Buna göre, kitle imha silahlarının neden olduğu tehditler ve devlet dışı aktörlerin kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer silah kullanmasını önlemek amacıyla kabul edilen yeni ve kapsamlı bir strateji ile ABD, yerel, uluslararası aktörler, diğer hükümetler ve özel sektörle birlikte çalışmayı hedefliyor.

Nükleer teknolojinin barışçıl amaçlarla kullanıldığında ekonomik, tıbbi ve çevresel faydalar sağlayacağı belirtilen genelgede, diğer taraftan, yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum ve ayrılmış plütonyum ile diğer nükleer malzemelerin depolanması, taşınması, işlenmesi ve kullanımının ABD için kalıcı ulusal güvenlik riskleri oluşturduğu vurgulandı.

Bu nedenle genelgede ABD’nin, silahlarda kullanılan nükleer malzemelerin üretimini yalnızca hayati ulusal güvenlik çıkarlarını desteklemek için gereken miktarlarda en aza indirilmesi, ulusal güvenlik ve sivil ihtiyaçları aşan nükleer materyalin güvenli ve emniyetli bir şekilde imha edilmesi, çok taraflı kurumların nükleer malzeme güvenliği faaliyetlerini desteklemek ve bu konudaki uluslararası işbirliğini artırmak gibi bir dizi politikayı benimsediği kaydedildi.

Bunların yanı sıra, radyoaktif materyallerin küresel depolanması, taşınması, işlenmesi ve kullanılmasının güvenlik riski teşkil edebileceği belirtilen genelgede, teknik ve ekonomik olarak alternatiflerin olduğu durumlarda bu malzemelerin kullanımını en aza indirmenin güvenlik, sağlık ve ekonomik çıkarlar için faydalı olacağı ifade edildi.

ABD’nin alternatif teknolojilere yönelerek bu kapsamda yürütülen çalışmaları destekleyeceği belirtilen genelgede ayrıca, radyoaktif malzemelerin nakliye güvenliğine dikkat edilmesi, kullanılmayan radyoaktif kaynakların kalıcı olarak imha edilmesi veya geri dönüştürülmesinin sağlanacağı ifade edildi.