destekleri yürürlükte olduğundan modeller sağlıklı çalışmıyor. Kademeli olarak devlet destekleri kalktıktan sonra mutlaka biz iflaslarda artışlar görebiliriz. Ama bunu da normal kabul etmek lazım. 2022 ve sonrasında tekrar biz daha sağlıklı tahminlerde bulunabileceğiz.”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.