Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Avrupa Birliğinin (AB) Ermenistan ordusuna 10 milyon avro askeri yardım kararının arkasında AB’nin yıkıcı etkisini Güney Kafkasya bölgesine doğru genişletme yönündeki jeopolitik hesabı olduğunu söyledi.

Zaharova, düzenlediği haftalık basın toplantısında, AB’nin Azerbaycan’la barış sürecinin devam ettiği bir ortamda Ermenistan Silahlı Kuvvetlerine 10 milyon avro tutarında askeri yardım yapılması kararını nasıl değerlendirdiği sorusunu cevapladı.

AB’nin barışçıl temelini kaybettiğini ve kullanabileceği barışçıl bir potansiyele sahip olmadığını dile getiren Zaharova, “Bir zamanlar AB’nin en azından sözde barışçıl, istikrarlı bir durum için çabaladığı, barışçıl hedefler adına bir şeyleri güçlendirmeye çalıştığı zamanlar vardı. Artık neler olduğunu, hangi kararların alındığını, hangi belgelerin imzalandığını görüyorsunuz. AB askerileşmeye, çatışmaya doğru bir yol izlemiştir ve kendi vatandaşlarının değil, ABD ve NATO’nun çıkarlarına hizmet etmektedir.” ifadelerini kullandı.

Rusya’nın uyarılarının, Batılıların Sovyet sonrası alanı bir çatışma alanına çevirmeye çalıştığını doğruladığını vurgulayan Zaharova, ABD Kongresi temsilcilerinin de Orta Asya’da, Sovyet sonrası alanlarda Orta Asya ülkelerinin Rusya ile iyi ilişkilerine izin vermemek için nasıl ilişkiler kurmaları gerektiğine dair yaptığı açıklamaların da çok şey ifade ettiğini aktardı.

Zaharova, AB’nin düşüncesine göre, Bakü ve Erivan arasındaki mevcut çelişkilerin artırılması, Rusya’yı ve Batı’dan bağımsız egemenlik politikası izleyen diğer ülkeleri kontrol altına alma hedefini karşıladığını söyledi. Kolektif Batı için haritada bir çatışma ve istikrarsızlık noktasının azalmasının kendisinin lehine olmayacağına işaret eden Zaharova, şöyle konuştu:

“AB’nin Ermenistan Silahlı Kuvvetlerine destek amacıyla 10 milyon avro gönderme planının arkasında, AB’nin yıkıcı etkisini Güney Kafkasya bölgesine doğru genişletme yönündeki jeopolitik hesabı var. Ukrayna örneği gösteriyor ki, sözde Avrupa Barış Fonu’nun amacı barış, istikrar ve güvenlik değil, savaş, ülkeleri kışkırtmak, kan dökmektir. Böl-yönet, itele-tokuştur ilkeleri doğrultusundaki Batılı yaklaşımların, bölgenin istikrarı ve güvenliği açısından hiçbir olumlu yanı yok.”