DOLAR 32,5828 0.02%
EURO 34,9536 0.13%
ALTIN 2.429,22-0,02
BITCOIN %
İstanbul
21°

KAPALI

KALAN SÜRE

Ahmet Mergen’den dalgalanan dünya piyasası ve Türkiye analizi

Ahmet Mergen’den dalgalanan dünya piyasası ve Türkiye analizi

ABONE OL
25 Ekim 2022 15:32
Ahmet Mergen’den dalgalanan dünya piyasası ve Türkiye analizi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Son günlerde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de enflasyon dalgası gündeme oturmuş durumda. Covid-19 salgını sonrası tedarik zincirlerinin sekteye uğraması ve zincirde bulunan halkaların kopması bir taraftan arzı olumsuz yönde etkilerken; diğer taraftan da üretime yönelik kesimlerde de enerji ve hammadde konusunda sıkıntılar yaratmaktadır. Enerji alanında; petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip ülkelerin siyasi baskı yapmak amacıyla yıllardır uyguladıkları politikalar, enerji tüketimi konusunda başka ülkelere güvenilmemesi gerektiğini bir kez daha ortaya koymuştur. Klasik bir deyim olan: “Kurt’a sormuşlar ensen neden kalın ?” diye o da “Kendi işimi kendim görürüm de ondandır.” bu durumu çok iyi özetlemektedir. Tabii ki ülke olarak her şeyi kendiniz üretemezsiniz ama enerji ve gıda gibi alanlarda başka ülkelere özellikle; tek bir ülkeye bağlı kalmak da pek akıllıca bir politika değildir. Sanayi sektöründe bile herhangi bir ürünün temini konusunda hammadde veya ara ürün sağlayabilecek çok sayıda farklı şirketten teklif alınır ve anlaşmalar, alımlar bu tekliflere göre yapılır. Ana tema olarak her bir şirket bir şekilde memnun edilir ki; yeri geldiğinde herhangi biri ile bir problem yaşandığında, diğerlerinden tedarik edilen ürünler sayesinde üretiminiz aksamadan devam eder.

Türkiye, dünyada giderek artan gıda ve enerji fiyat artışları karşısında maalesef kendisini soyutlayacak bir konumda değildir.  Dolayısıyla; Türkiye’de de fiyatlar kaçınılmaz olarak artmaktadır.

Bu ortamda yatırımcı kütlesinin “Elimdeki paranın değerini ve alım gücünü, yaşanan enflasyona karşı nasıl koruyabilirim?” şeklindeki sorularına ışık tutabilmek amacıyla çeşitli yatırım seçeneklerini incelemeye alacağım. 

Türk insanı “yastık altı altını” veya ”kefen parası” der; parasını geleneksel olarak altında değerlendirmeye çalışır. Gayrimenkul ise olmazsa olmazıdır. Yatırımcıların, döviz ile olan ilişkisi ise 1994 senesindeki krizden sonra ilerleme kaydederken; 2001 krizi sonrası iyice gelişmiştir. Daha sonra, 2008 Küresel Ekonomik  Kriz ile pekişen ilişki; 2013’de FED başkanı Bernanke’nin başlattığı varlık alımlarının kısıtlanması ve azaltılmasına yönelik projeyle iyice alevlenmiştir. Dünyada değerlenmeye başlayan doları gören insanlar, maalesef bankalardaki mevduatının yarısından fazlası döviz hesabı olacak şekilde; dövize yönelmiştir. Bugünlerde, gayrimenkuldeki artışlar; orta direk sade vatandaşı ev alma düşüncesinden vazgeçirme noktasına ulaşmıştır. Çok fazla nakit parası olmayan, büyük bir borcun altına girebilecek aylık geliri olmayan veya ileriki yıllarda gelirinin düzenli şekilde korunabileceğine inanamayan vatandaş;  altın ve dövize yönelmiştir. Kısa vadede faizlerin yüzde on dokuzlara erişmesi, bir kısım vatandaşın faizde kalmasına sebep olurken; faizi farklı sebeplerden dolayı uygun bulmayanlar da altın ve dövize dönmüştür.

Yazımda altın ve döviz (özellikle dolar) grafikleri paylaşıp, önümüzdeki aylarda fiyatların normal seyrinde nerelere gidebileceği konusunda (kesinlikle gerçekleşme garantisi olmayan ve verilmeyen tahminler) bazı öngörülerde bulunacağım.

 Ons-Altın

2016 senesinin sonunda FED’in faiz artırımı yapmaya başladığı zamanda; “1046” dolarda olan ons-altın, geçen süre içinde “1380” dolar civarındaki satıcıları bir süre aşamadı. Fakat sonrasında ABD’de faizlerin yeniden sıfıra inmesiyle ons-altın “1700”e doğru yol aldı. Covid-19 salgınının Mart 2020’den sonra hızla yayılmaya başlaması ile oluşan, “1450” dolardaki dipten sonra, hastalığın ciddiyeti arttıkça; çok hızlı bir yükseliş yaşadı ve “2075” dolar ile tarihi bir zirveye erişti. Daha sonra düşüşe geçen altın “1680” civarında durdu ve yeniden çıkışa geçti. ABD ve Avrupa’da son zamanlarda oluşan enflasyonun; kalıcı ve giderek artan bir rotaya girmesi ihtimali ise altın fiyatlarında yeniden bir çıkışa sebep olacaktır. 

Global bir enflasyona gidilirse ileride “2075-1680” arasında sarı renkle gösterilen alandaki çanak görünümü yeniden “2075”e giden bir fiyatla tamamlanabilir. Global enflasyon riskinin ciddi şekilde büyümesi; fiyatın ileriki aylarda önce “2075”e, daha sonraki yıllarda ise enflasyonun önlenememesi, global boyutta huzursuzluk ve ekonomik çalkantılar devam ederse de “2500” dolara doğru gidişine sebep olabilir. 

Altının yükselmesine karşı tek engel FED’in faiz artışlarına gidişi olacaktır ama enflasyonun engellenmesi amacıyla hızlı faiz artışlarının da ekonomik durgunluğa ve işsizliğe yol açma riski de FED’in elini yavaşlatabilir.

Gram-Altın

Gram altının hesaplanması bilindiği gibi; Gram altın fiyatı ( TL ) = (ons altın fiyatı) x ( Dolar-TL kuru ) / 31.1 şeklindedir.

Türkiye’de dolar devamlı olarak yükselişte olduğu için gram altın fiyatı da dolar fiyatı gibi çoğu zaman yükselmektedir. İniş ve çıkışları tahmin edebilmek; dolardaki iniş çıkışları tahmin etmekten bile daha zor bir hale gelmektedir. Zira yatırımcı veya vatandaş dolar kuruna ek olarak; altının ons bazındaki iniş çıkışlı hareketini de takip etmek zorunda kalmaktadır. Zaman zaman her iki taraftaki yükselişler, gram altında büyük sıçramalara sebep olsada; yeri geldiğinde ons-altın yükselirken; dolar kurunun düşüşüyle vatandaş gram-altında da düşüş yaşayabilir veya ons-altın dünyada yükselirken, gram-altının düşmesi yüzünden şaşkınlık yaşayabilir.

“Altına yönelerek paranın değeri ve alım gücü korunabilir mi?” sorusu tartışılabilir ama yine de enflasyonun çokta gerisinde kalmamaktadır.

Gram-altın, dolardaki yükselişin devamı halindedir. Enflasyondaki çıkış yavaşlatılamazsa; önce “kulp” olarak nitelendirilen çanağın katlanmasıyla önce “600 TL”ye, ilerideki aylarda da(hatta yıllarda) büyük çanağın yani “fincan” olarak adlandırılan çanağın (yarım dairenin) katlanmasıyla “680-700” aralığını hedefleyebilir.

Dolar-TL Kuru

Türkiye’nin ve gelişmekte olan tüm ülkelerin en büyük problemi olan sermaye ve enerji eksikliğinin dövize olan talebi körüklemesi ile ülkemizde de dolar-TL kuru sürekli olarak yükselmektedir. Tabii ki; euro ve sterlin de aynı şekilde tırmanmaktadır. Son zamanlarda ABD’den gelen büyüme ve artan enflasyon haberleri ve ona bağlı olarak; FED’in doların değerlenmesine yol açacağı bilinen varlık alımlarını azaltması ve doları piyasadan çekmesi gibi konular, diğer ülkeler gibi ülkemizde de dolar-TL kurunu yukarı doğru itmektedir. 

Kısa vadede “kulp” olarak nitelendirilen ufak çanak yukarı yönde katlanabilir ve fiyatta “8.80”+(8.80-8.26)=”9.30-9.40” aralığı hedef olarak gündeme gelebilir. İlerleyen aylarda ise; enflasyonun çok kısa sürede aşağılara inmesi mümkün olmayacağı için kurdaki yükseliş; oluşabilecek olumlu gelişmelere bağlı olarak yavaşlayabilir ama devam edecektir. Önemli olan yükselişlerin piyasaları dalgalandırmamasını sağlamaktır. Fincan olarak adlandırılan büyük çanağın (yarım dairenin) yukarı yönde katlanması ise; ilerleyen aylarda “8.58”+(8.58-6.89)=”10.30” TL ve üstünü hedef alabilir. Aşağı tarafta enflasyon ve kurdaki artışı önlemek için alınacak tedbirlere göre fiyatta “8.30-8.50” aralığına doğru geri çekilme yaşansa da genel tema olarak düşük faiz ve yüksek döviz kuru politikasının devamı dövizde fazla geri çekilme yaşanmayabileceğini düşündürmektedir.  

Borsa İstanbul 

Borsamız, gelişmekte olan bir ülke borsası olduğu için zaman zaman çok sert hareketlenmelere maruz kalabilmektedir. Ülkedeki enflasyon ve döviz kurlarındaki oynaklık, ekonomik aktivitenin dışında da önemli bir yer tutup piyasada etkili olabilmektedir. 2013 senesi ortalarında FED başkanı Bernanke’nin “tapering” adı altında varlık alımlarını azaltma programını açıklaması ile dolardaki global değerlenmeye bağlı olarak 50000 dolar seviyesinden itibaren düşüşe geçen borsa, 2021 senesinde hala 16000 dolar seviyesinde gezinmektedir. Borsa, bugünkü değerlere bakıldığında şirketler açısından epeyi düşük ve cazip fiyatlarda gözükmektedir. Zirveden dolar bazında hesaplandığında yüzde altmış altı gibi daha düşük değerlerde dolaşan borsa, uzun vadeli düşünen yatırımcılar tarafından ele alınabilir. Oynaklığı dolayısıyla yatırımlarının zaman zaman büyük kayıplar yaşayabileceği ihtimali; vatandaşları korkutmakta ve borsadan uzak tutsa da ekonomik sıkıntıların olduğu zamanlarda uzun vadeli düşünerek yapılan yatırımlar, sonraki yıllarda iyi getiriler sağlamaktadır.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.